Alman basınından Erdoğan'a ağır eleştiri
Başbakan Erdoğan'ın Almanya ziyareti sırasında yaptığı açıklamalara Alman medyasından sert eleştiriler geldi. Erdoğan'ın açıklamalarının iç politikaya yönelik olduğunu öne süren Alman medyası, "Erdoğan Almanya'da yaşayan Türkleri de kendi tahakküm politikalarının bir aracı olarak görüyor", "Erdoğan Almanya'da yaşayan üç milyon Türk kendisine aitmiş ve onların patronuymuş gibi konuşuyor", "Erdoğan, Almanya'da yaşayan Türklerin inandırıcı, güvenilir bir avukatı değil", "Hayır, Sayın Erdoğan, biz birbirimize ait değiliz" ifadelerini kullandı.
Deutsche Welle'in yansıttığı haber ve yorumlarda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, aile birleşimiyle Almanya'ya gelecek eşlerden temel Almanca bilgisine sahip olma koşulunun aranmasını eleştirmiş ve Almanya'nın "insan haklarını ihlâl ettiği"ni söylediği vurgulandı.
'Erdoğan, insan onurunun ne anlma geldiğini bilmiyor'
Frankfurter Rundschau gazetesi, Erdoğan'ın bu açıklamalarına ilişkin, "Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Almanya ziyaretini, insan hakları savunucusu olarak yarar sağlamak için kullanıyor" yorumunu yaptı. Gazete, "Hayır, Erdoğan Türkiye'de sevilmeyen aydınların sırf bu nedenden ötürü mahkeme önüne çıkmaktan artık korkmak zorunda olmadığını söylemedi. Erdoğan Türkiye'de toplanma, örgütlenme ya da dini inanç özgürlüklerine sahip çıkacağını da ifade etmedi" diyerek şu ifadelere yer verildi: "Bunların yerine, Almanya'daki aile bireylerinin yanına gelmek isteyen Türklerin Türkiye'de az da olsa Almanca öğrenmelerinin, insan onurunu aşağıladığını açıkladı. Erdoğan'ın insan onuruyla ne kastedildiğini, bunun ne anlama geldiğini aslında bilmediği görülüyor."
'Erdoğan'ın açıklamaları iç politikaya yönelik'
Süddeutsche Zeitung ise yorumunda, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının Türkiye iç politikasına yönelik olduğu görüşünü savunarak, Erdoğan ve bazı AKP politikacıların, 50'nci yıl kutlamalarından kısa bir süre önce Almanya'ya yönelik sert açıklamalar yaptığını hatırlatarak şu değerlendirmeye yer verdi: "(Erdoğan) Almanya'nın PKK'lı teröristlere ılımlı muamele ettiği, buraya gelecek Türkler'den Almanca bilgisi istenmesinin insan hakları ihlâli olduğu ve Almanya'nın Türk'lerle yeterince dayanışma içinde olmadığı yönünde suçlamalar dile getirdi. Peki, bu açıklamaların 50'nci yıl kutlamaları ile ne ilgisi var?"
Haberde, "Erdoğan, gürültü patırtı ile Berlin'de bir şey elde edemeyeceğini biliyor. Amacı zaten bu değil. Onun için önemli olan, Türkiye'deki seçmenler. Bu seçmenler Erdoğan'ın kendine güvenini, geleneksel güçlere karşı çıkmasını ve onların karşısında rahat davranmasını alkışlıyor" yorumu yapıldı.
'Türkiye'de popülist söylem ve açıklamalar olumlu yankı buluyor'
"Fransa Cumhurbaşkanı'nın Libya gezisinin önüne geçmek için ondan önce Libya'ya yaptığı gezide ve Gazze'ye yardım götürürken yakalanan gemiler konusunda İsrail'le yaşanan gerginlikte olduğu gibi. Şimdi sırada Berlin var" diye yazan gazete şöyle devam etti: "Bunun dış politikada yol açacağı zarar büyük olabilir. Ancak Türkiye'de böylesine popülist söylem ve açıklamalar olumlu yankı buluyor. Üstelik sadece orada da değil. Erdoğan Almanya'da yaşayan Türkleri de kendi tahakküm politikalarının bir aracı olarak görüyor."
'Erdoğan, Almanya'da yaşayan Türklerin patronuymuş gibi konuşuyor'
Die Welt gazetesi ise, Başbakan Erdoğan'ı "Almanya'da yaşayan üç milyon Türk kendisine aitmiş ve onların patronuymuş gibi" konuşmakla eleştirerek, "Türkiye'den Almanya'ya iş gücü göçünü düzenleyen anlaşmanın 50 yıllık geçmişine bakıldığında, bardağın sadece yarısından fazlasının dolu olduğu görülüyor" dedi.
Gazete, Almanya'da yaşayan birçok Türk'ün artık Almanya'da orta sınıfa dahil olduğunu vurgulayarak, "Küçük işletmeleri var, akademisyen, politikacı ya da sanatçılar. Buranın yerlisi haline geldiler ve varlık gösteriyorlar. Ancak burada yaşayan Türklerin üçte birinin dil konusundaki yetersizliği, en önemli ve kalıcı sorun olmaya devam ediyor" şeklinde yazdı.
'Hayır, Sayın Erdoğan, biz birbirimize ait değiliz'
Berlin'de yayımlanan Die Tageszeitung da aynı konuyla ilgili yorumunda, "Burada önemli olan birinin ne söylediği değil, aynı zamanda bunu kimin söylediği. Bir Porsche sürücüsünün ateşli bir çevre dostu tavır sergilediğine inanılmaz. Bir kasap iyi bir vejetaryenin nasıl olacağını tarif edemez ve duyma özürlü bir insan iyi bir müzik eleştirmeni olamaz. İşte bu üç örnekte de aynı nokta eksik: İnandırıcılık" dedi.
"Erdoğan da Almanya'da yaşayan Türklerin inandırıcı, güvenilir bir avukatı değil" yorumunu yapan gazete, "Asimilasyonun insanlığa karşı işlenen en büyük suç olduğu" hakkında uzun uzadıya yaptığı konuşmayla, bu konuda kendisi için neyin önemli olduğunu göstermiş oldu: Erdoğan milliyetçi gelenek içinde, Türklüğün ve İslam dininin çok tipik bir savunucusu. Hayır, Sayın Erdoğan, biz birbirimize ait değiliz" ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması