Bahçeli yine sert konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, '' Bölünmüş bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Sayın Başbakan, bölünmüş yollarla yandaşlarınızı, müteahhit olmayanı dahi müteahhit hale getirdiniz, bölünen Türkiye'nin müteahhidi, taşeronu siz olmayınız'' dedi.

Bahçeli yine sert konuştu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.08.2009 - 13:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin İzmir Uluslararası Fuar alanında düzenlenen il kongresinde yaptığı konuşmada, 2009'un MHP'nin siyasal tarihi açısından önemli bir yıl olduğunu söyledi.

Milliyetçi hareket siyasi çizgisinin bundan 40 yıl önce, 8-9 Şubat 1969'da Adana'da toplanan büyük kurultayla MHP adını aldığını ve 3 hilali kendisine amblem olarak kabul ettiğini belirten Bahçeli, ''Türk siyasi hayatında köklü geleneği olan ve Türk Siyasi tarihinde hiçbir çizgi kırıklığı yaşamayan tek siyasi kuruluş MHP'dir'' dedi.

Devlet Bahçeli, 2009 yılının mahalli idareler seçimleri açısından da önem taşıdığını ifade ederek, partisinin bu seçimlerden siyasi iktidarın ''siyasi ahlak'' dışı davranışlarına ve parti içinden kaynaklanan bazı sorunlara rağmen başarıyla çıktığını belirtti. Bahçeli, partisinin bu seçimlerde bir büyükşehir, 9 il, 128 ilçe ve 349 belde belediye başkanlığını kazandığını, 2004 yılında 248 olan belediye sayısını 487'ye çıkardığını kaydetti. MHP'nin bu başarıyı Türk siyasi hayatında ilerleyerek, gelişerek elde ettiğini kaydeden Bahçeli, bunun birçok çevre ile iç ve dış odakları olağanüstü şekilde rahatsız ettiğini savundu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bazı kesimlerin MHP'yi bu başarı çizgisinden uzaklaştırmak, Türk siyasi hayatındaki 40 yıllık kazanımını küçük göstermek, kararlı duruşunu gölgelemek ve etkisizleştirmek istediğini ileri sürdü.

Türkiye'nin milli devlet ve üniter yapısına, toprak bütünlüğüne tahdit algılamaların dorukta olduğu bugünlerde MHP'ye her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğunu belirten Bahçeli, bu nedenle tüm MHP'lilerin tarihin kendilerine yüklediği sorumluluğun idraki içinde, milli duruş çizgisini kırmadan hedefe doğru ilerlemesi gerektiğini söyledi.

Bahçeli, bunun en güzel örneğinin gelecek günlerde yapılacak olan 9. Büyük Kurultayda sergileneceğini, yapılmakta olan il kongrelerinin de bunun birer temel taşı olduğunu kaydetti. Partisi'in yapılacak olan büyük kurultayda her 10 yılda yaptığı gibi yeni programını belirleyeceğini bildiren Bahçeli, belirlenecek programda Türkiye'nin tüm ''baş ağrısı sorunlarının'' hepsine çözüm getirileceğini kaydetti.


7 yıllık AKP iktidarı

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal ve güvenlik alanlarında ağır sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, ''Bu sorunların çözümü noktasında, 6 yıl 9 aydır iktidarda olan AKP zihniyeti, 58, 59. ve 60 hükümetleri döneminde, sorunları çözmek yerine kötü bir yönetim anlayışıyla teslimiyetçi zihniyetiyle Türkiye'yi her alanda krize sürüklemiştir'' diye konuştu.

AKP iktidarının, buna rağmen 7 yıllık süreçte her alanda tümüyle başarısız olduğunu söylemenin de mümkün olmadığını ifade eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''7 yıllık iktidarları döneminde başarılı oldukları noktalar yok mudur? Elbette ki vardır. 7 yıl iktidarda kalacaksın, anayasa değişikliği yapacak kadar sandalyeye sahip olacaksın, Türkiye'nin her imkanını kullanabilir hale geleceksin. 2002 yılı sonrasında birçok çevreden, başta medya ve iş çevreleri olmak üzere olağanüstü destek görecekler, ama 7 yıl sonra Türkiye'yi okuduğunuzda, sınıfta kalmış bir iktidar göreceksiniz. Ancak bu iktidarın sınıfta kalması içinde bütün derslerden sıfır aldığını söylemek mümkün değil. Bazılarından 2-3-4, bazılarından 5 puan almışlardır, ama bu iktidarın 7'nin üzerinde notu yoktur.''

Enflasyonun ve faiz oranlarının aşağı çekilmesini AKP iktidarının başarısına örnek gösteren Bahçeli, iktidarın ekonomide bu alanlardaki başarısına karşın makro büyüklüklerde hep sınıfta kaldığını iddia etti.

Bahçeli, Türkiye'nin bugün en temel sorununun ekonomik yönden büyümenin -18.8 olarak gerçekleşmesi olduğunu, bunun istihdam olanaklarının azalması ve küresel ölçekte yaşanan ekonomik krizin yansımalarıyla birlikte, var olan işsizliğe yeni işsizlerin eklenmesi anlamına geldiğini söyledi.

Türkiye'de bugün her evde 4 kişiden birinin işsiz olduğunu belirten Bahçeli, ''Bunun karşısında, hem seçim yatırımları, hem gereksiz harcamalarla hem de kendi iktidarlarını pembe tablolarla göstermek amacıyla har vurup harman savuran bugünkü iktidar, 2009 yılının 6 ayında 23 milyar TL bütçe açığı vermiştir. Şimdi bu açığı kapatmak için zam üstüne zam, vergi üstüne vergi eklemektedir'' diye konuştu.

Bahçeli, 7 yıllık AKP iktidarı döneminde tüm toplum kesimlerinin yoksulluğu hissederken, sadece bu partiye yakın kesimlerin zenginleşme imkanı bulduğunu ileri sürdü.

 

"Bölünmüş bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz"

Devlet Bahçeli, ''Bölünmüş yollara 'Evet' diyoruz ama bölünmüş bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Sayın Başbakan, bölünmüş yollarla yandaşlarınızı, müteahhit olmayanı dahi müteahhit hale getirdiniz, bölünen Türkiye'nin müteahhidi, taşeronu siz olmayınız'' dedi.
Hükümetin Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı yolsuzluk, fakirlik, işsizlik sorunlarını milletin gözünden kaçırmaya çalıştığını, toz pembe Türkiye'yi takdim ettiğini ileri süren Bahçeli, bu sıkıntılar nedeniyle toplumda huzursuzluk ve endişenin yüksek seviyede olduğunu, asayişsizliğin küçük şehirlere yayıldığını savundu.

İnsanların saygı, sevgi, kardeşlik ve dostluk duygularının ortadan kalktığını, insanlar arasında yaşanan küçük sorunların cinayetlerin sebebi haline geldiğini kaydeden Bahçeli, Türkiye'nin sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlara bütünüyle sahip çıkacak bir iktidara ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Hükümetin iktidar olduğu günden bu yana inanç temelinde ortaya koyduğu bölünmüşlüğün sonraki dönemde etnik ve mezhepsel temellere de yaygınlaştırdığını savunan Bahçeli, bugün hükümetin bilinçli olarak kamplaşma ve cepheleşmeyi toplumun her alanına yaymaya çabaladığını ileri sürdü. Bahçeli, şöyle konuştu:

''Türkiye'yi gerilim stratejisiyle kamplara ve cephelere bölerek toplumun kesimleri arasında bir çatışmanın ortaya çıkmasıyla 7 yıllık tüm beceriksizliklerini, yolsuzluklarını, soygunlarını örtmeye çalışmaktadırlar. MHP olarak bu tuzağa düşmemeliyiz. Milletin taleplerini doğru okumalıyız. Millet 'Cepheleşmeden, kamplaşmadan hoşlanmıyorum, kavgadan, çatışmadan bir çıkar yol olacağını düşünmüyorum, kardeşlik kucaklaşma ve paylaşma istiyorum' diyor. Bu sebeple MHP kargaşa ve kaos yanlısı değil. MHP çatışma ve bölünmeden yana değil.

MHP gerilim stratejisinden beslenenlerin, bazı siyasi edepsizlerin dediği gibi veya sözde aydınların son günlerde yine kalemlerinden dökülenleri okuduğunuzda, MHP'ye hakaret eden, 'Bunlar kanla besleniyorlar'' sözünü kendilerine iade ediyoruz. Kimin kanla beslendiğini biliyoruz. Diplomatlarımız Ermeniler tarafından katledilirken bunlar Ermenileri tutmuşlardır. Kıbrıs elden çıkarken bunlar Annan Planı çerçevesinde Kıbrıs'ın Rumlaşmasına katkı sağlayacak AB adına Kıbrıs'ı gözden çıkarmışlardır. Bunlar şimdi de 25 yıldır devam eden bölücü terörü kardeş kavgası haline dönüştürmek için kalem oynatıyorlar, televizyonlarda boy gösteriyorlar, bunlar 12 kötü adamdır. Ya zehir saçmaktan vazgeçecekler ya da Türk adaletinin önünde Allah'ın izniyle bir gün hesap verecekler.''
 

Ruhban Okulu

Son günlerdeki bazı açılımların da gözden kaçırılmaması gerektiğini, önce ''Kürt açılımı'' diye yanlış bir tanım kullanıldığını, sonra demokratik açılıma dönüştürüldüğünü ancak özünün korunarak milletin aldatılmayla çalışıldığını savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
''Şimdi de Büyükada'da bazı çevrelerle görüşerek Ruhban Okulu vesaire üzerinde bir başka açılımın peşindeler. Hele hele ekümenlik adı altında kendisini kabul ettirmek isteyen bir patrikhanenin başı, Sayın Başbakan'a verdiği 88 maddelik 15 sayfalık raporda Yassıada'da ve İmralı'da üniversite kurulmasını istiyormuş. Yassıada ve İmralı'da neyin üniversitesini kuracaksınız? Türkiye'yi bölmenin üniversitesinin temelini mi atmak istiyorsunuz? Tüm bunlara baktığınızda Türkiye çok sinsi oyunlarla karşı karşıyadır.''

Bahçeli, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kendisine AK Parti denilmesini istediğini ancak AK Parti olmak için aklanmanın şart olduğunu söyledi.

Mecliste dokunulmazlığın kaldırılmasına muhatap olan 122 milletvekilinden 107'sinin AK Partili olduğunu, bunlar arasında Başbakan Erdoğan'ın da bulunduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kendilerine AK Parti diyebilmek için meclise gelip dokunulmazlıkları kaldırmalı, yüce divana şöyle bir gitmelidirler. Oradan temiz çıkarlarsa kendilerine AK Parti diyebiliriz ama bunu yapmayıp AKP'ye, bir de 7 yıllık uygulamasıyla yeniden isim vermek gerekiyorsa Adalet ve Kalkınma Partisi'ne 'aldatma ve kandırma partisi' demek mümkün hale gelir. Bugünkü AKP'nin adı Adalet ve Kalkınma Partisi değildir, AK Parti hiç olamaz. Olsa olsa aldatma ve kandırma partisi olacaktır.''

Hükümetin açılımlarla bir yere doğru gittiğini, akılları başlarına gelip bu gidişatı milletin milli hassasiyetleri sınırında durdurarak vazgeçmelerini umduklarını söyleyen Bahçeli, demokratik açılım bahanesiyle ortaya konulanların, ''İmralı canisinin'' ortaya koyduğu demokratik cumhuriyet kavramıyla örtüşen yönleri bulunduğunu ifade etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler