Bahçeli, istifalara kabul oyu verecek
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kapatılan DTP'nin 19 milletvekilinin istifa kararlarının TBMM Genel Kurulu'na gelmesi halinde kabul yönünde oy vereceklerini açıkladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Sheraton Otel'de gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, son gelişmeleri değerlendirdi. DTP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasının nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Bahçeli, AKP'ye kapatma davası açıldığında da partilere değil, kapatma davasına yol açan kişilere ceza verilmesi gerektiğini, parti kapatmaya karşı olduklarını açıkladıklarını anımsattı. Bu görüşlerindeki istisnai durumun terör ve şiddet olduğunu belirten Bahçeli, terör ve şiddete bulaşmış partilerin kapatılması gerektiğini belirterek Anayasa Mahkemesi'nin de DTP'yi ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiği için kapattığını, kararı saygıyla karşıladıklarını ifade etti.
Bahçeli, kapatılan DTP milletvekillerini aldığı sine-i millet kararını da bir tercih olarak gördüklerini ve saygıyla karşıladıklarını dile getirerek DTP'lilerin istifalarının TBMM Genel Kurulu'na gelmesi durumunda istifaların kabulü yönünde oy kullanacaklarını açıkladı.
"Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu'na başkanlık etsin"
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'açılım' konusunu görüşmek üzere liderleri tekrar davet etmesi durumunda bu davete katılıp katılmayacağı sorusu üzerine ise Cumhurbaşkanı Gül'ün "büyük fırsat, önemli uzlaşma zemininin oluştuğu" düşüncesinden hareketle liderleri teker teker Çankaya Köşkü'ne davet ederek görüştüğünü ve kendisinin de Gül ile 1 saati aşkın bir süre görüştüğünü ve görüşmede olumlu sonuç alamadıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül'ün "açılımın tarafı" olduğunu ifade eden Bahçeli, yeni bir görüşme yapsalar bile ilk görüşmeden hayırlı bir sonuç elde edilemediğini kaydederek "Açılımın bu gidişatını durdurabilecek veya daha farklı bir zemine çekecek yaklaşımlar üzerinde bir gayreti olmamıştır. Açılımın ayrışmaya dönüştüğü bir ortamda yapacağı bir toplantı çok geç kalmış bir toplantıdır. Sayın Cumhurbaşkanı liderlerle toplantı yapacağı yerde Bakanlar Kurulu'nu yönetme yetkisi de kendisinde olduğu için Bakanlar Kurulu'na başkanlık yaparak Türkiye'nin gidişatını mevcut siyasi iktidarla bir değerlendirme yapıp nerede bir yanlışlık yapılmışsa ondan vazgeçmenin kararını oluşturması ve bu kararı da kamuoyuyla paylaşması doğru olacaktır. Biz böyle bir davet olması halinde verimli bir görüşmenin olmayacağı kanaati ilk görüşmede ortaya çıktığı için tekrarında bir fayda görmüyoruz" diye konuştu.
"Başbakan'ın şuur altında bir bölünme hattı var"
Bahçeli, MHP'nin Güneydoğu'da olmadığı eleştirilerine de yanıt verdi. Güneydoğu'da MHP'nin 5,6 oranında oy aldığını, belli dönemlerde partilerin belli yerlerde oy patlaması yapmasının ya da oy kaybetmesinin olağan durumlar olduğunu ifade eden Bahçeli, internet sitelerinde yayınlanan Kürdistan haritalarında Sıvas'ın doğusunun Kürdistan olarak gösterildiğini, Başbakan Erdoğan'ın da kendilerine "Sıvas'ın ötesine gidemiyorlar" eleştirisini yönelttiğini kaydetti. Bahçeli, "Belki de şuur altında 'Türkiye bölünürse herhalde buradan bölünür' diyerek bir bölünme hattı çizmeye çalışıyor. Bu gafletten kurtulması lazım. MHP Türkiye'yi kucaklayan bir siyasi partidir. Belki AKP gibi 81 vilayette milletvekili çıkartmamıştır ama bir gün çıkartacağı günler de gelecektir. MHP Türkiye'deki her türlü provokatif tahlillere, birtakım yanlış anlaşılmalara fırsat vermemek için çok dikkatli siyaset yürüten bir siyasi kurumdur. Önce devletim, sonra partim anlayışındadır. Türkiye'de birilerinin tahrikiyle 'Madem böyle söylüyorsunuz yarın sabah Sıvas'tan öteye gidiyoruz' gibi AKP'nin yıkım projesinin tuzağına MHP'yi düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. Sayın Başbakan'ın buna aklı da yetmez. Bu sebepten dolayı MHP nerede ne zaman neyi yapacağını bilen bir siyasi harekettir. Günü saati geldiği vakit nasıl gideceğimizi de Diyarbakır'da hep beraber olduğumuz gün göreceksiniz" diye konuştu.
Bahçeli, bir soru üzerine telefon dinlemelerinden rahatsız olmadıklarını belirterek "Bir sıkıntımız yok. Zaten az konuşan bir yapımız var. Telefonda daha az konuşuyoruz. Cep telefonu kullanmıyoruz. Dolayısıyla daha dikkatli oluyoruz. Hem bizi dinleyip ne yapacaklar, bizim her şeyimiz açık" dedi.
"Birçok yorumcu gelecekte Ergenekon'un muhattabı olabilir"
Bahçeli, Ergenekon süreci hakkında ise "Türkiye'de hangi konu anlaşılmaya, çözülmeye yönelse bir kargaşa ortamı yaratılarak sorunların anlaşılmaz, çözümlerin de yetersiz olabileceği bir sosyal ve siyasi ortam yaratılıyor. Eğer Türkiye'de adını tasvip etmediğimiz ama Türkiye'de bazı olayları gün ışığına çıkartıp bazı sorunlara bakmak maksadıyla başlatılmış olan bir süreci sabırla bekleyerek ve yargıya devredilmiş bir konuda, yargının alacağı kararlar konusunda sabırlı olmamızda yarar var. Bu sebepten dolayı sık sık bazı basınımızın özellikle yapmaya çalıştığı şekliyle her gün sabahtan akşama kadar Ergenekon mahkemelerinde görüşmelerin hangi seyirde devam ettiğini bir kenara bırakıp filan tarihte şu kişi, filan tarihte şu telefon dinlemesiyle olaylar şöyle gelişiyor gibi bir yaklaşımla sorunu çözümsüzlüğe doğru götüren, anlaşılmak yerine anlaşılmazlığa doğru götüren yaklaşımlardan uzak kalmalıdır" diye konuştu. Ergenekon meselelerini sürekli gündeme taşıyan kişilerin öncelikle Türkiye'nin bugünkü toplumsal gelişim ve dönüşüm sürecinin hangi siyasi ve sosyal olaylarla beraber gerçekleştirildiğinin bir analizini yapması gerektiğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Ama bakıyoruz, hele hele bu açılım gündeme geldiği günden itibaren, bu ülkeye hizmet etmiş, bölünmemesi için her türlü fedakarlığı yapmış, bölücü terörle canını ortaya koyarak mücadele etmiş insanları da, niye bu mücadeleyi yaptın, diye sorgulama içine sokmak, gelecekte bu ülkeyi sahipsiz bırakma çabasıdır. O nedenle başta siyasi partiler olmak üzere, köşe yazarlarımız, aydınlarımız, TV'lerde sık sık artık yüzlerine aşina olduğumuz bazı bilim adamlarının ve köşe yazarlarının tartışmalarıyla Ergenekon'un başka türlü bir zemine çekilerek, mahkemenin üzerini karartarak, mahkeme kararları üzerinde dahi şüphe duyulacak bir şekle dönüştürerek, Türkiye'yi anlaşılmaz, içinden çıkılmaz, kimin ne olduğu tam bilinmez bir ülke konumuna getirmeye ama bu arada da belli hedefleri gerçekleştirme faillerini de devam ettirme gayreti içinde olanları da artık anlamamız lazımdır. Belki gelecekte farklı şekilde bugünün de sorgulamaya başlandığı zaman yakın tarihin birçok yorumcusu belki de Ergenekon muhatabı gibi bir durumla da karşı karşıya kalabilir. Bunlara dikkat etmek lazımdır. MHP mahkemenin sabırla sonuçlanmasını beklemektedir. Mahkeme sağlıklı bir şekilde devam etmeli ve sürüncemede bırakılmamalı. Bazı kişiler var, 2 yıl olmuş, hangi gerekçeyle orada olduğu belli değil, bazı kişiler var başka türlü muameleyle karşı karşıya. Tüm bunlar toplumda acı yaratıyor. Siyasi iktidara ve yargıya güveni sarsıyor."
"Diyarbakır'daki çalıştaydan sonra Polis Akademisi'nde çalıştay yapıldı"
Bahçeli, Demokratik Toplum Kongresi'nin kimler tarafından neden yapıldığını da sordu. 3. Demokratik Toplum Kongresi'nde iktidar ile PKK ve DTP arasında ilişkilerin yumuşatılması eğiliminin çıktığını söyleyen Bahçeli, 25-26 Temmuz 3. Demokratik Toplum Kongresi toplantısında Diyarbakır'da Kürt sorunu üzerine bir çalıştay yapıldığını ve burada iktidar ile DTP ve PKK arasında ilişkilerin yumuşatılması eğiliminin çıktığını, 1 hafta sonra Polis Akademisi'nde başka bir çalıştayın toplandığını ifade ederek "Esas bunlar sorgulanmalı" dedi.
Türkiye'nin bir eşkenar üçgene benzediğini söyleyen Bahçeli, eşkenar üçgeni milli devlet, üniter devlet ve laik devletin oluşturduğunu kaydetti. Bahçeli, "Bu üçgenin içinde yaşayan insanlarımız için bu eşkenar üçgenin için doldurulmalı, sorunlar bu üçgenin içinde çözülebilir. Bu ülke insanları bu ilkelerden vazgeçemez" dedi.
Bahçeli, bir soru üzerine Güneydoğu'da tekrar Olağanüstü Hal'in ilan edilmesi fikrine bir anlam veremediklerini, sorunun sağduyu ve sabırla çözülmesi gerektiğini ifade ederek Güneydoğu'daki sokak olaylarının "ayaklanma provası" olduğunu söyledi. Emniyet güçlerinin olaylara yaklaşımının ileride tamamen toplumsal bir ayaklanma baş göstermesi durumunda olaya nasıl yaklaşacaklarının bir testi olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Ana caddede devlet var, arka sokaklarda kimse yok. Televizyonlarda bir Arka Sokaklar dizisi olmasa Türkiye'nin arka sokaklarından haberimiz olmayacak. Bu nasıl bir güvenlik tedbiridir? Dinliyorum, hayrete düşüyorum. Karşılıklı bir püskürtme var. Sonra? Arka sokaklara dağıldılar, kayboldular. Devlet arka sokakları sahiplenemiyorsa Türkiye'de hiçbir şeye sahip olamıyor demektir" dedi.
"İhmalimiz varsa Başbakan bizi Yüce Divan'a göndersin"
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın MHP'nin koalisyonda olduğu dönemde devletin soyulduğu, bankaların hortumlandığı yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine "7 yıldan beri iktidardır. TBMM'de her türlü kararı almakta muktedirdir. Parmakların kalkması kafidir. Ayrı bir gayrete gerek yoktur, 228 milletvekili bulunmaktadır. Eğer MHP'nin ve o günkü hükümetin bir takım müesseselerin istismarı ve soyulmasına göz yumarak bir ihmali ortaya çıkmışsa Meclis'ten bir karar alsın, incelesin, bir komisyon oluşsun, Yüce Divan'a bizi göndersin. Kendi göndermezse inanın ki ben kendisini göndereceğim" diye konuştu.
"DTP'liler AKP'ye geçsin"
Bahçeli, DTP'nin kapatılmasıyla istifa edeceklerini açıklayan milletvekillerinin yeni bir partiyle Meclis'te kalmaları durumunda tansiyonun düşüp düşmeyeceğine ilişkin soruya ise DTP'li milletvekillerinin istifaları kabul edilmezse iki seçenekleri olduğunu, birincisinin Meclis çalışmalarına katılmamaları olduğunu söyledi. DTP'lilerin ikinci seçeneklerinin yeni bir parti altında çalışmalarını sürdürmeleri olduğunu belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
"Fakat bu tür yapılanmalarla, bu tür şekillenmelerle Türkiye'yi nereye kadar götürebilirler, hangi konularda nerede duracaklarını nasıl tespit edecekler. Bunu da iyi belirlemeleri lazım. Fakat eğer açılıma ve açılımın içeriğiyle meselelere Sayın Başbakan ısrarla yaklaşıyorsa yani Meclis'te 'İnadına açılım' diyorsa, milletvekillerinin istifalarını AKP'liler olarak kabul etmeyecekse o zaman kurda kuşa yedirtmeye gerek yok. AKP bünyesine alarak beraberce açılımı gerçekleştirmelerinde yarar var diye düşünüyorum."
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması