Bahçeli: Talihsizlik ve yüz karası

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye ve Ermenistan'a ait uçakların indirilmesine ilişkin, ''Hava sahamızı kullanan bir uçakla ilgili şüphelerin gereği süratle yapılmalı. Ancak bu ve benzeri önleyici müdahaleler dozunda ve ayarında yapılmalıdır'' dedi.

Bahçeli: Talihsizlik ve yüz karası
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.10.2012 - 08:25

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, dün yaşamını yitiren Erol Günaydın'a Allah'tan rahmet, yakınlarına, tiyatro camiasına ve Türk milletine başsağlığı diledi.
Suriye ölçeğinde yaşanan gerilimlerin, tırmanan ve nerede duracağı belirsiz olan karşılıklı restleşmelerin bunun bir göstergesi olduğunu belirten Bahçeli, en son Suriye ile yaşanan uçak sorununun, sertleşen diyalogların bir sonucu olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, Ankara'ya indirilen Suriye uçağı sonrası yaşanan gelişmelere değinerek, şöyle devam etti:

''Uçakta silah veya silah yapımında kullanılan malzemelerin bulunup bulunmadığı, kim ya da kimlerden istihbarat alındığı ayrı bir tartışmanın konusudur. Yine de şu kadarını ifade etmek gerekir ki uçakta silah malzemelerinden ziyade, radar aksamlarının bulunduğu bazı uzmanlar tarafından ifade edilmiştir. Şayet uçakta, silah, mühimmat ve bu kapsamdaki malzemelerin yerine radar aparatları mevcut ise bu takdirde AKP Hükümeti'nin birileri tarafından yanlış bilgilendirildiği gerçeği ortaya çıkacaktır. O halde, istihbarat servisini yapan her kimse, Suriye ile ilişkilerin daha da katılaşmasına ve kaosa sürüklenmesine hizmet etmekte ve bunu amaçlamaktadır. Doğal olarak milliyetçi siyasetimiz dış politikada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin beyanlarına daha fazla itibar etmeyi şart koşmaktadır.

AKP Hükümet'i, ülkemizi Suriye üzerine kışkırtanların, savaş ve silah baronlarının oyununa gelmemek için azami dikkat ve özen göstermelidir. Unutmamak gerekir ki, başka ülkeler arasındaki hesaplaşmaya ve kavgaya Türk milletini figüran olarak yerleştirme densizliği hiçbir faninin üstesinden gelemeyeceği bir vebal ve izah edemeyeceği bir kötü niyetlilik olacaktır. Bütün bunların yanında, hava sahamızı kullanan bir uçakla ilgili şüphelerin gereği süratle yapılmalı ve ülkemize çevrilme ihtimali olan silahların sevkıyatına uluslararası sözleşme ve anlaşmalar doğrultusunda fırsat verilmemelidir. Dün Ermenistan'a ait bir kargo uçağının bu tutumla Erzurum'da inişe mecbur bırakıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu ve benzeri önleyici müdahaleler dozunda ve ayarında yapılmalıdır. Karşı tarafı tahrik ve rencide edici eğilimlerden sakınılmalı, özellikle sorunlu komşu ülkeler sayısına yenilerini eklemekten kaçınılmalıdır.''

Rusya ile ilişkiler

MHP Lideri Bahçeli, Suriye ile olan vahim ilişkilerin, Irak'la sürtüşmelerin, İran'la gelgitlerin ve Lübnan'la itişmelerin ortada olduğunu ifade ederek, ''Bir de Rusya'nın hiç yeri ve zamanı değilken muarız cepheye alınması ne milletimizin menfaatlerine ne de devletimizin saygınlığına bir şey kazandırmayacaktır'' dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin'in, Türkiye ziyaretini iptal etmesine de değinen Bahçeli, ''Yine bu ortam ve gündem içerisinde Rusya ile Irak ciddi sayılabilecek bir miktarda silah anlaşması yapmıştır'' ifadesini kullandı.

Bahçeli, İran ve Irak'ın, bölgede Türkiye'nin gücünü ve politikalarını dengelemek maksadıyla askeri anlamda silahlanma yarışına girdiğini dile getirerek, ''PKK destekçisi'' olarak nitelendirdiği Barzani'nin de bu kulvara girdiğini anlattı.

Peşmerge yönetiminin İsrail ile milyarlarca dolarlık silah alımı konusunda uzlaşmaya varmasının, titizlikle takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, ''Tavşana kaç tazıya tut diyen gizli İsrail müttefiki peşmerge bir tarafta sözde demokratik yolları işaret ederken, diğer tarafta silahın namlusuna elini uzatmakta bir beis görmemiştir'' diye konuştu.

Bölgedeki askeri hareketliliğe dikkati çeken Bahçeli, Suriye'den kaçarak sığınan mülteci sayısının da 100 bini aştığını söyledi. Bahçeli, ''Gelen Suriyeli mülteciler Türkiye'nin kaldıramayacağı bir seviyeye çıkmış ve kapasitesini aşmıştır'' dedi.

Tayyar'ın sözleri

İsim vermeden AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar'ın, Türkiye'nin istemesi durumunda 3 saatte Şam'a varacağı yönündeki sözlerine değinen Bahçeli, şözlerine şöyle devam etti:
 

''Üstelik Kandil'e bir saatte gitmeyi ağızlarına alamayan acizler, Şam'a üç saatte varılabileceğinin adeta müjdesini vermeye bile başlamışlardır. Türk milleti Şam'a değil, Kandil'in kalbine Türk bayrağının dikilmesini istemektedir. Artık AKP Hükümet'i tüm sınırları aşmış, dipsiz bir demagoji kuyusuna gömülmüştür. Laf çoktur, icraat yoktur ve hezeyan tarifsizdir. Bu zihniyetin suyu yokuşa akıtmakta, yalancı pehlivanlıkta ve yürüyen tekere çomak sokmakta üstüne rakip bulunmamaktadır. Stratejik kabus filminin ana aktörü haline dönüşen Türk dış politikası bunun ispatı ve her yönüyle de göstergesidir. Nitekim Türkiye için neyin iyi, neyin doğru; hangi ilişki ve diyalogların yerinde olduğu belirsiz olduğu kadar da şaibeli hale gelmiştir. Halep ve Gaziantep'te ortak hükümet toplantıları, Başbakan Erdoğan ile Esad arasında kurulan kişisel muhabbet ve ailevi yakınlıklar, müştereken yapılan askeri manevralar ve serbest ticaret anlaşmaları yerini şimdi tam aksi bir duruma bırakmıştır. Geldiğimiz süreçte, Suriye tarafından 22 Haziran'da keşif uçağımız düşürülerek 2 pilotumuz, 3 Ekim'de top atışıyla 5 vatandaşımız şehit edilmiştir. AKP Hükümet'i haklıdır, zira Suriye politikasında bile 'Hayaller bir bir gerçek olmuştur.''

''Talihsizlik ve yüz karasıdır''


Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, Esad rejiminin devrilmesine ısrarla kendisini vakfettiğini ve siyasetini buna endekslediğini öne sürerek, ''Başbakan Erdoğan;ın rahatsızlığı, BM'nin operasyon yapmaması ve Suriye ile savaşmamasıdır. Adeta sırf bu nedenlerle, BM'nin kötü ve adil olmayan bir yönetim ve organizasyona sahip olduğu bu kafa yapısı tarafından iddia edilmektedir. Bu ifadelerin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı tarafından seslendirilmesi tam bir talihsizlik ve yüz karasıdır'' diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, ''Dünyanın neresinde demokrasi ve özgürlük propagandasının altına gizlenen savaş elçiliğine cevaz vardır? Başbakan Erdoğan'ın uluslararası siyasal ve ekonomik adaletsizlikleri hatırlaması için Ortadoğu'da kaos ve isyan dalgasının yükselmesi mi gerekmiştir? Halbuki BM, Suriye'ye müdahale etseydi ve Esad rejimini devirseydi, çok mu duyarlı ve insancıl olacaktı? Başbakan Erdoğan bu haçlı bakışına, bu zalimliği teşvik eden zihniyete nasıl sahip olmuş ve böylesi bir çıkmaza nasıl düşmüştür?'' sorularını yöneltti.

Bu konudaki düşüncelerini partisinin Ankara il kongresi ile grup toplantısında daha önce açıkladığını anlatan Bahçeli, ''Gelin görün ki, bu uluslararası kuruluşa, sınır ötesindeki terör kamplarını koruma altında tutmasından ve PKK militanlarına dolaylı destek çıkmasından dolayı itiraz dahi edememiştir. Maalesef bu konu Başbakan'ın gündemine hiç gelmemiştir. BM'ye duyarlılık ve reform hatırlatması yapan Başbakan Erdoğan, bize göre bu duyarlılıktan önce kendisi nasiplenmeli ve düşüncelerine de bir an önce çeki düzen vermelidir. Yoksa Türk milleti AKP'ye bu gidişle yol verecek ve siyasetin karanlık dehlizlerinde ademe mahkum edecektir'' diye konuştu.

 

''CHP aklınca siyasi oyun oynamıştır"

Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı'nın ardından, gazetecilerin soruları üzerine, yerel seçimin erkene alınmasına ilişkin Anayasa değişikliğinin referandum eşiğinde kabul edilmesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün vereceği karar ve CHP'nin yerel seçimlerin gelecek yıl 3 Kasım'da yapılması önerisine ilişkin görüşlerini açıkladı.

Türkiye'nin yararına yapılması gereken her olayın bir sorun olarak ele alınmasının alışkanlık haline dönüştüğünü ifade eden Bahçeli, ''Ülkenin her alanda kamplaşması kamçılanmaktadır'' dedi.

Yerel seçimlerin öne alınmasının, Meclis'te grubu bulunan partiler arasında görüşüldüğünü ve AKP, MHP ve CHP'nin seçimlerin öne alınması fikrinde buluştuğunu anımsatan Bahçeli, CHP'nin seçimin 3 Kasım 2013'te yapılmasını önerdiğini anlattı.

Bahçeli, 3 Kasım'ın, 2002'deki genel seçimde AKP'nin iktidara geldiği tarih olduğunu ve Susurluk olayının tekrar tartışılacağı ortamın yaratılacağını dile getirerek, şöyle konuştu:

''İşte bu düşüncelerden hareketle, Türkiye'nin birçok olaylarını yeniden kaşımak veya 3 Kasım seçim zaferini 10 yıldan bu yana sürdürdüğü iddiasıyla yerel seçimlerde öncelikli propaganda gücünü Adalet ve Kalkınma Partisi'ne vermek gibi bir yanılgıdan ayrılması ve 27 Ekim'de yapılacak seçime katılması istenmiştir. Sonunda CHP buna rıza göstermiştir. Ancak Anayasa değişikliği için müracaatta Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin yeterli milletvekili sayısı olduğundan hareketle öneriye imza vermeyeceklerini ama Meclis'e geldiğinde bunu destekleyeceklerini söylemişlerdir. Şimdi ise Türkiye'yi bir darboğaza sokarak, rahatlıkla çıkması gereken Anayasa değişikliği metnini istismar konusu haline çevirmektedir. CHP aklınca bir siyasi oyun oynamıştır ama bu oyunun içinde kendisi boğulacaktır.''

''Cumhurbaşkanı'nın iradesi...''

CHP'nin MHP'nin oylamada fire verip vermediği ya da Meclis'e iade edilmesi halinde neler olacağına ilişkin spekülasyonlarla kamuoyunu yanıltmamasını isteyen Bahçeli, MHP'nin Cumhurbaşkanı'nın iradesine saygı duyacağını vurguladı.

Türkiye'nin yaşadığı iç ve dış olaylar çerçevesinde referanduma gidilmesini zahmet ve külfet olarak gördüklerinin altını çizen Bahçeli, ''Sayın Cumhurbaşkanı, değişikliği Meclis'e iade ederse, MHP'nin her milletvekili attığı imzanın arkasında olacak ve seçimin 27 Ekim'de yapılması imkanlarını gözden geçirecektir'' diye konuştu.

Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün anayasa değişikliğini iade etmesi halinde erken yerel seçimin 27 Ekim 2013'e yetişip yetişmeyeceği sorusunu, ''Gece gündüz çalışan bir Meclis var. Yeri geldiği zaman 24 saat faaliyet gösteriyor. Yetiştirmemek için bir mesele yok. Bu bir niyet meselesidir'' diye yanıtladı.
Seçim erkene alınmıyorsa 2014 Mart ayında seçimden kaçılamayacağını ifade eden Bahçeli, ''Biz Anadolu'yu karış karış gezerek bunların hesabını milletimizin iradesiyle bu partilerden soracağız inşallah'' dedi.

Bahçeli, AKP'nin 17 Kasım 2013 tarihini önereceği iddialarının hatırlatılması üzerine de ''Laf çok, işe bakmak lazım'' ifadesini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler