AYM’den Danıştay'a yargı dersi: HIV de olsa işçiye ayrımcılık yapamazsın

Anayasa Mahkemesi, HIV tanısı konduğu gerekçesiyle işten atılan işçi A.T.T. hakkında patronu savunan Danıştay ve İş Mahkemesi’ne yargı dersi verdi.

Yayınlanma: 10.03.2017 - 16:12
Abone Ol google-news

 Anayasa Mahkemesi, HIV tanısı konduğu gerekçesiyle işten atılan işçi A.T.T. hakkında patronu savunan Danıştay ve İş Mahkemesi’ne yargı dersi verdi. 4 yıl 10 ay süren yargılanın makul süreyi aştığını belirten AYM, istifa etmiş gibi gösterilen işçi için alternatif çalışma koşullarının incelenmediği gerekçesiyle negatif ayrımcılığa uğradığı vurgulanarak özel hayatına saygı ve maddi manevi varlığının korunması çerçevesinde hak ihlaline uğradığına hükmetti.

2006 Aralık ayında HIV tanısı konulan A.T.T, 2008’de iş yeri hekiminin talebi üzerine Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden, işçinin tedavisinin düzenli olrak uygulandığı ve kontrollerine belirtilen tarihlerde geldiği, sağlık durumunun herhangi bir işte çalışmasına engel oluşturmadığına ilişkin rapor aldı. Ancak HIV pozitif olduğunun patronu tarafından öğrenlmesi üzerine 2008 Şubat ayından itibaren iş yerinden uzaklaştırdı. Bir süre ücreti ödenmesine karşın çalışmasına izin verilmedi. Üniversite raporuna karşın çalıştırılmayan işçi A.T.T, 2009 Ocak ayında işten çıkarıldı. İstifa dilekçesi ile işten ayrıldığı iddia edilen işçiye ilişkin gerçekler İzmir Karşıyaka 2. İş Mahkemesi’ne açtığı davanın ardından öğrenildi.

Ayrımcılığa maruz kaldı

İşten çıkarılan A.T.T. sanki kendi isteğiyle işten ayrılmış gibi gösterilerek bu doğrultuda kendisine bir çok belge imzalatıldığını, iş yerinde böyle bir uygulama olmamasına karşın prim adı altında kendisine ödeme yapıldığını belirtti. Ayrıca sağlık bilgilerinin hukuka aykırı olarak açıklandığını ve özel hayatının ihlal edildiğini vurgulayan işçi, ayrımcılığa uğradığını belirterek talep ettiği tazminatın yanında mahkemeden de adı ve soyadının belirtilmemesi için gizlilik kararı verilmesini istedi.

İş Mahkemesi tarafından hazırtılan bilirkişi raporunda da, kesici aletlerle çalıştığı için işçinin hastalığının başka çalışanlara bulaşma riski bulunduğundan işverenin risk taşımayan başka bir işte görevlendirmesi gerekirken işin patron tarafından değiştirilmeyerek 6 ay süreyle ücreti ödenmesine rağmen çalıştırılmadığı idade edildi. Raporda, işçinin istifa dilekçesi vermiş ve ihbarname imzalamış olsa da bu belgeye geçerlilik tanınamayacağı, belge ile işverenin savunmasının çeliştiği aktarıldı. Ayrıca hastalığını öğrendikten sonra işçisini çalıştırmayan patronun ücretini ödemek suretiyle ayrımcılık niteliğinde muamelede bulunduğu ve bu nedenle tazminattan sorumlu tutulması kanaati yer aldı. Mahkeme ise bu raporun ardından ilk kararında işverenin eşit davranmadığına ve tazminat talebinin kabulüne hükmetti.

Yargıtay patronu savundu

Yerel mahkemenin kararının ardından dava Yargıtay’a taşındı. Yargıtay, ayrımcılık uygulayan partonu savunarak “işverenin dipğer çalışanlarını korumak saiki ile davrandığını” belirterek yerel mahkemenin tazminat kararını bozdu. Bunun üzerine yapılan yeniden yargılama sonucunda İş Mahkemesi de Yargıtay’ın kararına uyarak ayrımcılık olmadığı kararını verdi.

İşçiye negatif muamele

Hukuk yollarının tüketilmesinin ardından işçi A.T.T Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Konu hakkındaki mevzuatı, daha önce verilmiş kararları, uluslararası hukuk kurallarını ve AIDS hakkındaki incelemelerin ardından AYM, ilk olarak hastalığın toplumda yeterince bilinememesi nedeniyle işçinin kamuya açık belgelerde isminin gizli tutulmasına karar verdi. AYM, işçinin “çalıştırılmadığı dönemde ücretinin ve işten ayrıldığı sırada da yasal alacaklarının kendisine ödense de farklı muamelenin iş arkadaşlarından hiçbirine yapılmayan, daha elverişli hatta avantajlı bir muamele olduğu ileri sürülebilirse de öncelikle hayat boyu sürecek tedavisini karşılamak için sürekli ve düzenli gelire ihtiyaç duyan başvurucunun bu geliri elde ettiği işini, hukuki sebeplerle değil HIV pozitif olması nedeniyle kaybettiği”ni hatırlatarak işçiye “negatif anlamda farklı muamele yapıldığı” kararını verdi.

Alternatif aranmalıydı

İşveren tarafından işyerinde hastalığın bulaşmasına karşı başka görev olup olmadığı ve işçinin bu konuda yeterli olup olmadığı gibi hususlarda hiçbir değerlendirme yapılmadığını belirten AYM, Yargıtay ve İş Mahkemesinin kararlarında da, iş yerinde alternatif iş imkânlarının incelenmesi yükümlülüğü konusunda değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle başvurucu ile işveren arasında çatışan çıkarlar arasında adil bir denge kurulmadığı sonucuna ulaştı.

İşçinin haksız olarak işten ayrılmaya zorlandığı yönündeki iddianın İş Mahkemesi kararlarında hiç incelenmediğini, iş yerinde alternatif iş imkânlarının incelenmesi yükümlülüğü konusunda değerlendirme yapılmadığını, işçinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi ile özel hayata saygı hakları bakımından kamu makamlarının pozitif yükümlülüklerini yerine getirmedikleri kanaatine varan AYM, paronu savunan Danıştay ve yerel mahkemeye karşı işçinin hakklarının ihlal edildiğine karar verdi. Ayrıca 4 yıl 10 ay süren yargılama süresinin makul olmadığı olmadığını sonucuna varan AYM, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için kararın bir örneğini de Karşıyaka İş Mahkemesi’ne gönderdi.

Hastalığın ekonomik yükü

AYM kararında HIV pozitif virüsüne ilişkin Hacettepe Üniversitesi’nin araştırmalarını temel aldı. İşçinin haklarının ihlal edildiği belirtilen kararda, henüz virüsün vücuttan atılmasını sağlayabilecek tedavisinin ve aşısının bulunamadığı bir hastalık olarak tanımlanan HIV (+), kişinin kendisinde hastalık belirtisi göstermeyen taşıyıcı kişi olarak belirtildi. Tedavide kullanılan ilaçların ömüz boyu kullanılmasının gerekmesi ve kişiye ekonomik olarak aylık 2 bin - 2 bin 500 TL gibi bir yük getirmesine karşın hastalıktan ölümlerin neredeyse ortadan kaldırıldığı ifade edildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler