Bahçeli Başbakan'a yüklendi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli'nin hedefinde Başbakan Erdoğan vardı.
Başbakan Erdoğan'ın 'gelecek yıl üç seçim olabilir' sözlerine de değinen Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın anayasa değişikliğini sabote etmek ve uzlaşma komisyonunu baskı altına almak için referandum kartını hatırlatması talihsiz ve tahrik edici bir yaklaşımdır. PKK ile anayasaya yapmak için tüm hazırlıklar sürdürülmektedir" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın hem Merkez Bankası'ndaki döviz rezervinin artışını takılmış plak gibi her fırsatta duyurduğunu hem de IMF'ye olan borcun ödendiğini her zeminde tekrarladığını belirten Bahçeli, "Ve 'onlar borçlandı biz ödedik' diyerek durmadan yalan konuşmakta, yüzü kızarmadan milletimizi aldatmaktadır. Merkez Bankası'nda biriken döviz rezervinin toplam tutarıyla, IMF'ye geçen hafta ödenen son borç taksiti AKP propagandasının ana temasına dönüşmüştür. Başbakan uydurmalarla, asılsız açıklamalarla milletimize gerçekleri yansıtmamaktadır. 'Borç ödedik, kasayı doldurduk' sözleri artık Başbakanla bütünleşmiş hazır kalıp cümleler olarak dikkat çekmektedir" dedi.
Baheçeli, "Başbakan'a birileri şu hususları iyi anlatmalı ve kendisi de mutlaka saat ücretine bakmadan ekonomi özel dersi almak için kolları sıvamalıdır. Uluslararası rezervleri Merkez Bankası'nın parası olarak görmek bir defa büyük bir cahilliktir.Bankalara yatırılan mevduat ve mevduat benzeri kaynaklardan Merkez Bankasına ödenen zorunlu karşılıkları, işçi dövizlerini, kamu sektörü mevduatını da rezerv zannetmek, bunu da kasayı doldurduk diyerek çığlıklar atmak ancak Başbakan Erdoğan'a mahsus bir bilgisizliktir" diye konuştu.
"ABD'ye ikinci Kolomb çıkarma yapmış, ikinci fetih gerçekleştirilmiştir"
Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaret ile ilgili olarak Bahçeli, şunları söyledi; "Bu ziyaretin Türkiye'nin bunalımlar ve tedirginlikler yaşadığı bir döneme isabet etmesi işin bir başka ilginç yanı olmuştur. ABD turuna bakan, parti yöneticisi, milletvekili, bürokrat, işadamı ve hanedan mensuplarından oluşan kalabalık bir kafile katılmış, bunlar bol bol gezmiş, bol bol yemiş ve içmişlerdir. Nasıl olsa devletin imkânları AKP'nin emrindedir. Başbakan Erdoğan'ın ABD seyahati, karşılıklı görüşmelerin yapıldığı 16 Mayıs gününün öncesi ve sonrasıyla hararetle, hevesle ve iştahla tartışılmıştır. Zannedersiniz ki, ABD'ye ikinci Kolomb çıkarma yapmış, ikinci fetih gerçekleştirilmiştir. Yandaş basın Başbakan'ın ziyaretine kerametler ve derin anlamlar yüklemiştir. ABD ziyaretini, Başbakan ve hükümetinin durum raporu sunması ve son gelişmeler hakkında izin ve icazet aldıkları makamlara bilgi vermesi şeklinde okumak ve değerlendirmek doğru olacaktır."
"Milletimize hiç yakışmadı"
Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Obama ile yaptığı görüşmeye de değinin Bahçeli, "İlk önce Oval Ofis'te heyetler arasında görüşmeler yapılmış, ardından da Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'nde basının önüne çıkılmıştır.Önce birlikte yürüyen, yağan yağmurda birlikte ıslanan, sonra da şemsiye yardımı alan Başkan Obama ile Başbakan Erdoğan görüşlerini açıklamışlar, sorulan soruları cevaplandırmışlardır. Yağmurdan kaçmadığını söyleyen Başbakan gerçekte Türkiye'yi doluya mahkûm ettiğini fark edemeyecek kadar kendinden geçmiş, neşeli ve heyecanlı yüz hatlarıyla sevimlilik gösterisine soyunmuştur. Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı'nın ağzına bakan tarz ve görüntüsü, onay bekleyen ve teyit isteyen mahcup bakışları milletimizi temsil eden birisine hiç yakışmamış ve hiç de uygun düşmemiştir. Türk milleti hükümrandır, Türk milleti dik başlıdır, Türk milleti güçlüdür ve hiçbir gücün karşısında ezilip büzülecek kadar da hamd olsun pısırık olmamıştır" dedi.
"Beyaz Saray'ın Kırmızı Salonu'nda son derece dar bir katılımcıyla pişmaniye ve helva katıklı görüşmelere geçilmiştir" diyen Baheçeli, şöyle devam etti; "Ne var ki, Kırmızı Salon'da nelerin konuşulduğu, nelerin paylaşıldığı ve hangi sözlerin alınıp verildiği hala vuzuha kavuşmuş değildir. Burada Türkiye'yi temsilen Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra, Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı toplantıya katılmış; ABD kanadından da Başkan Obama'ya, Dışişleri Bakanı'yla Ulusal Güvenlik Danışmanı eşlik etmiştir. Dikkat çeken bir ayrıntı da CIA Başkanının bu toplantıya iştirak etmemesi ve o esnada İsrail'de bulunmasıdır. Kenarda kalan bu hususun aydınlatılmasıyla birlikte Kırmızı Salon'da nelerin konuşulduğu çok önemlidir" diye konuştu.
"Beyaz Saray'ın ikna odalarında..."
Başbakan'ın Erdoğan'ın Suriye'ye müdahale edilmesi konusunda adeta canını dişine taksa da, 'elimizde sihirli değnek yok diyen' Obama'dan yüz bulamadığını ifade eden Bahçeli, "Ayrıca kendisi ABD seyahatine başlamadan önce birinci Cenevre Konferansı'nın netice vermediğini, ikincisinin ipe un sermek olacağını dile getirse de bu tutumu fayda etmemiştir. Başkan Obama'nın bu konudaki ısrar ve diretmesiyle Başbakan iki gün içinde 180 derece çark etmiş; “görüşüm değişti ve geliştiö sözleriyle hayret verici bir pişkinlik örneği sergilemiştir. İş bununla da sınırlı kalmamış, ABD Başkanı, ikinci Cenevre Konferansıyla ilgili Başbakan'a görevler yüklemiş ve burada Türkiye'nin önemli roller oynayacağını ileri sürmüştür.Başbakan'da kuzu kuzu bunları dinlemiş ve Cenevre sürecini ilerletmek noktasına tıpış tıpış gelmiştir. Ve hatta yakında Rusya'yı ziyaret edeceğini belirterek, Obama'nın sözlerini yere düşürmeme konusunda ne kadar azimli olduğunu daha ABD'yken beyanlarıyla belgelemiştir. Şu düşündürücü tabloya bakınız ki, Başbakan Erdoğan Beyaz Saray'ın ikna odalarında yeniden gömlek değiştirmiş, ıslanan elbisesini BOP kumaşından kestirdiği yenisiyle anında değiş tokuş yaptırmıştır" dedi.
Erdoğan'ın Filistin ziyareti
Bahçeli, "Filistin meselesini bir konuşmasında gündeme getirerek gönül almaya ve kendisini de teskin etmeye çabalamıştır. Ancak Gazze için İsrail'e söylenmedik söz bırakmayan Başbakan'ın, bu ülke üzerinden ziyaretini gerçekleştirecek olması, hem bir mağlubiyet hem de keskin sirkenin küpüne verdiği zarar olarak yorumlanmalıdır" diye konuştu.
ABD deyimiyle öğüt
Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'a anladığı dilden, yani ABD menşeli üç deyimle öğütte bulunmak doğru olacaktır: Sayın Başbakan unutma ki, 'Çaydanlık bakmakla kaynamayacak, ağacın hatırladığını balta unutacak ve odununu kendi kesen iki kere ısınacaktır.' Suriye'deki iç çatışmaların Türkiye'ye taşınması için çok aktörlü bir tertip ve komplo devamlı mesafe almaktadır. Devlet otoritesi sınırlarımızda kalmamış, geniş imtiyazlar elde eden sığınmacılardan bazılarının neden olduğu olaylar giderek gerilimleri artırmıştır" dedi.
Reyhanlı saldırısı
Reyhanlı saldırısının önlenememesinde istihbarat birimleri arasındaki kopukluğun ve iletişimsizliğin oldukça etkili olduğunun anlaşıldığını belirten Bahçeli, şunları söyledi; "Başbakan Erdoğan'ın, kendisine bağlı Teftiş Kurulu'nu görevlendirmesi, zımnen bunu kabullendiğini göstermektedir. Bu zaafta, hükümetin istihbarat teşkilatını farklı amaç ve hedefler için kullanmasının büyük payı bulunmaktadır. Ülkemizin her tarafından teröristler meydanı boş bulmuşçasına hareket ederken, en başta MİT'in süreç ihanetinin taşıyıcı ve hızlandırıcı unsuru haline getirilmesi affı mümkün olmayan bir gaflettir. Reyhanlı'da patlayan bombalar hükümetin acziyetinden ve asayiş konusundaki yetersizliğinden güç almıştır. Başbakan, devletin istihbaratını PKK'nın aklanması ve temize çıkarılması için alet ederken, terör grupları fırsatı kaçırmamış ve müsait zemini eylemleriyle kana bulamıştır. Şayet istihbarat noktasında açmazlar ve kopukluklar varsa, sormak lazımdır ki, hükümet neden yavaş davranmış, niçin atalete düşmüştür?"
"Hükümeetin günahı yeterince birikti"
Bahçeli, "Sınırlarımızdan kimin girip kimin çıktığı belli değilken, güçlü bir Türkiye'den bahsetmek kimsenin harcı olmayacaktır. Başbakan Erdoğan Suriye tuzağına çekildikçe, İmralı canisinin avucunda haysiyetini kaybettikçe milletimiz ağır bedeller ödemekte, fenalıklarla sarsılmaktadır. Bu yüzden hükümet kendine gelmeli, yanlıştan dönmelidir. Türk devletinin hiçbir kurumu ihanete ve bölünmeye ortak edilmemelidir. Başbakan ve hükümetinin günahı yeterince birikmiştir" diye konuştu.
"İstifa etmeyi önceliğe almalıdır"
Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye gitmeden evvel kendisine yönelik 'Bahçeli'ye demek lazım, sen çok güçlüsün, bu bozkurtlarınla sınırları koruman altına al' mesajı ile ilgili olarak Bahçeli, "Başbakan Allah'a şükürler olsun ki, milletimizden aldığımız destekten dolayı güçlüyüz, sana ve kol kola olduklarına tek başımıza kalsak da yeteriz. Sen sınırlarda teröristlerinle bekle, ben de bozkurtlarımla birlikte sizden ve emellerinizden bu aziz vatanı muhakkak ki koruyacak iradeyi seve seve gösteririz. Diyeceğim şudur ki, Başbakan Erdoğan, bu sözleriyle Türkiye'nin güvenliğini sağlayamadığını itiraf etmiştir ve bu sebeple Başbakanlıktan istifa etmeyi kesinlikle önceliğine almalıdır" dedi.
"Talihsiz ve tahrik edici"
Başbakan Erdoğan'ın 'gelecek yıl üç seçim olabilir' sözlerine de değinen DHA'nın haberine göre, "Başbakan Erdoğan'ın anayasa değişikliğini sabote etmek ve uzlaşma komisyonunu baskı altına almak için referandum kartını hatırlatması talihsiz ve tahrik edici bir yaklaşımdır. PKK ile anayasaya yapmak için tüm hazırlıklar sürdürülmektedir. AKP'nin aklında ve hedefinde Meclis'ten kendi hazırladığı anayasayı BDP işbirliğiyle geçirmek ve sonra da referanduma götürmek vardır. Şimdilik şunu herkes bilmelidir ki, Milliyetçi Hareket Partisi yapılacak her seçime hazırdır. Biz parti olarak, vehimleri devireceğiz, korkuları yıkacağız, iftiraları kıracağız, kuşatmayı yaracağız ve karamsarlığı gerileterek Allah'ın izniyle iktidar olacağız. Samimiyetle, sabırla ve sebatla Türk milleti diyeceğiz, Türklük diyeceğiz ve sonsuza kadar var ol Türkiye sözleriyle kötülükleri ezip geçeceğiz" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev