Ateş 'oruç listesi'ni sordu

CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Meclis Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Anayasa'nın 24'ncü maddesinde "Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz" denildiğini belirtti.

Ateş, "Kamu personeli üzerindeki baskı, ayrımcılık, sürgün ve benzeri uygulamalar her geçen yıl daha da artarken, anayasa ile güvence altına alınmış din, vicdan ve inanç hürriyeti konusunda yaşanan olumsuzluklar dikkat çekmektedir. Son olarak, Sağlık Bakanlığı'na bağlı Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 20 Ağustos 2009 tarihinde Baştabib Yardımcısı tarafından tüm birimlere duyurulmak üzere yapılan 'hastanemizde oruç tutacak personelin isimlerini ... saat 13.00'e kadar personel servisine bildirmeleri gerekmektedir'" şeklindeki duyuru gelinen noktayı açık olarak ortaya koymaktadır.

Ateş, "Her yıl tekrarlanan benzeri uygulamalar ile oruç tutan personel sayısındaki değişimin izlendiği, oruç tutmayan personelin saptanarak, çalışma koşulları diğer birimlere göre daha zor olan bölümlerde görevlendirildiği, atama, terfi ve sicillerinin belirlenmesinde bu listelerin etkili olduğu iddia edilmektedir "dedi. CHP'li Ateş, Başbakan Erdoğan'a şu soruları yöneltti:

"Kaç hastane, sağlık ocağı ve birimde benzeri uygulama yapılmıştır? Bu uygulama kaç yıldır devam etmektedir?

Bu yolla oruç tutmayan personelin saptandığı, atama, terfi, görevlendirme, meslekte yükselme gibi konularda bu listelerin etkili olduğu iddiası doğru mudur?

Bu listelerle oruç tutan personel sayısındaki değişimin izlendiği iddiası doğru mudur?

Doğru ise bu izleme kim ve kimler tarafından yapılmaktadır? Amacı nedir?

Hastane yönetimi ne gerekçeyle böyle bir yönteme başvurmuştur?

Tahmini bir rakam saptanması yerine isim isim liste yapılması fişlenme işlemi değil midir?

Ulucanlar Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından 20 Ağustos 2009 tarihinde yayınlanan 'Oruç Tutacak Personel' adlı duyuru Anayasa ve yasalarla güvence altına alınan din, vicdan ve inanç hürriyeti kısıtlar nitelikte değil midir? Bu uygulamayı yapan görevliler hakkında bir işlem yapılmış mıdır? Yapılacak mıdır?

Bu ülkeyi bölmeye götürmez mi? Ne yapmayı düşünüyorsunuz? Kanunlar ve Anayasa uygulanacak mıdır? "