'Artık kadrolu teröristlerimiz var'
Sivas Katliamı ‘Madımak - Carina’nın Günlüğü’ filmiyle ilk kez bir filme konu oluyor. Filmin yönetmeni Ulaş Bahadır, “Derdim katliamı dünyaya, Avrupa’ya anlatmak” dedi. Bahadır ‘Madımak’tan bu yana ne değişti’ sorusuna, “Artık kadrolu teröristlerimiz var. Hatta SSK bile yapabiliriz onlara” yanıtını verdi.
Sivas Katliamı daha önce çok defa belgesele yansıdı. Fakat ilk kez bir kurmaca filme konu oluyor: ‘Madımak - Carina’nın Günlüğü’. Sivas Katliamı’nı, hikâyesi pek bilinmeyen, tek yabancı kurbanı Hollandalı Carina Cuanna’nın günlüğü üzerinden anlatan filmin başlıca rollerini Denise Ankel, Mustafa Alabora, Altan Erkekli, Umut Kurt, Rıza Akın ve Füsun Demirel oynuyor. 25 Eylül’de vizyona girecek yapım, senarist ve yönetmeni Ulaş Bahadır’ın seyirciyle buluşacak ilk uzun metrajlı filmi. Bahadır, “Derdim katliamı dünyaya anlatmak” diyor.
Sivas Katliamı’nı Carina’nın gözünden anlatma tercihin neden? İçerideki bir dış gözden görmek ya da yurt dışının katliama ilgisini çekmek için mi?
- Tabii ki. Yabancı bir kadının orada öldüğünü biliyoruz. Fakat Carina’nın böyle bir günlük tutması, o anları onun kaleminden okumak... Hollanda’dan Türkiye’ye gelişi, evinde kaldığı aile, satır aralarında aile bireylerinin birbirleriyle ilişkileri, kimlik sorunlarını ve misafirperverliklerini anlatıyor. Madımak’a gittiğinde ise oradaki çaresizlik, hapsedilmişlik, yaşananlara anlam yükleme çabası... Benim derdim katliamı dünyaya, Avrupa’ya anlatmak. Carina sizin yurttaşınız, hani insan hakları, özgürlük, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi? N’oldu? Dosya kapatıldı. Bu dosya tekrar açılabilirse, insanlar bunu tartışırsa, hatırlarsa bu film görevini yerine getirmiş olacak.
Filmin böyle bir etki yaratabileceğini düşünüyor musun?
- Düşünüyorum. Şu anda fragman üzerinden aldığımız tepkiler çok iyi. Film hem yazılı ve görsel basında, hem de sosyal medyada çok rağbet görüyor.
Carina’nın günlüğünden yola çıkıp bir Madımak filmi çekmeye ne zaman, nasıl karar verdin?
- 10 yıl önce Ankara Tuzluçayır Cemevi’nden Carina’nın günlüğünün baskısını hediye etmişlerdi bana. Ailesi katliamın 10. yıl dönümünde Pir Sultan Abdal Genel Merkezi’ne günlüğü göndermiş. Benim şansım, bu günlüğün elime geçmesiydi. Gezi eylemleri devam ederken, bir gün eylemden eve geldim. Uyumak istiyorum ama uyuyamıyorum. Devamlı gaz atıyorlar. Evim Beşiktaş’taydı, çarşının içinde. Kitaplarımı karıştırırken, Carina’nın günlüğünü gördüm. Tekrar okumaya başlayınca o gece hiç uyuyamadım. Dedim ki, ben bunu yazacağım artık. Carina’nın gözünden bakmak daha cezbetti beni. Sorguluyorsun. Niye bu öfke? Bir ülke bu kadar sanatçısını, aydınını neden yakar? Neden onları 6 saat boyunca gidip kurtarmaz?
Madımak üzerine ilk kurmaca sinema filmi bu... Neden sana kaldı sence bu iş?
- İnsanlar çok korktu. Bu cesareti gerçekten göstermediler. Devletin baskısından korktular. Çok hassas bir konu olduğu için, ailelerin tepkilerinden korktular. İnsanların tepkisinden de korktular. Ayrıca bu memlekette başınıza her şey gelebilir. Ogün Samast diye bir çocuk gitti, Hrant Dink’i vurdu. Ne tanırdı, ne fotoğrafını görmüş, ne de yazısını okumuştu. Birileri eline verdi silahı, git dedi öldür. Bu ülkenin en güzel adamlarından birini elimizden aldılar. Bu ülke böyle bir yer.
Filmin adı ‘Madımak’ olduğu için göstermeye yanaşmayan salon sahipleri var mı?
- Evet, öyle duyumlar alıyorum. Büyük salon sahiplerinden değil, daha küçük olanlardan. Tavırlardan rahatsızım. Eğer filmimin ismi ‘Madımak’ diye beni zorlarlarsa, bütün ekibimi toplayıp büyük bir basın açıklaması yaparım. Filmi de çekerim gişeden, öyle sınırlı sayıda salonla tuttukları için. Son haftaya kadar susuyorum. Bana bunu yaparlarsa karşılıklı bedelini öderiz. Kendi ülkemizde salon bulabilir miyiz diye düşünüyoruz. Avrupa’dan ise büyük ilgi var. Avrupa’da Almanya, Fransa, Hollanda, Danimarka, İngiltere’nin içinde olduğu 7 ülkede çıkacağız. 8 Ekim’de de Azerbaycan’da gösterime girecek.
Carina Türk kadınlarının toplumdaki yerini araştırdığı tezi için Türkiye’ye gelmiş Hollandalı bir antropoloji öğrencisi. Filmde Türk kadınlarına dair gözlemleri de var mı?
- Carina’nın not aldığı bir kadın var. O dönem Amerikan Konsolosluğu’nda çalışan, kendi ayakları üzerinde durabilen ama kocasının zorla kapatmaya çalıştığı Kezban. Günlüklerinde pek anlatmıyor Kezban’ı. Ama onu araştırıp bazı bilgilere ulaştım. Carina da zaten bunu araştırmaya gelmişti Türkiye’ye. Carina’nın görmek istediği başka şeyleri de çıkarttım karşısına.
Carina’nın günlüğü oldukça kısa. Filmi çekerken günlüğe ne kadar sadık kaldın?
- Sadece Carina’nın yazdıklarından beslenmeye kalksam yetmeyecekti. Carina 10 gün değil de, 5 ay Türkiye’de kalabilseydi, şahit olacağı şeyleri çıkardım karşısına. Filmde Alevilerin kimlik sorununu da anlatıyoruz mesela. Çünkü nasıl insanlar olduğunu anlatmak lazım. Neyi doğru yaşıyorlar ki bu ülkede günah keçisi oldular. Bu ülkede doğru yaşayan günah keçisi oluyor.
'Tehdit alıyorum'
“Bugün sosyal medya hesabımızdan kaç tehdit mesajı sildiğimi sayamadım bile. Bu ülkede bu tarz filmler yapmak artık çok zor. Sinema camiası da bu işleri yapanlara aptal dercesine bakıyorlar. Her şey ticaret üzerine kurulu, tamam. Fakat biz insanız. Bunları yaşadık. Yahudi Soykırımı’ndan sonra hangi ülkede 33 aydın bir yere kapatılıp da, cayır cayır 6 saat boyunca, hem de canlı yayında yakıldı? Dünyada bunun bir örneği yok.”
Sivas'ta hemen vizyona girmeyecek
“Film Sivas’ta da gösterilecek. Ama önce diğer şehirlerde vizyona sokup, tepkileri ölçmek istiyorum açıkçası. Çünkü Sivas’taki sinema salonundan çıkan birinin başına bir şey gelmesini göze alamam.”
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt