"Başbakan baskıdan, ben özgürlükten yanayım"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Demokrasi'' diyorlarsa, halka gitmeleri ve halkı kucaklamaları gerektiğini belirterek, ''Artık kabuğu ve kafalardaki kalıbı kıracağız. 'Biz oturalım, halk gelsin' deme dönemi bitti'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Silivri'deki Klasiss Otel'de düzenlenen CHP İstanbul İl Başkanlığı Yerel Yönetimler Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. İstanbul'u hiçbir zaman bırakmayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, çünkü bu kentin Türkiye'yi ifade ettiğini söyledi.
Ekonominin, turizmin, siyasetin kalbinin İstanbul'da attığını ve bunu bildiği için de İstanbul'da olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Sayın İl Başkanım, il başkanı olduğunda 'İstanbul'un bütün sokak temsilcilerini istiyorum. Her sokağın, her caddenin, her mahallenin temsilcisi olacak' dedim ve altı ay süre verdim. Çünkü İstanbul'da yapabilirsek bunu, diğer iller 'Ben örgütlenemiyorum' diyemez. Açacak telefonu ve 'Şu sokağın CHP temsilcisiyim' diyecek. O sorumlular görevine sahip çıkacak. Ondan sonra da sandığa çıktık, çıkamadık tartışmaları olmayacak'' diye konuştu.
Bu bağlamda çalışacak bütün ilçe başkanlarını kucaklayacağını ve bağrına basacağını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Demokrasi diyorsak, halka gideceğiz ve halkı kucaklayacağız. Çünkü adımız halk partisi, halkı savunacağız. Üzüntüsünde, yasında, düğününde, sevincinde onun yanında olacağız. Artık kabuğu ve kafalardaki kalıbı kıracağız. 'Biz oturalım halk gelsin' deme dönemi bitti. Birileri bir zamanlar bir belediye aldı, şimdi ülkeyi yönetiyorlar. İstanbul'da sahip olduğumuz belediyeler anlamında iyi bir noktaya geldik, ama bunu daha ileriye götürmeliyiz.
İstanbul aynı zamanda rant demektir. CHP'nin belediye anlayışında kazanılan rantların hakkaniyetle paylaşma ilkesi vardır. Elde edilen rant, kentin bütün noktalarına eşit bir şekilde dağıtılmalıdır. Kentli demek yoksulluğun olmadığı bir toplum demektir, ki belediye başkanlarının temel görevi budur.
Bir de belediyeler hesap verebilmelidir. Belediyelerin hesap verebilir olması CHP'li belediye başkanlarının namus borcudur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hesap verebiliyor mu? Veremiyor. Nereye gidiyor bu para? Türkiye Cumhuriyeti bütçesi gibi bütçesi var bu İstanbul'un ama büyükşehir belediyesi ve AKP'li belediyeler sağlıklı denetlenmiyor. Sayıştay bunun altında kalacak, biz dosyaları açıkladığımızda. Siz AKP'li belediyelerin kirli çamaşırlarını yıkama merkezi misiniz?''
''Yerinde olacak kentsel dönüşüme evet"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşüm konusuna da değinerek, kentsel dönüşümün yerinde olacaksa buna 'evet' diyeceklerini, ama sürgünü kabul etmeyeceklerini, kendilerinin yeni bir yerel yönetim yasası çıkaracaklarını söyledi.
AKP'nin 8 yıldır 'Belediye Gelirleri Yasası''nı çıkaramadığını anlatan Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının artık Ankara'ya gidip bakanların kapısını çalmayacağını, yapacakları düzenlemeyle belediyeleri hem yetki hem de maddi olarak güçlendireceklerini ve belediye şirketlerini denetime açacaklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, İstanbul'un sorunlarının çok büyük olduğunu, ama CHP olarak bu sorunların nasıl çözüleceğini bildiklerini belirterek, her yıl en az 80 kilometre metro yapacaklarını söyledi.
İstanbul'da halen deprem ve trafik sorunun çözülemediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bunu çözmek için de çağdaş belediyecilik anlayışını geliştireceklerini, bu nedenle daha sağlıklı, tutarlı çözümler üreteceklerini ifade etti.
İstanbul'un diğer bir önemli konusunun da çarpık yapılaşma ve bunun getirdiği Davutpaşa'daki gibi insan ölümleri olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bu olayın sorumlularının hala bulunamadığını anımsattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin daha emin adımlarla yola devam edeceğini belirterek, şunları kaydetti:
''Her mahallenin, her caddenin, her sokağın bir CHP temsilcisi olacak ve ortak bir ses çıkaracağız. Birbirimizden kopuk olmayacağız ve küçük ayrıntılara takılmayacağız. Sizden isteğim bu. İstanbul halkına ve Türkiye'ye hizmet edeceğiz. İstanbul'a hizmet eden aslında Türkiye'ye hizmet ediyor. Bu yüzden daha tutarlı ve güçlü bir hizmeti halka sunmalıyız. Uykum olmasa 24 saat çalışıyorum, sizler de çalışacaksınız.''
''Bu kadar bilgisiz bir insan ülkeyi yönetiyor"
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle dün gittiği Beykoz'da sendikalı olduğu için işten çıkarılan Türkan Albayrak ile tanıştığını anlatan Kılıçdaroğlu, ''Sayın Türkan Albayrak, zam bile istemiyor, hiçbir şey istemiyor. O, sadece iş istiyor. İşte bu, AKP'nin demokrasi anlayışı. Böyle bir anlayışı kabul etmek mümkün değil. Kadın hakları konusunda AKP döneminde daha da geriye gitmişiz. Cumhuriyetin 87. yılında böyle bir başbakan nasıl görev yapıyor? Bu kadar bilgisiz bir insan ülkeyi yönetiyor, bu nedenle Türkiye ve İstanbul'un sorunlarını çözemiyor. Bu sistemi halktan yana çevirmek bizim boynumuzun borcudur. Bu da söylemekle değil, çalışmakla olur'' diye konuştu.
Yarın da devam edecek olan toplantıya MYK üyesi Gürsel Tekin ve İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek'in yanı sıra çok sayıda partili ve akademisyen katıldı. Bu arada, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci dışında İstanbul'daki tüm CHP'li belediye başkanları toplantıda yer aldı.
Toplantının sonunda konuyla ilgili pazartesi günü İstanbul İl Başkanlığı'nda basın toplantısı yapılacak.
''Siyaseti öğrenecek''
Kılıçdaroğlu, toplantıya verilen arada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın kendisiyle ilgili ''Siyaseti öğrenecek'' şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Sayın Başbakan'la benim siyaset anlayışım çok farklı. Sayın Başbakan baskıdan yana, ben özgürlükten yanayım. Sayın Başbakan yandaşlarına ihale dağıtmaktan yanadır, ben yasaların uygulanması ve ihalelerin objektif yapılmasından yanayım. Sayın Başbakan medya üzerinde baskı yapmaktan yanadır, ben medyanın özgürleşmesinden yanayım. Sayın Başbakan yolsuzlukların üzerine gitmez, ben yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesinden yanayım. Sayın Başbakan yoksulluğun siyasi meta haline getirilmesinden yanadır, ben onların yoksulluğunun sömürülmemesine karşı bir insanım. Yani bütün anlayışımız taban tabana zıttır. Başbakan'ın siyaset anlayışına ben katılmıyorum ama Sayın Başbakan bu siyaset anlayışını neye göre yapıyor çıkıp bunu halka anlatması lazım. Ben siyaseti halkı kandırmak için yapmıyorum, ben içi dışı bir insanım. Beni Sayın Başbakan'ın anlaması mümkün değil. Ben asla Recep Tayyip Erdoğan gibi olmayacağım, halkın adayıyım.''
Başbakan'ın, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Çankaya Köşkü'nde verilen resepsiyona askerlerin katılmamasıyla ilgili yorumuna da değinen Kılıçdaroğlu, ''Genelkurmay Başkanlığı kendisine bağlı, şikayet etmeye hakkı var mı Sayın Başbakan'ın? Hayır yok'' dedi.
Yeni CHP ile eski CHP arasındaki fark sorulan Kılıçdaroğlu, yeni CHP ile eski CHP arasında bir fark olmadığını belirterek, ''Sanki CHP'nin bütün tüzüğünü ve tarihini geride bırakıp, sıfırdan başlıyormuşuz gibi anlaşılmasın. Yeni CHP'den kastımız, halka daha çok giden ve halkı daha çok kucaklayan CHP'dir. Biz yeni bir yönetimiz ve bu yönetimin daha fazla halka gitmesini istiyoruz. Yeni CHP'den kastettiğimiz bu, yoksa biz tarihimiz ve köklerimizle gurur duyuyoruz'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'na katılımıyla ilgili olarak ayrıca, ''Sayın Başbakan resepsiyona kızı veya eşiyle katılacağını söylemişti, demek ki onları da ikna edememiş'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi