Bahçeli hükümete yüklendi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Anayasa değişikliği ile terörün artması arasında illiyet kurmanın ancak Başbakan Erdoğan'ın mantığı ile izah edilecek bir garabet olduğunu belirterek, "Başbakan Erdoğan'a artan bölücülüğü ve terörün gerisinde zaten malum olan yabancı parmağı arayacağına önce kendisine ve yıkım projelerine bakmasını tavsiye ediyoruz" diye konuştu.

Bahçeli hükümete yüklendi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.06.2010 - 07:55

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Anayasa değişikliği ile terörün artması arasında illiyet kurmanın ancak Başbakan Erdoğan'ın mantığı ile izah edilecek bir garabet olduğunu belirterek, "Başbakan Erdoğan'a artan bölücülüğü ve terörün gerisinde zaten malum olan yabancı parmağı arayacağına önce kendisine ve yıkım projelerine bakmasını tavsiye ediyoruz" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Kırgızistan'daki çatışmaları değerlendiren Bahçeli, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, başka devletlerin izin ve müsamahası ile elde edilen gevşek bağımsızlıkların yerini milli ve demokratik devletlere bırakmadığını, yüz milyonluk Avrasya ve Kafkasya Türklüğü'nün hak ettiği güzel günlere bir türlü kavuşamadığını söyledi. Özellikle Amerika ile Rusya arasındaki ele geçirme ve savunma mücadelelerinin bölgeyi tam bir istikrarsızlığa ittiğini, bağımsız olduğu söylenen Türk Cumhuriyetleri'nin bir türlü huzur ve istikrara kavuşamadığını kaydeden Bahçeli, bölgede yaşanan kaostaki bir diğer faktörün ise Türkiye'nin tutumu olduğunu ifade etti. Bahçeli, "Türkiye'mizi ayrıştırmayı hedeflemiş, milletimizi otuz altıya parçalamayı tekrarlayıp duran, ağzına Türk kelimesini bile almayanların bu coğrafyalarda 'Türk' kavramını savunmalarını beklemek zaten mümkün değildir. Nitekim milliyetçi olmayı Orhun abidelerine giden yolu asfaltlamak zanneden ilkel zihniyetlerin, bu ülkelere olan bağlarında 'Türk' kavramını zemin yapmalarını beklemek bize göre abesle iştigaldir" dedi.

 

"Yardıma muhtaçlar sadece Gazze'de değil"

Bahçeli Kırgızistan'da Özbek ile Kırgızların birbirlerini öldürmelerine kadar varan talihsiz çatışmaların daha vahim olaylara neden olmadan bir an önce sona ermesinin en büyük dilekleri olduğunu ifade ederek, "Yardıma muhtaçlar yalnızca Gazze'deki Müslümanlar değildir. Şehitler yalnızca Filistin'de bulunmamaktadır. Türk dünyasındaki din kardeşlerimiz de imdat beklemektedir. Hükümet, başta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız ve Ahıska Türkleri olmak üzere, Kırgızistan'da muhtaç olan bütün soydaşlarımıza ve insana Türk milletinin yardım elini derhal uzatmalıdır. Bu kapsamda olmak üzere, Cumhurbaşkanı Gül Güney Kore'ye yaptığı ziyareti yarıda kesmeli ve Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan'ın devlet başkanları ile sorunu acilen ve kapsamlı olarak Türk dünyası çerçevesinde çözecek görüşmeleri başlatmalıdır" diye konuştu.

 

"AKP zihniyetinin Mesut Abi'si ve Celal Amcası"


Bahçeli grup konuşmasında son günlerde artan terör eylemleri ve şehit sayısının artmasını da değerlendirdi. 45 günlük sürede şehit sayısının 25'e yaralı sayısının 45'e ulaştığını ifade eden Bahçeli, hükümetin 'bölücülülüğü siyasallaştırmaya uğraşırken teröristin boş durmadığı'nın ortaya çıktığını söyledi. PKK eylemlerinin sonucunda şehitler, gazilerin artık AKP yıkım projesinin acı bedelleri olduğunu kaydeden Bahçeli, "Yıllardır ulaşamadığı siyasal hedeflerine AKP Anayasası ile erişme umudu artan terör örgütü hükümetin yumuşak karnını bulmuştur. Ne kadar kan dökerse, hükümeti o kadar sıkıştıracağını, yapacağı eylemlerin şiddeti kadar taviz kopartacağını anlamıştır ve hedef gözetmeksizin eylemlerini tırmandırmıştır. Bir yandan kayıplarımız sürerken diğer yandan adına demokratik açılım diyerek maskelediği 'yıkım projesi'ne mutlaka devam edeceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, PKK ve hamisi peşmerge reisleri ile pazarlıklar kızışmıştır. İmralı canisinin hükümetle PKK arasındaki görüşmelerden çekildiğini açıklamasıyla kabaran eylemlerde terörü dizginlemesi için bu katilden hükümetin ricacı olmasını istemesi beklenmektedir. Bunun gerçekleşmesi ile birlikte kanlı terörün aktörleri yine aynı karede buluşacak, İmralı canisi, küresel katiller, açılımın Başbakanı ve AKP zihniyetinin Mesut Abi'si ile Celal Amcası, aile fotoğrafında yerlerini bir bir alacaklardır. Geçen haftaki buluşma bunun ilk aşamasıdır" diye konuştu.

 

"Kandil Dağı ABD'nin kontrolünde"

Bugün silahlı militanlarını eğittiği, barındırdığı ve yönettiği yerin Irak'ın kuzeyinde 'peşmerge reisi' Barzani'nin denetimindeki Kandil Dağı yöresinde olduğunu belirten Bahçeli, bu bölgenin kontrolünün fiilen ABD'de olduğunu söyledi. Yaşanan bütün eylemlerin hesabının sorulacağı öncelikli adresinin Barzani, Irak devleti ve Irak'ın işgalcisi ABD olması gerektiğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu:

"Ancak işin ilginç yanı, son günlerde artan terörün kaynağı ve terör örgütünün arkasındaki güçler hakkında hükümet tarafından yapılan yorumlar ve uyandırılmak istenen çağrışımlardır. Özellikle son aylarda artan eylemlerin toplumda yarattığı haklı öfke hem açılımın sorgulanmasına hem de AKP'nin gerçek yüzünün görünmesine vesile olmuştur. PKK'nın eylemleri ile İsrail arasında kurulmak istenen rabıtanın zamanlaması ve yöntemi son derece manidar ve kuşkuludur. Özelikle İskenderun'da meydana gelen saldırıdan sonraki üstü örtülü ve kaçamak açıklamalar sorumluluğu yalnızca İsrail'e atarak, peşmergenin ve küresel gücün suçunu örtme arayışı ve sorumluları saptırma gayreti olarak dikkatimizi çekmiştir. Anayasa değişikliği ile terörün artması arasında illiyet kurmak ise ancak Başbakan Erdoğan'ın mantığı ile izah edilecek bir garabettir. Bizim buradan çağrımız şudur: Şayet iddia ettiği gibi yabancı güçler sözde AKP hükümetinin kalkınma hamlelerini, demokratikleşme arayışlarını terörle bastırmak istiyorlarsa, bunun ortaya çıkartılması hükümetinin görevidir. Basın karşısında sızlanmak değildir. Eğer Başbakan, sözde çok başarılı olan AKP hükümetinin önünün küresel karanlık eylemlerle kesilmeye çalıştığını yandaş medyanın bunca propagandasına rağmen iddia ediyorsa, bunun delilerini bulmak ve açığa çıkarma da onun görevidir. Karnından konuşmak hiç değildir. Biz buradan Başbakan Erdoğan'a artan bölücülüğü ve terörün gerisinde zaten malum olan yabancı parmağı arayacağına önce kendisine ve yıkım projelerine bakmasını tavsiye ediyoruz."

 

"Bizim boynumuzun borcu olsun"

Başbakan Erdoğan'ın terörün kaynağını ve tırmanışının nedenini başka yerlerde aramasına gerek olmadığını, kendisinin ve hükümetinin bölücülüğe çanak tuttuğunu savunan Bahçeli, "Başbakan'ın getirdiği noktada bölücülüğün aldığı cürete bakınız ki, hiçbir tahkikata maruz kalmadan özgürce suç işleyen bölücülük, İmralı canisinin resimlerini taşıyarak 'Meclisi basarız, Erdoğan'ı asarız', 'Kana kan, seninleyiz Öcalan' diyebilmişlerdir. Milliyetçi Hareket olarak, siyasi fikirlerine ne kadar karşı olursak olalım, bu ülkenin Başbakan'ına bu sözleri söyleyenlerin hakkından gelmek, muhatapları sussa bile bizim boynumuzun borcu olsun. Erdoğan'ın kendi eliyle azdırdığı bölücülüğe hadlerini bildirmek AKP sinmiş olsa bile bizim iktidarımızın görevi olsun. Başbakan Erdoğan ise gelişmelerden uyansın, doğrulsun, açılımdan vazgeçsin, yıkımdan caysın ve yanlış yaptığını itiraf ederek hakkında milletin vereceği hükmü beklesin" dedi.

 

"Başbakan hayli geç kaldı"

Başbakan Erdoğan'ın zımnen de olsa geçmişte 'varlıklarının önemli fırsat olduğunu' söyleyip elele verdiği küresel güçleri eleştirmeye başlamasının kendisi için önemli bir dönüşüm olacağını söylediklerini kaydeden Bahçeli, Başbakan'ın 'Şu anda Irak'ta yüz binlerce dul kadın var. Bunların sorumlusu kim' şeklindeki sözlerinin günü kurtarma değilse tam bir itiraf olduğunu söyledi. Bahçeli, "Eğer Başbakan, Irak'taki zulmün sorumlularının kim olduğuna dair cevabı arıyorsa, bizim ona tavsiyemiz küresel güçlerle beraber çektirdiği aile fotoğraflarından birine kanlı albümlerinden çıkartıp bakmasıdır. Bu fotoğraf karelerinde mutlaka kendisini de görecek ve deliğe süpürmeyin diye yalvaran arkadaşlarını da ilişkilerimiz mükemmel diyen hükümet üyelerini de hedeflerimiz aynı diyen danışmanlarını da tanıyacaktır. Ancak Başbakan Erdoğan bu sözleri söylemekte hayli geç kalmıştır. Zira geride hayatını kaybetmiş, zulüm görmüş bir milyon Müslüman'ın vebali, hesabı ve hakkı vardır. Ama her şeye rağmen yanlışın neresinden dönülürse kar olacaktır" diye konuştu.

 

"Yanlızca eksen değil merkez kayması"

Bahçeli, eksen kayması tartışmalarını da değerlendirdi. Eksen kaymasından kastın hükümetin İran'a karşı BM Güvenlik Konseyi'nden çıkacak karara verdiği 'hayır' cevabı ise bunun haksız bir itham olacağını söyleyen Bahçeli, "Zira hükümetin İran kararı kendi içinde tutarlıdır. Ancak burada dikkat çeken nokta Başbakan'ın verdiği hayır kararı değil bu kararın gerekçelerini bir suçluluk duygusu içinde oylamanın yapılacağı gece, diğer ülke yöneticilerini arayarak ikna ve izaha çalışmış olmasıdır" dedi. Hükümetin uluslar arası ilişkilerde yıllardır yaşadığı kaymanın yalnızca eksen değil aslında merkez kayması olduğunu kaydeden Bahçeli, "Bu merkez Başkent Ankara'dan yıllar önce uzaklaşmış, Erivan, Erbil, Brüksel ve Washington eksenine çoktan bağlanmıştır. Ancak bizim hükümete soracağımız ve cevap arayacağımız husus şudur. Şayet AKP borazanlarının ve yöneticilerinin söyledikleri gibi AKP eksen kaymasına uğramamış ise, o halde sadakat gösterme yarışına girdikleri küresel güçten yeni bir görev mi almışlardır, yeni bir rol mü çalmışlardır?" dedi.

 

"Başbakan Konya'dan Hamas'a sahip çıkıyor çiftçiye sahip çıkmıyor"

Ekonomideki gelişmelere de değinen Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Gazze'nin kaderini Konya'yla bir gördüğünü ancak Türk çiftçisinin kaderinin ne olacağını hiç aklına getirmediğini söyledi. Bahçeli şöyle devam etti:

"Konya'dan Hamas'a sahip çıkıyor da çiftçilerimize bir kez olsun sahip çıkacak erdemi ve sorumlu davranışı gösteremiyor. Hamasetle yol alıyor, Türkiye'nin altını oymakla uğraşıyor, Türkiye'nin yörüngesini oynatıyor, ama köylümüzü, hayvan üreticimizi, çiftçimizi dikkate almıyor. Türk çiftçisi bu zilleti asla unutmayacak, maruz kaldığı eziyetlerin, uğradığı hak kayıplarının, çektiği çilelerin birikmiş hesabını Erdoğan'ın önüne ilk fırsatta koyacak ve bu hesabı ne Başbakan, ne devletten geçinen türedi işbirlikçileri ve ne de arkasını dayadığı mihraklar asla ödeyemeyecektir. Türk çiftçisi kükreyecek ve AKP'yi hükümetten süpürecektir" diye konuştu. Sayıları üç milyona yaklaşan hububat üreticisini sıcak yaz aylarında çok zor günlerin beklediğini kaydeden Bahçeli "Tarlasında sıcağın altında dua ederek ekmeğinin peşinden koşan dertli çiftçimiz inanıyorum ki sandıkta da AKP'yi arkasından süründürecektir. Milletimiz endişe etmemelidir. Bu kara dönem bitecektir. AKP geldiği gibi gidecektir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler