Avukatlardan Cumhuriyet davası kararına tepki: 11 Eylül'de arkadaşlarımızı alacağız

Çağlayan Adliyesi önünde yapılan açıklamalarda, bütün gazetecilerin derhal bırakılması istendi.

Avukatlardan Cumhuriyet davası kararına tepki: 11 Eylül'de arkadaşlarımızı alacağız
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.07.2017 - 20:40

<video:791644>

271 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyetçilerin, hakim karşısına çıktığı davada ara karar verildi. Mahkeme, ara kararında Güray Öz, Musa Kart, Bülent Utku, Hakan Kara, Önder Çelik, Kemal Güngör ve Turhan Günay tahliye edildi. Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Akın Atalay, Murat Sabuncu'nun tutukluluğunun devamına karar verdi. Ara karar sonrası Çağlayan Adliyesi önünde avukatlar ve milletvekilleri basın açıklaması yaptı.

Gazetemizin yazar, çizer, muhabir ve yöneticilerinin yargılandığı davanın 5’inci gününde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, iddianamedeki iddialara kargaların bile güldüğünü söyleyerek, “Fetullah Gülen’in eteğini öpenleri sayalım. İktidarın belediye başkanında milletvekillerine, eniştelerinden damatlarına kadar hep beraberlerdi. Bu dava çökmüştür. Bugün burada Türkiye’nin daha fazla uluslarası arenada zor durumda bırakılmaması için tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyorum’’ dedi.

Cumhuriyet Davası Koordinasyonu dün adliye önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklama öncesinde CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ve oyuncu Defne Halman’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi yere oturarak Cumhuriyet gazetesinin dünkü sayısında yer alan gazetemiz yazarı Çiğdem Toker’in kaleme aldığı “Ahmet Şık’ın ithamı’’ başlıklı yazıyı okudular. Okuma sırasında Gençlik Muhalefeti üyesi çok sayıda genç, “Kahrolsun istibdat yaşasın Cumhuriyet’’ sloganları eşliğinde adliye önüne geldiler.

“Hepsini istiyoruz. Bu Cumhuriyet davası’’, “Adalet özgürlük istiyoruz” pankartının açıldığı basın açıklamasında “Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet’’, “Cumhuriyet için adalet”, “Haber almak haktır’’, “Özgür basın susturulamaz’’, “Savunma yapmıyoruz, itham ediyoruz’’ dövizleri ve tutuklu arkadaşlarımızın fotoğrafları, kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Sorunlu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın, kapatılan Dicle Haber Ajansı Muhabiri Nedim Türfent ile Gazete Şujin’ın muhabiri Zehra Doğan’ın da fotoğrafları taşındı. Açıklamaya, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Selinay Doğan, Barış Yarkadaş, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, CHP PM üyesi Kadir Gökmen Öğüt, EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan, SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Kenan Otlu, Yeşiller Sol Parti Eşsözcüsü Eylem Tuncaelli, PEN Yönetim Kurulu üyesi Buğra Sönmez, Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Nuri Günay gibi isimlerin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.

Siyasal gericiliklerini örtmeye çalışıyorlar

Eylemde konuşan Filiz Kerestecioğlu önceki gün HDP’li 2 milletvekilinin vekilliğinin düşürüldüğüne dikkat çekerek, “Dışarda olmayan ifade özgürlüğünü Meclis’te de yok edecek, bir İçtüzük kabul edildi. Cumhuriyet gazetesinde çalışan arkadaşlarımızı hapishaneden alabiliriz. Ama sonrasında, İnan Kızılkaya’yı, Zehra Doğan’ı, içerde olan diğer gazetecileride unutmayalım’’ dedi.

Selma Gürkan, Cumhuriyet davasının siyasi bir dava olduğunu ve dünyanın buna tanıklık ettiğini söyledi. Gürkan, avukatların iddianamenin iddialarını çürüttüğünü kaydederek, “Hükümet kendi tek adam rejimine dayanan siyasal düzenini oluşturmak için yol temizliği yapmak istiyor. Bu davalar da bunun bir örneğidir. Basında ifade özgürlüğü yok, muhalefet, grev hakkı, parlamento yok, toplu gösteri hakkı yok. Bu yolla, kendi siyasal gericiliklerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Baskının, şiddetin, kutuplaştırmanın meşrulaştırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Dayanışma ve mücadele kazanacak. Tarihimiz, baskılar, katliamlar tarihi olduğu gibi mücadele tarihidir de. Bunu hükümeti hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.

Hukuk sefaleti

Merdan Yanardağ da duruşmayı izlediğini ve bir hukuk sefaleti ile karşı karşıya olduğumuzu belirtti. Yanardağ, “Bir hukuk davası görülmüyor. Gerçek bir dava değil bu. 15 Temmuz darbesini bir fırsata çevirerek kendi darbesini yapan mezhepçi faşizan bir iktidarın düzdüğü bir siyasal dava ile tertip ile karşı karşıyayız. Eğer biz bu tertibi bozamazsak, başka davalar gelecek” dedi.

Ahmet Kaya ise adliyede tiyatro dahi denilemeyecek bir oyun oynandığını belirterek şunları söyledi: “Bu oyun sadece burada değil, HDP milletvekillerinin bulunduğu cezaevlerinde aynı şekildedir. Açlık grevindeki akademisyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklu olduğu yerde de aynı oyunlar oynamaktadır. Bizlere düşen görev bu oyunların açığa çıkartılması için eylemsel etkinlikler düzenlemektir.’’

Saklanan gerçek zehirlidir

TMMOB İl Koordinasyonu adına konuşan Süleyman Solmaz ise saklanan gerçeklerin zehirli olduğunu söyleyerek, “Bunlar gerçekleri saklıyorlar. Bu zehirli gerçekler, onu saklayanları da mutlaka bir gün zehirleyecektir. Bu sürecin sonunda, arkadaşlarımız serbest bırakılmak zorunda kalacaklar. Buna inancımız tamdır’’ diye konuştu.

Eylem Tuncaelli, son bir yılda akla sığmayacak onlarca olay ile uyandığımızı hatırlatarak, “Hukuk devrilmiş, haber alma hakkımız gasp edilmiş, adalet ve vicdan mumla aranır olmuş. Bu karanlıklara karşı yılmayacağız. Arkadaşlarımızı o duvarların arkasından alıp gidene kadar buradayız. Ne içeride ne dışarıda teslim olmadık, olmayız’’ ifadelerini kullandı.

İlk değil, son olmayacak

Buğra Sönmez ise uluslararası PEN Yazarlar Birliği olarak dünya genelinde, Türkiye’deki haksız tutuklamaları ve yargılamaları izlediklerini söyledi. Türkiye’nin şu anda dünyanın en büyük gazeteci cezaevi olduğuna dikkat çeken Sönmez, “PEN, 100 yıllık tarihinin en büyük inceleme heyetini Türkiye’ye gönderdi. Bugün Türkiye’de yaşanan bu Cumhuriyet kıyımı ilk değil, son da olmayacak. Bunu biliyoruz’’ dedi.

Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Nuri Günay, bu davanın ilk gün çöktüğünün altını çizerek, “Bu davayı sürdürenler halkın vicdanında lanetle anılacak” diye belirtti. Günay, iktidarın istediği dikensiz gül bahçesine izin vermeyeceklerini dile getirdi. TMMOB İstanbul İl Başkanı Süleyman Solmaz, dünya kamuoyuna seslenerek, iktidarın gerçekleri gizlemek istediğine vurgu yaparak, “Saklanan gerçekler mutlaka saklayanları zehirleyecektir” dedi.

Gazetecilik hukuk ve demokrasi dersi verdiler

Konuşmaların ardından G9 Gazeteciler Platformu bir açıklama yaptı. Açıklamayı Özge Yurttaş okudu. Yurttaş, Cumhuriyet gazetesi yöneticileri, çalışanları ve yazarlarının yargılandığı davanın gazetecilerin neden cezaevinde olduğunun en açık göstergesi olduğunu belirtti. Yurttaş, “21. yüzyıl Türkiye’sine yakışmayan bu davada, meslektaşlarımız yaptıkları savunmalarla gazetecilik, hukuk ve demokrasi adına ders vermişler, tarihe not düşmüşlerdir. G9 Gazeteciler Platformu’nu oluşturan meslek örgütleri olarak yargılanan meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını ve Türkiye’nin bu utançtan bir an önce kurtarılmasını istiyoruz. Gazetecilik suç değildir’’ diye konuştu.

Zorbalık hükümsüz

Cumhuriyet Davası Koordinasyonu adına yapılan açıklamayı ise Ceyda Karan okudu. Gazeteciliğin, hakikatin yargılandığını dile getiren Karan, “Yaşanılan esaret ve ağır ceza tehditleri, arkadaşlarımızın enselerini ve yüreklerini karartmamış, aksine dimdik ayakta tutmuştur” dedi. Gazetecilerin boyun eğmediğini vurgulayan Karan, boyun eğmemekte kararlı olanların karşısında zorbalığın hükümsüz olduğunu belirtti. İktidarın kendine biat eden gazeteciler istediğini kaydeden Karan, “Arkadaşlarımız, iktidarın önünde el pençe duran gazeteci müsfetteleri ile haklı ve haksızı ayıran, aydınlık ve karanlığın uzlaşmaz ve büyük olduğunu dosta düşmana gösterdi” dedi.

Özellikle seçildiler

Yargılanan gazetecilerin özellike seçildiğine dikkat çeken Karan, iktidara yaranmak isteyen medyanın yalan ve spekülasyon yaratan haberler yaptığına vurgu yaparak, gerçek gazetecilere hapiste ömür biçinlerin de bir gün yargılanacağını söyledi. Cumhuriyet gazetesi davası ile sadece tutuklu bulunan gazetecilerin değil aynı zamanda tüm basının hizaya alınmak istediğine dikkat çeken Karan özetle şunları söyledi: “Dört bir yandan su alan bu ülkede, yalanlarla, düzmece delillerle oluşturulan bu dava için şimdi karar zamanı. Ya bugün artık sadece bir avuç iktidar yalakasının inanırmış gibi yaptığı zulüm son bulacak ve adalet için yeni bir sayfa açılacak ya da 271 gündür yaşatılan bu zulüm devam edecek ve adalet müessesi kendi cenazesinin namazını kılacak. Yapılacak tercihi hepimiz göreceğiz.’’

"11 Eylül'de arkadaşlarımızı alacağız"

Adalet Nöbetçisi Avukatları adına yapılan açıklamada, '11 tane gazeteci arkadaşımızdan bugün 7'si tahliye edildi. Bu sonuç şunu göstermiştir; 7 arkadaşımız tahliye edildi. 7 arkadaşımız aylarca haftada 1 saat görüş yapabilmişlerdir. Ama 4 arkadaşımız hala rehin tutulmaktadır. Yargısız infaz yapılıyor. Baraj yıkılmıştır. Adalet talebimiz kısmen karşılandı. 11 Eylül'de o arkadaşlarımızı oradan alacağız. Adaletsizlik yok olacak. Bu yapılan zulmü kınıyoruz, lanetliyoruz. Bir sürü insan, bir sürü değer heba ediliyor. Sırf birilerinin keyfini devam ettirmek için. Adalet nöbetçisi avukatlar olarak şu sözü veriyoruz; arkadaşlarımız çıkana kadar tek bir avukat bile kalsa onları oradan alacağız. Bunun başka yolu ve çaresi yoktur' denildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler