"Anadolu İnsanı'nın önü Gölbaşı'nda kesildi"

DİSK Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, Nisan 2011'de köylerinden, kasabalarından ve şehirlerinden çıkarak "Anadolu'yu Vermeyeceğiz!" çağrısıyla Ankara'ya yürümeye karar veren bu toprağın insanlarının hedefinin, yürüyerek Ankara'ya ulaşmak ve yaşam alanlarını yok eden yasaların geri çekilmesini sağlamak olduğunu ifade etti. Açıklamada ayrıca, "AKP hükümeti her konuda olduğu gibi bu konuda da tahammülsüzlüğünü göstererek yürüyüşçülerin önüne Ankara Gölbaşı ilçesinde polis barikatı kurdurdu" denildi.

Binlerce yıldır uygarlıkların beşiği olmuş Anadolu'nun, eşi görülmemiş bir yıkımla karşı karşıya kalmasına dur demek için yola çıkan bu insanlara yapılan uygulamanın "demokrasi ve insanlık dışı" olduğunu belirten DİSK, "Son yıllarda sularımızı enerji şirketlerine peşkeş çekerek yüzlerce HES ve baraj kurulmasının önünü açan; yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi küresel maden şirketlerinin kullanımına sunarak doğanın tahribatını hızlandıran; dünyada nükleer santraller kapatılırken yaşamlarımızı nükleer santraller kurmaya çalışarak yok etmeye kararlı bu hükümet, Anadolu'nun onurlu sesi olan bu insanların feryatları ÇED raporları ve mahkeme kararları da yok sayılarak susturulmaya çalışılmaktadır" ifadelerini kullandı.

Yedi ayrı koldan, 40 gün 40 gece Anadolu'yu katederek ve bütün zorluklara karşı Ankara'ya yürüyen bu insanların önüne polis barikatı koymanın Anadolu'nun geçmişine "saygısızlık", çocukların geleceğine "saldırı" doğaya ve yaşam hakkını ise "hiçe saymak" anlamına geldiğini belirten DİSK, "Onlar haykırıyorlar 'Suyumuzu, doğamızı, köklerimizi ve Anadolu'yu geri alana kadar, dönmüyoruz' diye. Bu sese kulak verin. Hiçbir dil, din, ırk ve siyasi görüş ayrımı gözetmeden tüm Anadolu insanını yürüyüşe katmış bu önemli ve onurlu çabayı biz saygıyla selamlıyor ve onların bu kavgasını destekliyoruz" dedi. DİSK, emniyet kuvvetlerinin Anadolu insanının önüne kurduğu barikatların derhal kaldırılmasını istedi.