Avukatlar Savcı Fidan’ın taleplerine karşı çıktılar
Dündar ve Gül’ün avukatları savcı Fidan’ın davanın Selam Tevhid’de kumpas davası ile birleştirilmesi ve kapalı oturum talebiyle ilgili mahkemeye dilekçe sundu.
Adana’da Ocak 2014’te durdurulan mühimmat yüklü MİT TIR’ları ile ilgili haberlerinden dolayı tutuklu bulunan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün avukatları savcı İrfan Fidan’ın iddianamede talep ettiği kapalı oturum ve Selam Tevhid’de kumpas davası ile birleştirme talebine karşı çıktı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, birleştirme talebinin Dündar ve Gül açısından adil yargılanma hakkının ihlali, mahkeme açısından da yargılama zorluğu anlamına geldiği vurgulandı.
Dündar ve Gül’ün avukatları Akın Atalay ve Bülent Utku, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Başsavcı Vekili İrfan Fidan’ın iddianameyi sunduğu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne savcılığın birleştirme ve kapalı oturum talebi konusunda görüşlerini içeren bir dilekçe sundu. Dilekçede, görüşler dinlendikten bu konuda karar verilmesi talep edildi. Dilekçede, iddianamenin kabulü ya da iadesi ile ilgili değerlendirme yapılırken, savunmanın tamamen dışlandığı, bilgi ve hak sahibi olamadığı bu süreçte, birleştirme ve kapalı oturum kararı verilmesinin talep edildiği belirtildi.
Toplumun ilgisinden kaçırmak için...
Dilekçede, savcılığın Dündar ve Gül hakkındaki davayı toplumun ve uluslararası ilginin odağından kaçırmak, Dündar ve Gül ile aralarında hiçbir bağlantı kuramadığı kişilerin yer aldığı çok sanıklı bir yargılamanın içine hapsetme çabasına katkı verilmemesi gerektiği vurgulandı. 10 bin sayfayı aşan bir iddianame ve yüzbinlerce sayfa ek ve 112 sanığın bulunduğu Selam Tevhid’de kumpas yargılamanın içine yalnızca haber ve yazıları nedeniyle suçlanan iki gazetecinin karıştırılmasının Dündar ve Gül’ün adil yargılanma hakkının daha yargılamanın başlangıcında ihlal edilmesi anlamına geleceğinin altı çizildi. Dündar ve Gül’ün üyesi olmakla suçlanmadıkları halde çok geniş çaplı bir silahlı terör örgütünün yönetici ve üyesi olmakla yargılanan kişilerle aynı yargılamanın içine dahil edilerek, dava ekonomisine uygun, süratli bir yargılamaya tabi olamayacaklarına dikkat çekildi.
Yargılama zorluğu
Yargılamanın birleştirilmesi için gerekli olan, aranılan yarar unsurunun bu birleştirme talebinde olmadığı aktarılarak, Dündar ve Gül’ün sanık sayısı ve dava dosyasının kapsamı nedeniyle yargılamasının uzun süreceği daha baştan belli olan bir yargılamaya tabi kılınmasının adil yargılanma hakkı ihlali ve yargılama zorluğu getireceğine işaret edildi. İddianamenin kabulü ya da iadesi hakkında görüş belirtmeyen avukatlar, “Zira, yaşanılan soruşturma sürecini dikkate alarak, o hukuksuzluk ve keyfilik cenderesinden bir an önce kurtulmak, doğal mahkeme ve hâkimler huzurunda dinlenmek hakkına kavuşmak istiyoruz” denildi. Dündar ve Gül hakkındaki suçlamanın yaptıkları haberlere ve köşe yazılarına dayandığı kaydedilerek, “Dava bu yönüyle basın özgürlüğünü de yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle soruşturma aşaması ulusal ve uluslararası toplumda çok büyük bir ilgi ve dikkatle izlenmiş, devlet başkanları ve uluslararası kurumlar süreci yakından takip edip endişelerini belirtmişlerdir” ifadeleri kullanıldı.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev