Anlaşamadıkları konular daha fazla
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunması amacıyla yaptıkları müzakerelerde, tarafların anlaşamadıkları konular, anlaştıklarından daha fazla.
11 Eylül'de başlayan süreç çerçevesinde bugüne kadar 11 kez görüşen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın ele aldığı "Yönetim ve Güç Paylaşımı" ana başlığı altındaki konuların çoğunluğunda ortak görüşe varılamadı.
Hangi konuların federal yetkiler kapsamında olacağı konusunda büyük oranda ortak tutuma sahip olan taraflar, yetkilerin kullanımı konusunda ise görüş ayrılığı yaşıyor. Örneğin Rum tarafı, Türk tarafının ayrı FIR hattı istemine, "ayrı FIR istemenin ayrı devlet istemekle eş anlamlı olduğu" iddiasıyla şiddetle karşı çıkıyor.
Federal yürütmede de taraflar arasında derin görüş ayrılıkları olduğu görülüyor.
Federal yetkilerdeki görüş birliği
Hangi konuların federal yetki kapsamında olacağı hususunda taraflar arasında büyük bir farklılık yok. Tarafların bu bağlamda, detayları üzerinde anlaşılması kaydıyla federal yetki olması konusunda ortak bir anlayışa vardığı konular şunlar: "AB ilişkileri, iletişim, meteoroloji, Kıbrıs vatandaşlığı, göç, iltica ve yabancıların sınır dışı ve iade edilmesi, terörizm, uyuşturucu ticareti, kara para aklama ve organize suçlarla mücadele, federal suç kapsamında af yetkisi, diplomatik yetkililer dahil federal görevlilerin atanması, fikri mülkiyet, ağırlık ve ölçüler, ekonomik yakınsama, işçi hakları ve belirlenen bazı sosyal konular, dış ilişkiler ve savunma/savunma politikası, merkez bankası, bankacılık sektörünün düzenleme ve denetlenmesi, federal bütçe ve tüm dolaylı vergiler dahil federal maliye, mali sektörün düzenleme ve denetlenmesi, hava sahası ve FIR dahil havacılık, uluslararası seyrüsefer, su kaynakları dahil doğal kaynaklar ve rekabet."
Federal yetkilerdeki ana görüş ayrılıkları
Tarafların federal yetkiler konusunda, 6 ana maddeden oluşan görüş ayrılıkları ise şöyle:
1- Kıbrıs Türk tarafı, yetki tabirinin mülkiyet ve işletme haklarını kapsamadığını ve dolayısıyla bu haklara halel getirmediğini ifade ediyor, Rum tarafı ise federal yetki kavramının bu unsurları da içerdiği konusunda ısrarlı. Özellikle, hava alanları ve limanların mülkiyeti ve işletmesi konusunda bu sorun ön plana çıkıyor.
2- Kıbrıs Türk tarafı, havacılığın federal bir yetki olduğunu kabul etmekte, ancak FIR konusuna ilişkin olarak bugün var olan uygulamanın devam etmesini ve yeni Kıbrıs devletinin biri Kuzey'de, biri Güney'de iki FIR'a sahip olmasını talep etmektedir. Bunu yaparken, dünyada birçok ülkenin birden fazla FIR'a sahip olduğunu, FIR konusunun egemenlik konusuyla bir ilgisi olmadığını ve zaten Kıbrıs adasının yüz ölçümüne oranla bölgesinde çok geniş bir FIR'a sahip olduğunu vurguluyor. Rum tarafı ise ayrı FIR istemenin ayrı devlet istemekle eş anlamlı olduğunu iddia ederek buna şiddetle karşı çıkıyor.
3- Kıbrıs Türk tarafı, Annan planında da olduğu gibi savunma politikasının dış ilişkiler yetkisinin bir parçası olmasını talep ediyor, Rum tarafı ise konunun dış ilişkilerden ayrılmasını ve 'savunma politikası' yerine 'savunma' başlığının kullanılmasını istiyor.
4- Kıbrıs Türk tarafı, federal hükümetin uluslararası antlaşmalar yapma yetkisini kabul etmekte, ancak kurucu devletlerin de kendi yetki alanlarına giren konularda uluslararası antlaşmalar yapabileceğini belirten bir dipnotun buraya eklenmesini talep ediyor. Kıbrıs Rum tarafı ise buna karşı çıkıyor.
5- Kıbrıs Türk tarafı, bankacılık sektörünün düzenleme ve denetlenmesi, mali sektörün düzenleme ve denetlenmesi ve rekabet konularının federal yetki olmasını kabul ediyor, ancak bunların yarı yargısal kurumlar olması nedeniyle, yargıda olduğu gibi buralarda da eşit katılım talep ediyor. Rum tarafı ise şu an itibariyle buna karşı olduğunu belirterek, konuyu ileride tekrar değerlendireceğini belirtiyor.
6- Taraflar, uluslararası seyrüsefer ve deniz yetki alanları konularının tam olarak neleri kapsadığı konusunda henüz bir mutabakata varamadılar.
"Artık yetkiler"
Müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafı, genel bir prensip olarak, federal yetkilerin belirlenmesini müteakip, geriye kalan tüm yetkilerin (artık yetkiler) kurucu devletlere kalacağına vurgu yapıyor, Rum tarafı ise "artık yetkiler" konusunun sadece federal yetkiler konusunda uzlaşıya varıldıktan sonra konuşulabileceğini ifade ediyor.
Federal yürütmedeki görüş ayrılığı
Kıbrıs Türk tarafı yönetim modeli olarak İsviçre modelindeki gibi başkanlık konseyi öneriyor. Önerisi için ise istikrarlı bir demokrasi, yürütme erkinin siyasal sistemin önemli siyasi güçleri tarafından paylaşılmasıyla sağlanabilir argümanını savunuyor.
Kıbrıs Rum tarafı da yönetim modeli olarak başkanlık sistemini önermektedir. Rum tarafı bu önerisi için, "melez bir sistem değildir ve kendi vatandaşları tarafından daha iyi anlaşılırdır" argümanını ileri sürüyor. Buna göre federal yürütme başkan, başkan yardımcısı ve bakanlar kurulundan oluşacak.
Çıkmazların aşılması mekanizması
Kıbrıs Türk tarafı, yürütmede oluşabilecek çıkmazların aşılması için başkan, başkan yardımcısı ve her toplumdan gelecek birer bakandan oluşacak bir komisyon kurulmasını, ancak bu komisyonun görevinin yürütmeye tavsiyede bulunmakla sınırlı olmasını öneriyor.
Kıbrıs Rum tarafı ise yine başkan, başkan yardımcısı ve her bir toplumdan gelecek birer bakandan oluşacak bir komisyon oluşturulmasını istiyor ancak bu komisyonun oy birliğiyle karar veremediği durumlarda, basit çoğunlukla, bunun da olmaması durumunda ise başkanın belirleyici oy hakkı olması önerisinde bulunuyor.
"...Kıbrıs için en iyi yönetim modeli"
Federal yürütme modeli olarak İsviçre'deki gibi başkanlık konseyini öneren Kıbrıs Türk tarafı, gerek Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumların, gerekse de önemli siyasi güçlerin sisteme entegre edilmesinin istikrarlı bir demokrasi yaratılabilmesi bakımından önemli olduğu tezini savunuyor. Kıbrıs Türk tarafı, başkanlık konseyinin Kıbrıs için en iyi yönetim modeli olacağı görüşünde.
Kıbrıs Rum tarafı ise güçlü ve istikrarlı bir yürütme oluşturulamayacağı gerekçesiyle başkanlık konseyine karşı çıkarak, başkanlık sisteminin, "çözümün yaşayabilirliği açısından Kıbrıs için en iyi sistem olduğunu" savunuyor.
Önerilerin farklılıkları
Kıbrıs Türk tarafının önerisine göre başkanlık konseyi, yasama organı tarafından beş yıllık bir dönem için seçilecek ve yedi üyeden oluşacak. Buna göre başkanlık konseyinde 4 Kıbrıslı Rum, 3 Kıbrıslı Türk olacak.
Kıbrıs Rum tarafı ise federal yürütmenin halk tarafından altı yıllık bir dönem için seçilecek başkan ve başkan yardımcısı ile bunların birlikte atayacağı bakanlar kurulundan oluşmasını öngörüyor. Buna göre, bakanlar kurulunda 6 Kıbrıslı Rum, 3 Kıbrıslı Türk yer alacak.
Senato
Kıbrıs Türk tarafı, başkanlık konseyinin ortak liste üzerinden senatonun çoğunluğuyla seçilmesini, ancak bu çoğunluğun ayrıca her toplumdan gelen senato üyelerinin ayrı ayrı çoğunluğunu da içermesini öneriyor. Başkanlık makamına seçilecek üyeler ise ortak listeyle belirtilecek.
Kıbrıs Rum tarafı ise başkan ve başkan yardımcısının ortak liste üzerinden halk tarafından seçilmesini ve başkan ve başkan yardımcısının bakanlar kurulunu birlikte atamalarını öneriyor.
Kıbrıs Türk tarafı, başkanlık konseyinin senato tarafından seçilmesinin, gerek her toplumdan gelen senato üyelerinin ayrı ayrı çoğunluğunun aranmasıyla siyasi eşitliği ve de yürütmenin meşruiyetini, gerekse de tüm dönem için yasamanın desteğini almış olmasıyla yürütmenin sorunsuz işleyebilmesini temin edeceğini savunuyor.
Başkan ve Başkan yardımcılığı
Başkan ve başkan yardımcısının farklı toplumlardan gelmesi konusunda taraflar arasında bir uzlaşı olmasına karşın, Kıbrıs Türk tarafı başkan ve başkan yardımcısından oluşan tek bir makam öngörürken, Kıbrıs Rum tarafı ise başkan ve başkan yardımcılığının ayrı makamlar olmasını talep ediyor.
Ayrıca dönüşümlü başkanlık oranı konusunda taraflar arasında farklılık bulunuyor.
Kıbrıs Türk tarafı, başkanlık makamında siyasi eşitliğin gözetilmesi açısından başkan ve başkan yardımcısının on iki ayda bir dönüşüme tabi olmasını ve buna göre, oranın 3 Kıbrıslı Rum, 2 Kıbrıslı Türk olmasını önerirken, Rum tarafı bu oranın 4 Kıbrıslı Rum, 2 Kıbrıslı Türk olmasını talep ediyor.
Karar alma
Karar alma konusunda, Kıbrıs Türk tarafı başkanlık konseyinin kararlarını oy birliğiyle almasını, oy birliği sağlanamadığı yerlerde ise basit çoğunluğun geçerli olmasını, ancak böyle bir durumda her kurucu devletten en az iki üyenin oyunun aranmasını talep ediyor.
Kıbrıs Rum tarafı ise bu durumda her kurucu devletten en az bir üyenin oyunun aranmasının yeterli olacağı görüşünde.
Tarafların bağımsız yetkilere ilişkin tutumları
Kıbrıs Türk tarafı, başsavcı, sayıştay başkanı, ombudsman ve merkez bankası başkanı olarak öngördüğü bağımsız yetkililerden başsavcı ve sayıştay başkanı ile ombudsman ve merkez bankası başkanının aynı toplumdan gelmemesini öneriyor.
Ayrıca, başsavcı ve yardımcısı, sayıştay başkanı ve yardımcısı ile merkez bankası başkanı ve yardımcısının aynı toplumdan gelmemesini öneren Kıbrıs Türk tarafı, merkez bankası başkanlığının ise iki toplum arasında eşit bir şekilde rotasyona tabi olmasını ve merkez bankası yönetim kurulunun eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Rumdan oluşması önerisinde bulunuyor.
Tarafların federal yargı konusundaki tutumları
Taraflar, müzakerelerde, federal yargı konusunda tarafların bir yüksek mahkemesi olacağı, bu mahkemenin yüksek idari mahkemesi, temyiz mahkemesi ve anayasa mahkemesi olarak toplanabileceği, bu mahkemede eşit sayıda Kıbrıslı Türk ve Rum yargıcın bulunacağı ve mahkeme ister yüksek idari mahkemesi, ister temyiz mahkemesi isterse anayasa mahkemesi olarak toplansın eşit katılımın gözetileceği üzerinde anlaştı.
Anayasa Mahkemesi'ne başvuru
Kıbrıs Rum tarafı, bir yasanın kabulünü müteakip belli bir süre içerisinde, bu yasanın anayasaya aykırı olduğu yönünde bir kanaat sahibi olan bir yurttaşın Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesinin mümkün olmasını talep ediyor.
Prensip olarak buna karşı olmayan Kıbrıs Türk tarafı, ancak anayasa mahkemesinin bloke olmaması için bu hakkın belirli bazı düzenlemelere tabi olması gerektiği görüşünde. Rum tarafı, böyle bir düzenlemenin gerekli olduğu görüşüne katıldığını belirtiyor.
Federal yasama konusu
Federal yasama organı bir üst meclis, bir alt meclisten oluşacak. Bunlar, senato ve temsilciler meclisi olacak. Taraflar bu konuda anlaştı.
Tarafların, federal yasama konusunda anlaştığı diğer bir konu da; her bir meclis için bir başkan ve ayrı kurucu devletlerden gelecek iki başkan yardımcısı seçilecek. Her iki meclisin başkanı veya art arda iki başkan aynı kurucu devletten gelmeyecek.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- DEM Partili vekillerle 'Suriye' atışması!