"Asla peşini bırakmayacağız''

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Uludere'deki katliama ilişkin, ''Bu sıradan bir olay değildir. Hesabı sorulana kadar asla peşini bırakmayacağız'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.02.2012 - 10:19

Uludere'deki katliamda hayatını kaybeden 34 kişi için Gülyazı köyünde mevlit okutuldu.

Mevlide BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Irak'ın kuzeyinden gelen bir grup ile, olayda yaşamını yitirenlerin yakınları ve çevre köylerden gelen yurttaşlar katıldı.

BDP Genel Başkanı Demirtaş, mevlit öncesinde yaptığı konuşmada, olayın üzerinden 42 gün geçtiğini hatırlatarak, olayda hayatını kaybeden 34 gencin unutulmadığını ve unutulmayacağını belirtmek için Gülyazı köyünde düzenlenen mevlide geldiğini söyledi.

Olayın ilk saatlerinden itibaren üzerinin kapatılmak istendiğini ileri süren Demirtaş, ''Bu sıradan bir olay değildir. Hesabı sorulana kadar asla peşini bırakmayacağız'' dedi.

Daha sonra kadın ve erkeklerin bir arada dinlediği Kürtçe mevlit okutuldu.

Kadınların olayda kaybettikleri çocuklarının fotoğrafları ile geldiği mevlidin ardından davetlilere yemek verildi.

Hayatını kaybedenlerin yakınları, olayın faillerinin biran evvel bulunmasını istediklerini belirttiler.
 

"Öcalan'a özgürlük" çağrısı

Öte yandan bugün, BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının yıl dönümünde parti teşkilatını Öcalan'ın özgür kalacağı koşulların talep edilmesi için eyleme çağırdı.

Eş Başkanlar Demirtaş ve Gültan Kışanak imzasıyla partinin Meclis grubu ve il teşkilatlarına "Öcalan'a uygulanan tecrit ve 15 Şubat Uluslararası komplosu"nu içeren bir "perspektif yazısı" gönderildi.

BDP'ye yönelik "siyasi soykırım operasyonları"nın üçüncü yılını doldurduğu ve 14 Nisan 2009 tarihinden bu yana 6 bin 200'den dazla partilinin tutuklanarak cezaevine konulduğu ifade edilen yazıda avukatlardan profesörlere, gazetecilerden belediye başkanlarına, çocuklardan yaşlı insanlara kadar bir halkın tamamının AKP yargısının hedefi haline getirildiği belirtildi.

Uludere'de 34 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın üstünün örtülmeye çalışıldığı, ama buna izin verilmeyeceği belirtilen yazıda Öcalan'a yönelik tecrit ve işkence uygulamasının da aynı konseptin bir parçası olduğu ileri sürülerek şöyle denildi:

"Hükümet temsilcileri yapmış oldukları açıklamalarda tecriti bilerek ve kanunlara aykırı olmasına rağmen göz göre göre uyguladıklarını itiraf etmişlerdir. Bir hükümet, açık bir işkence yöntemini sınırsız ve ahlaksız bir şekilde uygulamaktan ve bunu canlı yayınlarda açıkça ifade etmekten çekinmiyorsa, bu hukuksuzluğa ve ahlaksızlığa karşı çıkmak bir onur ve vicdan görevidir."


"Seviyesizce yaklaşım kabul edilemez"

Kürt halkının milyonlarca ferdinin halk önderi olarak tanımladığı bir kişiye karşı bu şekilde seviyesizce yaklaşılmasının kabul edilemez bir tutum olduğu savunulan yazıda, "Daha birkaç ay öncesine karşı heyetler halinde görüştükleri ve etki gücünü kabul ettikleri bir şahsiyete istediklerini kabul etmediği için işkence yapmalarına sessiz kalanlar da bu suça ortak olmuşlardır" denildi. Boyun eğdirme, umutsuzluk ve karamsarlık yaratarak, AKP'nin Kürt halkı için uygun ve yeterli gördüğü sadaka vari hakları kabule zorlama amacı içeren bu uygulamaları meydanları doldurarak kabul etmediklerini gösterdiklerini ve bundan sonra da bu duruşun devam edeceği belirtilen yazıda Öcalan'ın yakalanmasının yıldönümü olan 15 Şubat nedeniyle de "barışçıl kitlesel etkinlikler" planlanması istendi.

Yazıda yapılan etkinliklerde, "Hükümetin tecrit ve işkence politikalarının barışa hizmet etmediği ve Parti olarak bizlerin çözüm arayışlarını zora soktuğu ifade edilmelidir. Çözüm olanaklarının yeniden güçlenmesi ve giderek tırmanan çatışma zemininin ortadan kaldırılması için Öcalan'ın rolünü oynamasına olanak yaratılması talep edilmeli. Tecritin kalkması avukatların haftada bir saat görüşmesi ile de mümkün değildir. Bu nedenle partimizin açık bir talebi olarak Sayın Öcalan'ın özgür kalacağı koşullar talep edilmelidir. Bütün alanlarda en güçlü kitlesellik ve geniş katılım hedeflenmelidir. Bu çalışmaların son derece meşru ve yasal çalışmalar olduğu unutulmamalıdır" denildi.

8 Mart Kadınlar Günü ve 21 Mart Nevruz kutlamaları için de hazırlıkların yapılması istenen genelgede bu çalışmalar için örgütlenme faaliyetlerine de hız verilmesi istendi.

BDP Diyarbakır Milletvekili de olan Genel Merkez Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nursel Aydoğan da "Onurlu bir barış, demokratik çözüm ve çözümün yaratılması için "Öcalan özgür olmalıdır" taleplerinin dile getirildiği etkinliklerin en kitlesel ve en güçlü şekilde yapılması için olağanüstü bir çaba gösterilmesini istedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler