Aynı geminin farklı yerlerindeyiz: Krizin faturasını emekçi ödemesin

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fikret Sazak, “Hepimiz aynı gemideyiz” söyleminin kriz dönemlerinde yönetenler ve egemen sınıflar tarafından, ne krizin oluşumunda sorumluluğu olan ne de kriz öncesindeki refahtan pay alan emekçi sınıfları muhtemel faturayı ödemeye razı etmeye yönelik bir söylem olduğunu söyledi.

“Evet hapimiz aynı gemideyiz, ama geminin aynı yerinde değiliz” diyen Dr. Fikret Sazak’ın yaşanan ekonomik krizle ilgili konuşmasının satır başları şöyle:

-Aynı gemideyiz diyerek kendilerini daha düşük ücrete, daha uzun çalışma saatlerine ve hatta işsizliğe razı etmeye çalışanlara işçilerin yanıtı: Geminin bu batma noktasına gelmesinde hiçbir sorumluluğumuz yok. Bizim fatura ödememiz, gemi batarken makine dairesinin kapaklarının üstümüze kapatılmasıdır. Daha fazla yoksullaşmamız, aç kalmamız, daha fazla sömürülmemizin yolunun açılması demektir.

-Peki gemi batsın mı? Asla ve asla hayır. Gemi memlekettir ve biz emekçilerin ne gideceği başka memleketleri ne de bu memleketlere giderken yanımızda götürebileceğimiz  servetlerimiz var.

Gemi batmamalı

-Geminin batmasına öncelikle biz emekçiler izin vermeyiz. Ama, faturayı geminin üst katında olan ve bu ülkenin bütün kaynakları kendilerine yıllardır akıtılanlar ve bu sürece gelinmesinde sorumluluğu olanlar ödesinler.

-Bu ülke, özelleştirmeler, kaynaklar üretim dışı alanlara kaydırmalarla üretim ekonomisinden hızla uzaklaştırılırken, Ar-Ge ve yeni teknolojilere yatırım yapmayan, dış kaynağa ve özellikle sıcak paraya dayalı, tarımı dahil hemen tüm sektörlerindeki üretimi ithalata bağımlı bir ülke haline getirilirken ne yazık ki, dünyada en hızlı dolar milyoneri çıkaran üç ülkeden birisi oldu.

-Toplumun büyük bölümünün yoksullaşması, dış borçlanma, özelleştirme, yüksek cari açık pahasına belirli kişi ve gruplar yer zenginleşmiştir. Bedeli toplumun ezici çoğunluğunun ve özellikle emeği ile geçinen kesimlerin yoksullaşması pahasına zenginleştirilenler ödesinler” olmalı.