Bağış'tan "1915" isteği

Yasa teklifinin senatoda kabul edilmesinin Türk-Fransız ilişkilerine "kalıcı gölge düşüreceği" uyarısında bulunan Bağış, "siyasetçilerin, tarihçilerin rolünü üstlenemeyeceğini" söyledi.

Resmi ziyaret için Paris'te bulunan Bağış, Fransa Ulusal Meclisi ve Senatosu Dış İlişkiler ve AB Komisyonları ile Türk-Fransız dostluk grubu üyelerinin katılımıyla senato binasında düzenlenen konferansta konuştu.

Konuşmasında Sosyalist Partiye üye bir grup senatörün 1915 olaylarıyla ilgili yasa teklifini senato gündemine aldırma girişimlerini hatırlatan Bağış, "Siyasilerin görevi geçmişi belirlemek değil, geleceğin şekillendirilmesine katkıda bulunmaktır. Siyasetçiler tarihçilerin görevini üstlenirse ikili ilişkiler zarar görür. Türk-Fransız ilişkilerinde ayrı düştüğümüz konular varken bir de bu yasa teklifinin kabul edilmesi ilişkilere kalıcı gölge düşürebilir" diye konuştu.

Bağış, Fransız siyasetçilerinin ve Fransa'nın geçmişle ilgilenmeleri yerine, bugün AGİT Minsk grubu eşbaşkanı olarak Yukarı Karabağ konusunda daha aktif rol oynamasını, işgal altındaki Azeri topraklarının geri verilmesi ve yerlerinden edilmiş 1 milyon Azeri mültecinin durumuyla ilgilenilmesinin beklendiğini söyledi.

Türkiye'nin Ermenistan'a 1915 olaylarının araştırılması için iki ülkenin de arşivlerini açması, tarihçi ve bilimadamlarının katılımıyla bir komisyon kurulmasını önerdiğini hatırlatan Bağış, ancak Erivan yönetiminden bir yanıt alamadığını söyledi.

"İran'da McDonald's ve Carrefour açılsa daha iyi olur"

Bir senatörün İran ile ilgili sorusunu yanıtlayan Bağış, İran'a yönelik tecritin sadece İran halkına zarar verdiğini belirterek, tehdit ve ambargo yerine bu ülke ile diyaloğun güçlendirilmesinin daha iyi olacağını söyledi.

Bağış, "bu ülkeye tecrit yerine, McDonald's ve Carrefour açılmasının daha iyi olacağını" kaydetti.

Başka bir senatörün sorusuna verdiği yanıtta da Bağış, bu yıl yüzde 9 büyüme hızına ulaşan Türkiye'nin AB üyeliğini ne ekonomik ne de siyasi bir beklenti amacıyla istediğini ifade ederek, Türkiye'nin AB projesini, "AB'yi, kıtanın en kapsamlı barış projesi olarak gördüğü için" istediğini söyledi.

Bağış, Türkiye'nin AB'ye katılımının kıtasal barış sürecini küresel barış sürecine dönüştüreceğini belirtti.

Mavi Marmara basıkınıyla iligili olarak da Bağış, "9 kişinin öldürülmesi konusunda İsrail hükümetinden özür ve tazminatın ödenmesini bekliyoruz. Tepkimiz İsrail halkına değil İsrail hükümetinedir" dedi.

Konuşmasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk hareketlerine de değinen Bağış, bu coğrafyada birçok ülke için Türkiye'nin ilham kaynağı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin bu bölgedeki birçok ülkeyle gelenek ve kültüre dayalı yakın ilişkisi olduğunu kaydeden Bağış, Türkiye'nin AB üyelik süreciyle yaptığı reformların bu ülkeler tarafından yakından izlendiğini belirtti.

Bağış, AB'nin bu ülkelerde demokrasi, şeffaflık ve insan haklarının gelişmesini isterken Türkiye'nin AB üyelik sürecini engellenmesinin çifte standart teşkil ettiğini söyledi.

Egemen Bağış AB'nin, Türkiye'nin üyelik sürecinin önüne engel koymasının daha fazla demokrasi isteyen bölge halklarının gözünde de inandırıcılığına zarar verdiğini belirtti.

AB'nin eskisi gibi liderler zirvesine artık Türkiye ve diğer aday ülkeleri çağırmamasını eleştiren Bağış, Türkiye gibi gerek Afganistan, Libya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle yakın ilişkileri olan bir ülkenin zirvelere davet edilmemesinin, AB'nin karar alma sürecinde de ciddi eksiklik yaratacağını söyledi.

Türkiye'nin aktif dış politika izlediğini söyleyen ve gerek Afganistan -Pakistan, gerek Rusya- Gürcistan gerek Hindistan-Pakistan arasındaki krizlerde arabuluculuk üstlendiğini söyleyen Bağış, "Türkiye'nin arzusunun bütün bölge halklarının barış içinde yaşaması ve savaşların engellenmesi, demokrasi ve refahın sağlanması olduğunu" ifade etti.