Aşk, acı ve köklü bir tarih Kanlı Düğün'de

Antonio Gades'in, Kanlı Düğün'ü en başarılı baleye döken sanatçı olması rastlantı değildi. Lorca da, o da Endülüs mirasından ilham alıyordu çünkü. Gades öldü ancak Kanlı Düğün 40 yıldır Gades'in yorumuyla sahnelenmeye devam ediyor. 21 Ağustos'ta 10. Uluslararası Bodrum Bale Festivali'nde sahne onun olacak.

Aşk, acı ve köklü bir tarih Kanlı Düğün'de
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.08.2012 - 11:39

Düğün günü gelin, gizlice sevdiği adamla kaçar, damat adayının peşlerini bırakmaya niyeti yoktur ve sonunda iki erkek birbirini öldürür... Ünlü İspanyol şair ve oyun yazarı Federico Garcia Lorca’nın 1932’de yazdığı Kanlı Düğün, yıllara meydan okuyan bir oyun. Baleye, sinemaya, tiyatroya çevrildi. Hâlâ da üzerine farklı çalışmalar yapılıyor. Ancak hiç şüphe yok ki, bu çalışmaların en başarılısı, yarattığı yepyeni bir dille 1974’te oyunu baleye uyarlayan, İspanyol dansına ve flamenkoya gelenekselden uzaklaşmadan bambaşka bir estetik anlayışıyla başyapıtlar kazandıran Antonio Gades’inkiydi. Gades öldü, ancak şanı, Antonio Gades Topluluğu ve tüm dünyayı gezen gösterileriyle devam ediyor. İspanyol dramatik dansının en önemli eserlerinden biri olan Kanlı Düğün ve 8 bölümlük bir geleneksel flamenko dans performansı Suite Flamenca, 21 Ağustos gecesi yazın son akşamlarından birini Bodrum Kalesi’nde flamenkoyla fethedecek.

Antonio Gades’in 2004’te bu dünyadan ayrılmadan önce mirasını devam ettirmek ve İspanyol danslarına kazandırdığı estetik anlayışını dünyaya sunmak için kurduğu Antonio Gades Vakfı’nın direktörü ve Antonio Gades’in eşi, ünlü koreograf ve dansçının ruhunu; Gades ile uzun yıllar aynı sahneyi paylaşmış Stella Arauzo’nun sanat yönetmenliği ve efsane dansçının müzisyenlerine çok özenle yaklaştığı orkestrasının sağ kolu ve ışıkçısı Dominique You’nun teknik yönetmenliğinde yaşatıyor.

Antonio Gades Topluluğu’nun direktörü Eugenia Eiriz ile Antonio Gades, Kanlı Düğün ve İspanyol danslarını konuştuk.

- Antonio Gades’in eşi olarak onu en iyi siz tanıyorsunuz; eleştirmenler onun flamenkoya farklı bir estetik anlayış getirdiğini söylüyorlar; sizce eşinizin İspanyol danslarına karşı nasıl bir tavrı vardı?

- Antonio flamenkoya tutkundu; flamenko belki yıllar içinde gittikçe daha popüler hale geldi ama Antonio baştan beri flamenkonun arkasında olağanüstü bir kültürel birikim ve zenginlik olduğunu biliyor ve büyük saygı duyuyordu. Flamenko Endülüs halkının tüm yaşantılarını, duygularını ve tarihini taşıyor. Gades, Flamenko’nun tutkusunu ve orijinalliğini asla bozmadan; balenin estetiğini ve yumuşaklığını da kattığı bir dil yarattı. Ama flamenkonun tüm anlamlarına ve her hareketin göndermelerine de özen gösterdi, sembolleri ve manalarını bilerek koreografiler hazırladı. Gades’in en büyük şanslarından biri de çocuk yaşlarda Pilar Lopez gibi bir efsanenin öğrencisi oluşuydu; şimdi topluluk için seçtiğimiz tüm dansçılar da Gades’in mirasçıları.

- Peki dansçılarınız nasıl eğitimlerden geçiyor?

- Topluluğumuzun sanat direktörü Stella Arauzo; çok uzun yıllar Gades ile aynı sahneyi paylaştığı için onun her hareketini ezberlemiş gibi; çok güçlü bir duygusal hafızası var ve dansçıları seçerken; Gades yanında dans etsin ister miydi, diyerek yaklaşıyor. Ama dansçıların hepsi çok şanslıydı çünkü Arauzo’nun bir psikolog gibi çok anlayışlı, sabırlı ve ince bir yaklaşımı da var. Ben de özellikle dans ederlerken onun enerjisini ne kadar aktarabildiklerine bakıyorum. Aralarında flamenkoyu Gades’ten öğrenenler de var ve onlar da gruba yeni katılan dansçılara aynı özenle aynı stili aktarmaya çalışıyorlar; bir okul gibiyiz ve Antonio Gades Uluslararası Okulu ile bunu daha ileriye taşıyacağız.

- Gades’in, Lorca’nın oyunundan baleye adapte ettiği ve ilk kez 2 Nisan 1974’te prömiyerini gerçekleştirdiği “Kanlı Düğün” neredeyse 40 senedir Gades’in yorumuyla sahneleniyor. 1981’deki Carlos Saura’nın sinema uyarlaması da çok beğenilmişti; sizce bu kadar uzun zamandır ilgi görmesinin sırrı ne?

- Federico Garcia Lorca’nın eserlerinin en önemli tarafı İspanyol kültürüyle günlük yaşamın kodlarını bir araya getirmesi ve Gades aynı şekilde gelenekselliği bozmadan ve İspanyol kültürüne sahip çıkarak; kendi yorumunu kattı. Endülüs tarihi hüzünlerle ve yaşama coşkusuyla dolu. Kanlı düğün hem hüznü hem de yaşama coşkusunu öyle yoğun bir duyguyla sunuyor ki; etkilenmemek mümkün değil. Dünyanın her yerinde Gades’in Carmen ve Kanlı Düğün uyarlamalarının yarattığı coşkuyu görmek çok doğal çünkü çok yüksek tonda duygular var; tıpkı yaşamın bazı unutulamayan anları gibi... 1936, hem İspanyol İç Savaşı’nın başladığı ve Lorca’nın Franco tarafından öldürtüldüğü; hem de Gades’in dünyaya geldiği sene. Bunun çok anlamlı bir tesadüf olduğunu düşünüyorum. Gades’in Lorca’nın yazdığı bir oyunu adapte ederek yaşadığı başarıysa tesadüf değil; çünkü her ikisinin de yaratıcılığını besleyen Endülüs mirası.

- Bu büyük mirasın beslediği bu yoğun ve trajik hikâyeyi sadece dans hareketleriyle verebilmek zor olmalı...


- Lorca gibi sözleri kuvvetli bir sanatçının tüm düşlediklerini; yazıp döktüklerini hiç kelime kullanmadan anlatabilmek için Lorca’yı çok iyi bilebilmek gerekiyor, Gades onun büyük bir hayranıydı. Gades’in en büyük zenginliği, sadece bale ve flamenkodan değil; sinemadan ve şiirden de beslenmesiydi. Tüm bu zenginliklerini koreografiye döküyordu. Her ikisinin de ortak derdi; acılarını içine gömmüş Endülüs halkının duygularını paylaşmaktı ve bu ilham Kanlı Düğün’ü çok güçlü bir dansa dönüştürüyor.

- Antonio Gades Topluluğu’nu ve Kanlı Düğün’ü izleme şansım olmuştu, özellikle Leonardo ve damat arasındaki, ağır çekim hissi veren kavga sahnesinden etkilenmiştim; sizce de Kanlı Düğün’ün en çarpıcı anları değil mi?

- O kavga sırasında izleyicinin nefesini tuttuğuna ben de şahit oldum. Sadece Kanlı Düğün’ün değil; balenin en büyük başyapıtlarındaki etkileyici bölümleri belirlesek; bu sahne mutlaka olurdu. Gades bu konuda alçak gönüllü değildi; çünkü özellikle o sahneyi ve koreografisini tasarlarken çok zorlanmıştı ve çok büyük özen göstermişti. Her zaman o sahneden çok keyif alırdı ve çıkardığı en zor iş olduğunu da itiraf ederdi. Saura’nın filmi için oyunu sinemaya adapte ederken Gades bir yazar ekibiyle çalışıyordu ve o sahne için yine aynı özeni göstermişlerdi. O, gerilimi yavaş yavaş yükselten bir sahne ve tüm duygular sanki bedenlerinden büyük bir öfkeyle taşıyor.

- Bir anlamda insan en ilkel duygularına yenik düşüyor ve özellikle ”Kanlı Düğün” gibi trajik bir öyküde de en büyük tansiyonu kıskançlık ve cinsel tutkular ortaya çıkarıyor...

- Sadece Endülüs halkının ve İspanyol kültürünün değil; Akdeniz insanlarının aşk konusunda ne kadar tutkulu olduklarını ve bu tutkuyla ne kadar şiddetli kıskançlıklar ve öfkeler yaşadıklarını söylemek yanlış olmaz. Kanlı Düğün için de bunları açıkça söyleyebiliriz. Ama bu duygular aynı zamanda evrensel. Lorca’nın bu kadar sevilmesinin nedenlerinden biri de bu evrensel duyguları harika ifade etmesi. Gades’in de Lorca’nın işine hayranlığını düşünecek olursak; Kanlı Düğün hiç eskimeyecek bir hikaye olarak kalacak.

- 21 Ağustos’ta 10.Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nde bu eskimeyecek hikâyeyi, Kanlı Düğün’ü izleme şansı olacak insanların. 8 bölümlük geleneksel flamenko dans performansı “Suite Flamenca” da gösterinizin bir parçası; peki “Suite Flamenca” gelenekseli nasıl koruyor?


- Flamenko çok zengin bir kültür ve tarih taşıyor; öyle büyük bir deniz ki sizin kattıklarınızla sadece yeni ve güzel bir dalga daha oluşabilir; hepsi bu. Gades’in de asla bu kocaman denizi özetlemeye çalışmak veya rengini değiştirmek gibi bir niyeti yoktu; bu mümkün de değil, çünkü flamenkonun içinde birbirinden farklı müzik formları ve hem hüzne hem coşkuya farklı farklı yaklaşan o kadar çok anlamlı dans hareketleri var ki. Flamenko popüler hale geldikçe; çok değişik sentezler de ortaya çıkıyor, ama sadece gelenekselden yola çıkanlar başarılı oluyor. Gades İspanyol Ulusal Balesi’nin kurucularından ve ilk direktörlerindendi. Tüm hayatını İspanyol kültürüne adadı. Antonio Gades Vakfı’nı kurarken de sadece İspanyol kültürünü ve flamenkoyu değil tüm İspanyol danslarını dünyaya sunan bir okul hayal ediyordu. Suite Flamenca için dönemi için avantgarde olsa bile, Gades’in ardından onun için bir klasik diyebiliriz. İspanyollar için Gades’in bıraktıkları; Bale’de Kuğu Gölü’yle bizlere kalan miras kadar klasik.

- Türkiye’de bir dönem Tango çok sevilirdi ancak son yıllarda Flamenko gösterileri gişede çok daha büyük ilgi görüyor ve kişisel olarak bunu flamenkonun tangodan çok daha coşkulu olmasına bağlıyorum; sizce 21 Ağustos’ta Bodrum’da da yine coşkulu bir sahne olacak mı?


- Flamenkonun çok daha tutkulu ve hatta biraz agresif olduğunu düşünüyorum. Sanırım İspanya ve Türkiye’deki izleyiciler duygularını coşkuyla ifade etme konusunda birbirlerine oldukça yakın. Gades’in estetik prensibi ve bale vizyonu flamenkonun agresifliğini zarafetle örtüyor ancak ortaya yine estetik ama çok güçlü bir dans çıkıyor. Özellikle Kanlı Düğün’de izleyici tüm duygularını dans hareketleriyle sahnede bulacak, izleyen herkes o trajediyi yaşamış gibi çok yüksek duygularla koltuğundan ayrılacak. Doğruyu söylemek gerekirse Kanlı düğün bir noktada hüzün bırakacak ama Suite Flamenca o hüznü ortadan kaldıracak ve yaşamı kutlayan bir dans gösterisiyle izleyiciyi rahatlatacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler