‘AVM’ler metafor’

Ska, punk, reggae, elektronik ve hip-hop ritimlerini Balkan melodileriyle dinleyicilerine sunan Bosna Hersekli grup Dubioza Kolektiv, bu akşam 22.30’da Babylon’da konser verecek. Gezi Direnişi’nden “The Pirate Bay” isimli internet sitesinin kurucularının hapisle suçlanmasına ve mülteci olmanın zorluklarına kadar dünya meselelerini şarkılara dönüştüren ekiple konuşma şansı yakaladık.

- Türkiye’ye çok sık geliyorsunuz, hatta ülke içinde turne bile düzenlemiştiniz. Kültürel benzerlik nedeniyle mi?

Kuşkusuz kültürel benzerlikler var, ama bu Türkiye’ye gelmemizin başlı başına nedeni değil. İlk neden, Türkiye’deki konserlerimiz her zaman harika geçiyor ve dinleyiciler müziğimizi çok iyi anlıyor. İkinci neden ise belki daha da önemli! Yaprak sarma, dolma, taze fasulye, lahmacun, köfte, kebap, baklava, kaymaklı kayısı ve revani bizi aşırı derecede mutlu ediyor.

- “Himna generacije” klibinizde birçok eleştirinin yanında AVM’ye koşan insanlar görüyoruz. Ülkemizde de her yerin AVM’yle dolu olduğunu fark etmiş miydiniz?

Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Alışveriş merkezleri ilerlemenin ve mutluluğun sembolleri haline geldi. Tüketim cenneti... Her kasaba büyük ve parıltılı AVM’ye ihtiyaç duyuyor ki, diğer türlü oranın sakinleri gerçekten mutlu olamıyorlar. İnsanlar oraya huzur bulmaya ve yer yüzündeki bu cennetin parçası olmaya gidiyorlar. Alışveriş merkezleri bugünün toplumunda yanlış olan ne varsa simgeleyen, harika bir metafor; çalış, satın al, tüket ve öl.

‘Daha çok kızdırmalıyız’

- Otoriterliğe karşı tepkili olduğunuzu söyleyebiliriz. Bu konu ülkemizde hiç sorun yarattı mı size?

Bugün politikacıları rahatsız eden, yanlış bir şey söylediğinizde “Karanlık tarafından yutulmazsınız.” Artık sizinle polemiğe girdiklerinde haklarında kötü algı oluşacağını bildiklerinden çoğunlukla görmezden gelmeyi tercih ediyorlar. Bu da çıtayı yükseltmeyi ve politikacıları daha çok kızdırmamızı ve toplumsal tepkiler vermelerini sağlamamızı gerektiriyor.

Gezi Direnişi’ne selam

- Son olarak, Gezi Direnişi sırasında yaptığınız “Killing In The Name” cover’ı ile bu ülke insanının gönlünde sarsılmaz bir yer elde ettiğinizi söyleyebiliriz. Onlara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

DK: “Cover” arkadaşımız olan Besidos grubu tarafından yapılmıştı, biz de şarkının misafir performansçılarıydık. Tesadüfen, şarkı tamamlandığında Türkiye’deki protestolarla aynı zamana denk geldi, ikisi basit bir rastlandıydı. Grubumuzun DJ’si tam da o zaman hamile karısıyla birlikte İstanbul’daydı. Oteli protestonun tam anlamıyla 500 metre uzağında olduğu için, ne olup bittiğine ilk elden şahit oldu. Arka planında biber gazı tadı olan bir tatil olduğunu söylemişti. “Happy Machine” albümümüzdeki “All Equal” şarkısı, kısmen onun İstanbul’daki protestolarda yaşadıklarını anlatıyor. Mesajımızı almanın en kolay yolu o şarkıyı dinlemek olur.