"Asker senin askerin, kimin burnunu sürtüyorsun?"
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sivil iktidar için asker yönetmenin bir 'sanat' olduğunu ifade ederek "Askeri bir kenara bırakıp 'Görüyor musunuz biz nasıl adamın burnunu sürteriz' gibi manzara verdiğin zaman; kimin burnunu sürtüyorsun? Asker senin askerin, onun ikinci bir hükümeti yok, senin de ikinci bir askerin yok" diye konuştu.
Demirel, İstanbul Teknik Üniversiteliler Birliği'nin İTÜ Evi'nde düzenlediği söyleşiye katıldı. Söyleşiyi Emekli Orgeneral Hurşit Tolon da dinledi.
Demirel, Türkiye'de büyük istikrarsızlıklar olduğunu, acı olaylarla karşı karşıya kalındığını ancak Türkiye'nin bütün bunların içerisinden sağduyuyla çıktığını belirterek "Halk kütleleri birbiriyle kapışmadı, halk devlet kurumlarıyla kapışmadı. Burada bu beğenilmeyen Türk siyasetçisinin büyük rolü vardır. Halk sağduyu sahibidir ama çok kere dolduruşa gelebilir. Onun için devleti sokaktan idare etmeye kalkarsanız batarsınız ve batırırsınız. Devletle beraber sokağı da idare etmeye kalkarsanız, sokak da yönlendirilmelidir, o zaman halkı doğru yola götürürsünüz. Bunlar tecrübe işi, zaman işi. Hem halkın olgunlaşması işi, hem siyasetin" diye konuştu.
"Korkuyoruz' diyorsanız bunlar ülkenin değil, devrin ayıbı"
Siyasetin zor bir iş olduğunu kaydeden Demirel, şöyle konuştu:
"Bundan bıkmayalım, yılmayalım. Güzel bir iştir. İnsanların başının göğe erecek kadar dik olduğu iş budur. 'Ama öyle değil, biz bugün korkudan dışarı çıkamıyoruz, iki kişi konuşamıyoruz, telefonumuz dinleniyor, ondan sonra telefonlar gidiyor mahkemelere zabıt oluyor. İki laf ettiysek alıp götürüyorlar, böyle korkularımız var' diyorsanız bunlar ülkenin ayıbı değil, devrin ayıbı. Bunlara takılıp da ülkeye, demokrasiye fatura çıkarmamak lazım. Bu devrin ayıplarını silmek de yine benim vatandaşımın elinde. İşte oraya geliyor mesele. Kardeşim niye sesini çıkarmıyorsun? 'Korkuyorum.' 'Korkuyorsan sen de buna müstehaksın' denebilir mi? Korkmayın dendiği zaman kırın dökün diyen falan yok. Hiçbir şey yapamıyorsanız kaşınızı çatın yahu. Ama biz bunu yapacağız, bu demokrasi işini."
"Atatürk, bu işin çivisidir, bu çivi yerinde kalmalıdır"
Türkiye siyasetinde yaklaşık 40 yıl yer aldığını anlatan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendimize göre haksızlıklar görmüştük. Acaba bunlara ne hakkınız var mı deseydik, yoksa nemize lazım deyip geçip gitse miydik? İyi ki 'nemize lazım' dememişiz diye düşünüyorum. Neye rağmen? Vatandaş geliyor şikayet ediyor 'Bana şunu yaptılar, bana bunu yaptılar' diye. Otur kardeşim şuraya. Sen ne kaybettin? 'Şunu kaybettim, bunu kaybettim.' Yahu benim elimde Hükümet vardı, onu gelip aldılar, seninkinden daha önemli değil mi bu? Ben bunu sokakta bulmamıştım.
Ülkeyi bir başından bir başına koşup vatandaşı ikna edinceye kadar 'Bana destek ol' diye dünyanın terini dökmüştüm, bedava da değildi bu iş. Ama bakın, her şeyi kötülemiyorum, iyi yaptılar da demiyorum. Ama diyorum ki 'Bu yanlış oldu ama, bundan sonrası iyi olur' diyorum, 'Bundan vazgeçmeyelim' diyorum. Aman bu ülkenin kurumlarına düşman olmayın diyorum. Kurumlar bizim gibi bir ülkede 624 sene devleti idare eden kurumlar ve devleti idare eden hanedandır.
Türkiye'yi çok iyi anlamak lazım. Türkiye'nin yaptığı iş az falan değil. Cumhuriyeti çok iyi anlamak lazım. Büyük Atatürk'ü çok iyi anlamak lazım. Hiç kimse alınmasın üstüne benim söyleyeceğim laftan. Ben 40 sene bu görevi yaparken her kademesinde bulundum, hiçbir yere de tayinle gelmedim, millet getirdi beni. Ve talep ettim öyle getirdi. Ama sanıyorum ki Büyük Atatürk'ün yaptığını hiç kimse yapamaz. Bana göre bu, işin çivisidir. Bu çivi yerinde durmalıdır."
"Bir ülke asker kurumunu güçlü, itibarlı tutmalıdır"
Türkiye'nin uzun zamandır demokrasiyi oturtmaya çalıştığını ve bu süreçte demokrasinin birtakım müdahalelere maruz kaldığını belirten Demirel, şunları söyledi:
"Biz de bunların hemen hemen tümüne muhatap olduk. Bütün bu muhatap olduğumuz hadiselerde iki şeyi birbirinden ayırdık. Kurum olarak asker ile askerin içerisinde yöneticiler. Yöneticiler kumandanlardır genelde. Biz kurum olarak askere, bir ülkenin her zaman ihtiyacı olduğu kanaatindeyiz. Bir ülke asker kurumunu mutlaka güçlü, prestijli, itibarlı tutmak mecburiyetindedir. Aslında bu, askerin elindeki silahtan önemlidir benim kanaatimce. Çünkü ever güçlü, prestijli, yüksek moralli tutamıyorsanız o gücü, onun silahı hangi istikamette kullanacağından emin olamazsınız.
Onun içindir ki biz gerek 60, gerek 71, gerek 80 sonrasında pek çok ıstıraplara, pek çok sıkıntılara, pek çok üzüntülere katlanmış olmamıza rağmen halkla asker kurumunu karşı karşıya getirmedik. Bilhassa 60 çok müsaitti, ama getirmedik. Vatan sathına çıktık, vatan sathında 'Vatan için elele' diye konuştuk. Taraftarlarımıza hakaretler yapılmıştı 'Düşüktü, kuyruktu' vesaire diye. Birtakım densizlikler vardı ortalıkta, orta yerde idam vardı, orta yerde hapishane, çok itibar kırıcı şeyler vardı. Bunları halk sineye çekti. Kin ve intikamı tahrik edecek çok güzel ortam vardı. Biz buna karşı durduk. Dedik ki bu kin ve intikamı tahrik edip de ülke kırılır dökülürse bunu kim ödeyecek? Bunun maliyeti gene aynı halka gelecek. Biz, ülkenin selameti ve geleceği için, yarınları için 'Evet, böyle olmuştur ama barış olacak içeride, iç barış olacak' dedik."
"Çok ağır şartlar vardı ama TSK'ye toz kondurmadık"
Askeri müdahalelere maruz kaldıklarında "Asker başka iştir, bu işleri yapanlar başka iştir" dediklerini ancak müdahaleyi yapanlara "Bu haksızdır, yanlıştır, zulümdür" diyerek her türlü siyasi mücadeleyi de yürüttüklerini belirten Demirel, "Çok ağır şartlar da vardı ama müesseseye toz kondurmadık. Ben şahsen hem 1960'ta çok fazla üzülmüş bir insan olarak hem 71'de yüzde 5 enflasyonla yüzde 7 kalkınma hızını 6 sene sağlamışız, haydi bir daha sağlayın. Bunun adına 'memleketi uçurumun kenarına getirdin' denir mi? Yahu ne uçurumu bu? Böyle uçuruma can kurban. Yüzde 5 enflasyon Türkiye görmedi ondan sonra. Bizim elimizden aldılar Türkiye'yi, 3-4 sene sonra gene bize vermek durumunda kaldılar. Sonra yine geldiler, yine aldılar. Bizim, ülkeye vereceğimiz en iyi yıllarımızı elimizden aldılar, halkın elinden aldılar" diye konuştu. Demirel, kurumlarla halkı karşı karşıya getirmemeye özen gösterdiklerini, askerin milletin askeri olduğunu kaydetti.
"Kimin burnunu sürtüyorsun? Asker senin askerin"
Sivil iktidar için asker yönetmenin bir sanat olduğunu vurgulayan Demirel, "Bileceksin ki o, senin askerin, senin ordun. Eğer ona bir şey yaptırmak istiyorsan, iterek kakarak değil. Konuşarak, görüşerek, ikna ederek yaptıracaksın. Ama onu bir kenara bırakıp 'Görüyor musunuz biz nasıl adamın burnunu sürteriz' gibi manzara verdiğin zaman; kimin burnunu sürtüyorsun? Asker senin askerin, onun ikinci bir hükümeti yok, senin de ikinci bir askerin yok. Zaten askerle münasebetleri koparmış bir siyasi iktidarın işleri kolay olmaz. Üniversiteyle irtibatı koparmışın da kolay olmaz, yargıyla koparmış olanın da olmaz" diye konuştu.
"Genelkurmay Başkanı'na güvenmiyorsan değiştir, ne duruyorsun?"
Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndaki 'kozmik oda'nın aranmasını da değerlendiren Demirel, şöyle konuştu:
"Kozmik odasını arıyorsunuz askerin. Ne arıyorsunuz? Söylemiyorsunuz ne aradığınızı. Müthiş bir şey arıyorsunuz. Peki, bu müthiş bir şey ne ise o odayı aramaya gitmek yerine Genelkurmay Başkanınıza 'Şu odanızda şunu arıyoruz, hakim arıyor, mahkeme arıyor, yahut ben arıyorum Başbakan olarak, bunu bulun, getirin' deseniz. 'Desem belki getirmez' diyorsan ona güvenmiyorsun o zaman. 800 bin kişiyi teslim ettiğin adama güvenmiyorsun. O zaman değiştir, ne duruyorsun. Eğer güveniyorsan ona söyleyeceksin, o getirecek. Hakim Kadri Bey'e güvendiğin gibi evvela buna güveneceksin. İşte budur asker idaresi dediğim olay."
Demirel, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresiyle ilgili bir soruya ise "Referanduma sunulmuş Anayasa değişikliği ile Sayın Gül Cumhurbaşkanı olduğu zamanki mevzuatı karşılaştırmak lazım" yanıtını verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı