'Bari muvazzaf subaylara yol verin'

"Balyoz Planı" davasının tutuklu sanıklarından eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, "TSK, Kıbrıs’ın güneyine gidiyor. Donanmanın yarısı parmaklıklar arkasında. ’Dijital belgelerde imza yok. Bunlar sahte’ dedik komutanlar içeride. Lütfen, haykırıyorum. Biz yandık, ülke gitmesin. Bari muvazzaf subaylara yol verin" dedi.

'Bari muvazzaf subaylara yol verin'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.10.2011 - 16:50

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan Doğan, dosyadaki dijital verilerin sahte olduğunu belirterek, günümüz teknolojisinde dijital verilerin basit bir şekilde hazırlanabileceğini söyledi.

Kara, deniz ve hava kuvvetleri subaylarının tutuklu bulunduğunu söyleyen Doğan, "TSK, Kıbrıs’ın güneyine gidiyor. Donanmanın yarısı parmaklıklar arkasında. ’Dijital belgelerde imza yok. Bunlar sahte’ dedik komutanlar içeride. Lütfen, haykırıyorum. Biz yandık, ülke gitmesin. Bari muvazzaf subaylara yol verin" dedi.

2002 yılının ağustos ayında Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğüne atandığını belirten emekli Yüzbaşı Mehmet Ulutaş da "Kocaeli’nde görevlendirilecek personel listesinde bir üsteğmen olarak üst rütbeli personele nasıl emir verebilirim? Bir üsteğmenin üstlerine emir vermesi yasa dışı yollarla olsa dahi fiilen mümkün değildir" diye konuştu.

Akıl ve vicdanen suçsuz olduğunu belirten Ulutaş, yalan makinesi dahil her türlü bilimsel yöntemin üzerinde uygulanarak suçsuzluğunun ortaya çıkarılmasını istedi.

Çapraz sorgu

Çapraz sorgusu sırasında Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş, Ulutaş’ın 37’nci celsede söz alarak, "Bu salonda bulunan birileri gözümüze baka baka burada olmamıza hala göz yumuyorsa, bildikleri bir şey varsa açıklasınlar’ demişsiniz. Bunu açıklar mısınız?" diye sordu.

"Türkiye’de gelinen noktada darbelerin nasıl olduğu belli. Hiyerarşik yapı içindeki faaliyetler" diyen Ulutaş, "Biz de böyle bir suçlama ile karşı karşıyayız. Herkes bir şeyler söylüyor. ’Halil İbrahim Fırtına, çıldıracağını söylüyor. Biz de çıldıracağız. Burada ordu komutanları var. Eğer biliyorlarsa bunu söylesinler’ diye söyledim. O psikolojik ortamda bunları söyledim. Sonraki dönemde bu insanların, dijital verilerle bir ilgileri bulunmadığını gördüm" şeklinde konuştu.

Bunun üzerine Savcı Kırbaş, "Yapanlar kimse ’çıksın ortaya söylesin’ diyorsunuz. Bundan bir gün sonra da Halil İbrahim Fırtına benim anladığım gibi anlamış ki çıkıp, ’Ben olsam çıkar söylerdim’ diyor" dedi.

Belli bir psikolojik baskı altında olduklarını ifade eden Ulutaş, "Haddimi aşmışım demek ki... Bu kadar belge ortadayken ben nasıl ’Komutanlarımız yapmış’ diyebilirim?" şeklinde konuştu.
-
"Komutanın verdiği görevi yerine getirmezsen yükselemezsin"-

Üye hakim Murat Üründü’nün "Burada beyanda bulunmaktan çekindiğiniz bir durum var mı?" sorusuna da Ulutaş, "Hayır yok. Birileri bana konusu suç olan hiçbir şey yaptıramaz" yanıtını verdi.

Askeriyede emir komuta zinciri olduğunu hatırlatan Ulutaş, dünkü duruşmada savunmasını yapan sanıklardan Yüksel Gürcan’ı anımsatarak, "Yüksel Gürcan, kendine verilen görevi yapmasaydı yarbay olamazdı. Komutanların söylediğini yapmadığında ’Postalın boyasız’, ’Sakalın var’ şeklinde tacizler başlar" diye konuştu.

Duruşma salonundaki diğer sanıkların "Sen kendi adına konuş. Gürcan adına konuşma" şeklindeki sözleri üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, müdahale edilmemesi konusunda diğer sanıkları uyardı.

Sözlerini geri aldığını belirten Ulutaş’ın "Bu konuda da haddimi aşmayayım" demesi üzerine savcı Kırbaş, tekrar araya girerek "Yine sözlerinizi geri aldınız. Salondan sesler geldiği için geri aldınız. Darbe yapmak da suç. Komutanlar ’Darbe yapacağız’ dediğinde, siz ’Yok yasa dışı’ diyemez misiniz?" diye sordu.

Ulutaş da Gürcan’ın savunması sırasında komutanı olan Arif Çetin’in emir verdiğini söylediğini anımsatarak, Çetin’in sanıklar arasında yer almadığını dile getirdi.

Duruşmada söz alan bazı sanıklar da bir komutandan alınan yasa dışı emrin onun üstündeki başka komutanlara bildirilebileceğini belirterek, bu tür emirlerin yazılı olarak istenildiğini belirttiler.

MHP Milletvekili Alan’a ziyaret

Mehmet Ulutaş’a yasaları hatırlatan Üründü’nün "Eğer savunmanızı bu ortamda yapamıyorsanız tüm sanıkları ve izleyicileri dışarı çıkarabiliriz" sözlerine, bazı sanıklar da "Biz de duruşmadan gideriz o zaman" diyerek tepki gösterdi.

Aralarında emekli Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu yaklaşık 10 sanık,
bir süreliğine duruşma salonunu terk etti.

Çiçek’in kızı ve aynı zamanda avukatı olan İrem Çiçek’in "Siz yasa dışı emir aldınız mı?" sorusuna Ulutaş, "Kesinlikle emir almadım. Orada haddimizi aştık, söyledik" yanıtını verdi.

Sanık avukatlarından Kürşat Veli Eren de dosyayı ilk aldığında 9 müvekkili için aklında soru işaretleri olduğunu belirerek, "Ancak aklımdan bu şüphe gitti. Darbe planlarından haberi olup da bu salonda ya da dışarda konuşmayan varsa, susuyorsa, şerefsizdir" dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken de yasaların sanığa suçunu gizleme hakkını tanıdığını belirterek, "Sözlerim yanlış anlaşılmasın ben kimseye suçludur demiyorum. Ancak hakaretvari suçlama hakkınız yok" diye konuştu.

Ulutaş’ın avukatı Durgut Can da müvekkilinin 2006 yılında dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun Sarıgazi’de resmi bir açılışa geldiği sırada kendisinin de jandarma olarak güvenlik önlemi aldığını söyledi. Ulutaş’ın bu sırada yasa dışı örgüt mensuplarınca yapılan taşlı ve sopalı saldırıda kendisini korumak isterken başından ve kolundan yaralandığını belirten Can, bir müddet hastanede yattığını ve hava değişimi alan müvekkilinin bu olayın ardından takdirnameyle ödüllendirildiğini ve kendisine nakdi tazminat ödendiğini anlattı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler