Balyoz'da 21 kişi için tekrar tutuklama kararı çıktı

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "Balyoz Harekat Planı" kapsamında tahliye edilen tümgeneraller Bekir Memiş ve İhsan Balabanlı ile emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 21 kişi hakkında tekrar yakalama emri çıkarıldı.

Balyoz'da 21 kişi için tekrar tutuklama kararı çıktı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.04.2010 - 16:20

İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliyelerine karar verilen şüphelilerin tahliye kararına, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları itiraz etti. İtirazı değerlendiren İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, emekli askerler; Korgeneral Engin Alan, Orgeneral Çetin Doğan, Tuğgeneral Süha Tanyeli, Tuğgeneral İzzet Ocak, Albay Kubilay Aktaş, Albay Suat Aytın, Albay Bülent Tuncay, Albay Ümit Özcan ile muvazzaf askerler; Tümamiral Semih Çetin, Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tuğgeneral Bekir Memiş, Albay Yüksel Gürcan, Albay Levent Çehreli, Albay Abdullah Zafer Arısoy, Albay Recep Yıldız, Albay Mustafa Önsel, Yarbay Ali Rıza Sözen, Astsubay Musa Fariz ve Yarbay Hanifi Yıldırım'ın tekrar yakalanmasına oy birliği ile karar verdi.

Ayrıca, 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, soruşturma kapsamında savcılar tarafından geçtiğimiz hafta ifadeleri alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Korgeneral Yurdaer Olcan ve Tümgeneral Abdullah Dalay'ın serbest bırakılmalarına itiraz kararını değerlendirdi. Heyet bu iki isim hakkında da yakalama kararı çıkarttı. Öte yandan, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince serbest bırakılan emekli tümgeneral Özer Karabulut'un, tekrar tutuklanması için yapılan itiraz ise reddedildi.

 

Yakalama emri çıkarılmasının gerekçesi

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, ''Balyoz Planı'' iddiaları soruşturması kapsamında tahliye edilen 11'i muvazzaf, 8'i emekli asker toplam 19 şüpheli hakkında yakalama emri çıkarılmasına ilişkin olarak, ''Kesinleşen tutuklama kararlarından sonra tutuklama şartlarında şüpheliler lehine yeni olgu ve değişiklikler bulunmaması'' ve ''kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ve devam etmesi''ni gerekçe gösterdi. Mahkeme heyeti verdiği, ''yakalama emri'' karar tutanağında, 1 Nisan'da 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimi Oktay Kuban tarafından 19 şüpheli hakkında verilen tahliye kararlarının, ''Mevcut somut olgularla çelişen ve soyut gerekçeye dayalı kararlar olduğunu'' öne sürüldü.

Mahkeme tarafından avukatlara dağıtılan yakalama emri kararında, ''Balyoz Planı'' iddiaları ile ilgili soruşturma kapsamında 8 emekli asker ile 11 muvazzaf subayın serbest bırakılmasına, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2 Nisan tarihinde itirazda bulunulduğu hatırlatıldı. Kararda, Cumhuriyet savcısının itirazı sürecinde bir kısım şüpheli avukatlarınca talepler içeren dilekçelerin de heyete sunulduğu ve söz konusu taleplerin reddedildiği belirtildi.

'Tahliye kararlarında takdir hakkı keyfi kullanılamaz'

Mahkeme heyeti kararında, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100 ve devamı maddeleri gereğince, ''kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olgular ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde'' sanık veya şüpheli hakkında hakim tarafından tutuklama kararı verilebileceğini belirterek, tutuklama kararının, şartlarının varlığı halinde hakim kararı ile uygulanan bir tedbir olduğunu vurguladı. Tahliye kararının, tutuklama nedenlerinin ortadan kalkması ya da şüpheli lehine şartları değiştiren yeni olguların ortaya çıkması durumunda hakim tarafından tutuklama tedbirine son verme amaçlı bir karar olduğuna dikkati çeken heyet kararında, ''Hakimin yasa ile çerçevesi çizilmiş, takdir hakkının kullanılması şeklinde ortaya çıkan tutuklama ve tahliye kararlarında bu takdir hakkı sınırsız, sorumsuz ve keyfi kullanılamaz'' ifadelerine yer verildi.

İlk tutuklama ve ardından itiraz üzerine 3 kişilik hakimler heyeti tarafından denetlenerek kesinleşen tutuklama kararlarından sonra CMK'nın 104/1. maddesi gereğince soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında tahliye talebinde bulunmanın mümkün olduğu belirten kararda, verilecek tahliye kararının hukuka, usule ve tutuklama tedbirinin ruhuna uygun olması için ''tutuklama nedenlerinde şüpheliler lehine yeni olguların ortaya çıkması gerektiği'' dile getirildi.
 

'Heyet kararı, hakim kararından üstündür'

Heyet kararında, tahliye için yeni olguların ortaya çıkmaması durumunda, ilk tutuklama kararından sonra mahkeme heyetince kesinleştirilen kararın, bir gün sonra başka bir nöbetçi hakimlik kararıyla ortadan kaldırılması anlamına geleceği vurgulanarak, bu durumda hakimlik kararlarının, 3 kişiden oluşan ve denetim mercisi olan heyet kararlarına üstünlüğü anlamına geleceği, bu durumun da yasanın özüne ve hukukun ruhuna uygun düşmeyeceği görüşü savunuldu. Heyetin üstünlüğünün kabul edilmemesinin, takdir hakkının kişilerin güç, nüfuz ve sosyal konumlarına göre kullanılması anlamına geleceğine dikkat çekilen kararda, bu durumun Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı ve takdir hakkının keyfiliği olarak algılanabileceğini ifade edildi.

Soruşturmada ilk tutuklama kararının, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimliğince verildiğini ve itiraz taleplerinin mahkemenin 3 kişilik heyetince reddedilmesiyle tutuklama kararının kesinleştiği anımsatılan kararda, verilen ve kesinleşen tutuklama kararlarından sonra tutuklama şartlarında şüpheliler lehine yeni olgu ve değişikliklerin bulunmadığı kaydedildi. İlk tutuklama tarihinden, bugüne kadar tutukluluk süresinde, makul süre yönünden tartışmayı gerektirecek bir sürecin bulunmadığını belirtilen kararda, şüphelilerin üzerine atılı eylemin CMK'nın 100/3-a-11. maddesinde düzenlenen, ''Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar''dan sayıldığının tüm evrak kapsamından anlaşıldığı ifade edildi.

Soruşturmadaki somut belge, bilgi, kayıt ve bilirkişi raporlarının dikkate alınması durumunda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunun ve devam ettiğinin anlaşıldığı vurgulanan kararda, nöbetçi hakimlikçe 1 Nisan'da verilen tahliye kararının, mevcut somut olgular ile çelişen ve soyut gerekçeye dayalı olduğunu ileri sürüldü. Tahliye kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna dikkat çekerek kaldırılması yönünde veren mahkeme heyeti, şüpheliler Çetin Doğan, Engin Alan, Ali Semih Çetin, Süha Tanyeri, Bekir Memiş, İzzet Ocak, İhsan Balabanlı, Suat Aytın, Ümit Özcan, Levent Çehreli, Recep Yıldız, Ali Rıza Sözen, Mustafa Önsel, Hanifi Yıldırım, Yüksel Gürcan, Kubilay Aktaş, Musa Fariz, Bülent Tunçay ve Abdullah Zafer Arısoy hakkında yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.
 

Olcan ve Dalay hakkında yakalama emri kararı gerekçesi

Mahkeme heyeti, soruşturma kapsamında İstanbul Nöbetçi 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban tarafından, ifadelerinin alınmasının ardından 25 Martta tahliye edilen Korgeneral Yurdaer Olcan ile 28 Mart'ta tahliye edilen Tümgeneral Abdullah Dalay hakkında soruşturma savcılığınca yapılan tutuklanma talepli itirazı da değerlendirdi. Bu yönde verdiği kararı da şüpheli avukatlarına dağıtan mahkeme heyeti, kararda şüpheli Olcan ve Dalay'ın üzerine atılı eylemin CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan, ''Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar''dan olduğunu belirtti. Soruşturmadaki belge, bilgi, kayıt ve bilirkişi raporlarını göz önüne alan mahkeme heyeti, ''suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğunun'' anlaşılması nedeniyle itirazı yerinde buldu ve nöbetçi hakimliğinin tahliye kararının kaldırılarak, şüpheli Olcan ile Dalay hakkında yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler