''Başbakana 'haddini aşma' öğüdü verilmiştir''

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "CHP ne Swoboda'nın, ne Swobodagillerin çizdiği çizgiyi izlemeyecektir. CHP ilkelerini koruyarak, Türkiye'deki demokrasi özgürlük mücadelesine devam edecektir" dedi.

Yayınlanma: 17.05.2013 - 13:18
Abone Ol google-news

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlığında toplandı. Koç, MYK devam ederken düzenlediği basın toplantısında, ele alınan konular ve gündemdeki gelişmeler hakkında bilgi verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Brüksel ziyareti sırasında, Kılıçdaroğlu ile AP Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda arasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Koç, Swoboda'nın "AKP'nin 64. Akil İnsanı olarak görev yaptığını" iddi etti.

Swoboda'nın düşüncelerinin CHP için yeni olmadığını belirten Koç, Swoboda'nın Anayasa değişikliği referandumu döneminde, CHP'nin AKP ile uzlaşması ve pakete "evet" demesi yönünde açıklamaları bulunduğunu ileri sürdü.

Koç, şöyle devam etti: "Konu CHP değil, konu Türkiye'nin çıkarlarının, AP'nin adına sosyal demokrat grup denen grubun şu andaki lideri tarafından nasıl bir mercekten değerlendirildiği. Bizden istedikleri: 'Evrensel sosyal demokrasinin ilkelerine göre hareket edeceksiniz. Mutlaka bizim diktiğimiz elbiseyi giyeceksiniz.' Yani 'AKP'msitrak bir parti olacaksınız. AKP gibi davranacaksınız. Bizim çıkarlarımız sizin için savunulması gereken hedefler olmalı.' CHP'nin iki farklı özelliği olduğunu görmek istemiyorlar. CHP'nin en temel özelliklerinden bir tanesi, devrimci özüdür, anti emperyalist bir Kurutuluş Savaşı'ndan filizlenmesidir. Türkiye'de önemli devrimlerin öncüsü olması ve demokrasiye geçisin kapısını açmasıdır. 1970'lerde sosyal demokrasiyle tanışması ve sosyal demokrasinin, onların savunduğu teslimiyetçi ilkeleri değil özündeki ilkeleri savunma gayreti içinde olmasıdır. Aramızdaki fark bu."

Kendilerinin, bu topraklara özgü bir sosyal demokrasiyi savunduklarını vurgulayan Koç, "Onlar, bizim aynı kendi partilerinin biat ettiği gibi biat etmemizi, susmamızı, küresel reçetelere boyun eğmemizi, teslim olmamızı istiyorlar. Her türlü emperyalist projenin yaşadığımız coğrafyada adım adım gerçekleştirilmesine karşı direnmememizi, ses çıkartmamamızı istiyorlar. Anayasada olduğu gibi 'boynunuz bükün, evet deyin, teslim olun.' CHP ne Swoboda'nın ne Swobodagillerin çizdiği çizgiyi izlemeyecektir. CHP ilkelerini koruyarak, Türkiye'deki demokrasi özgürlük mücadelesine devam edecektir" diye konuştu.


Başbakan'ın ABD gezisi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisini ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın açıklamalarını eleştiren Koç, "Türkiye'yi rezil eden saltanat sürer gibi damatlı, gelinli, oğullu, kızlı, eşli uçaklara dolup saltanat seferi gibi uluslararası diplomatik ziyaretlere gitmektir. Bir üçüncü dünya ülkesi az gelişmiş bir ülke fotoğrafını bütün dünya ve Amerika kamuoyunun önüne getirmektir" iddiasında bulundu.

Koç, daha önce hem Türkiye'ye hem de yurt dışına çok sayıda diplomatik gezi yapıldığını, ancak hiçbir zaman böyle bir manzarayla karşılaşmadıklarını öne sürdü. Koç, şöyle devam etti: "Dünkü görüşmelerin özü şudur: Başbakan'a Suriye ve Ortadoğu politikalarında 'haddini aşma' öğüdü verilmiştir. Görevleriyle ilgili yeni kodlar yüklenmiştir. Yani Başbakan kırışıklıkları ütülenmiş şekilde Türkiye'ye dönecek şimdi. Suriye konusunda, senin kafandan geçen, yeni Osmanlıcılık hayallerinin ABD'yi rahatsız ettiği münasip bir şekilde söylendi. Bunu anlıyoruz, ABD ve Rusya'nın ortak planı olan proje, yani Suriye'deki Baas rejimiyle muhalefet adı verilen karmaşık yapının bir müzakere sürecine alınmaları, Başbakan'a tebliğ edildi. 'Esad gidecek ama Baas kalacak' deniliyor. Cenevre'de planlanan görüşmelerin özünde bu var. 'Askeri müdahale, uçuşa kapalı bölge yok' diyor. Kimyasal silahla ilgili kanıt yok. Başbakan'ın çantası doluydu, kolay tabii çuvallar dolusu belge üretip, Balyoz'da sahte delil, gizli tanık. Ergenekon'daki gibi üreteceksin koyacaksın. Kanıt? Kanıt yok."


"Söğütözü'ne gelselerdi"

Başbakanın 'Gazze'ye gideceğim' dediğini anımsatan Koç, "Nereye gidiyorsun, 'orada sadece Gazze yok, Batı Şeria da var. Gittiğin zaman sadece Gazze olmaz, Batı Şeria da işin içine girecek' dediler. Sayın Başbakan'ın Gazze şarkısı da 'Batı Şeria'ya da gideceğim' eklemesiyle şimdi dile getirilmeye başlandı. Bütün bu sonuçları almak için bütün bu gerçeklerle yüzleşmek için uçağa dolup, saltanat seferi gibi ABD'ye gitmeye hiç gerek yoktu. Bir otobüse binip, CHP genel merkezine, Söğütözü'ne gelselerdi. Biz başından beri söylüyoruz" ifadelerini kullandı. Koç, Suriye konusunda çoklu müzakere yürütülmesi görüşünü tekrarladı. Şimdilik gelişmelerden, satır aralarından okuyabildiklerinin bunlar olduğunu belirten Koç, ilerleyen günlerde daha detaylı değerlendirmeleri olabileceğini kaydetti. Koç, medyanın CHP'ye yönelik tutumunu da eleştirdi.


"CHP örgütü sokaklarda olacak"

Bir soru üzerine Koç, 19 Mayıs kutlamalarıyla ilgili değerlendirmelerin sürdüğünü ancak tüm CHP örgütünün sokaklarda olacağını söyledi. Swoboda ile ilgili değerlendirmelerinin hatırlatılarak, "Düşüncelerini bildiğinizi aktardınız, peki neden görüşmeye gittiniz" sorusu üzerine Koç, "Bir konumu var. CHP, Sosyalist Enternasyonal üyesi. Sadece Swoboda orada bir yönetici. Orada 27 ülkenin sosyal demokrat partilerinin milletvekillerinin olduğu bir grup var. O grupta CHP Genel Başkanı bir konuşma yaptı, eylül ayında da Türkiye'deki demokratik uygulamalarla ilgili zaten ortaklaşa bir toplantı düzenlenecek. Onun kararı da alındı. Sicilini ortaya koyduğum bir kişinin, lideridir diye o grupla temas etmemek olmaz. Gereken, cevabı, davranışı görür" diye konuştu.

"Sosyalist Enternasyonal'da bir girişiminiz olacak mı"
sorusu üzerine ise Koç, "Arkadaşlarımız çalışacaklar. Zaten onlar şu andaki Sosyalist Enternasyonal'in yönetimiyle de ters düşen bir gruptur"dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in, Kılıçdaroğlu'na yönelik "şarkı sözleriyle göndermeler" yaptığının belirtilmesi üzerine ise Koç, şunları kaydetti:
"Herhalde sıkıntıda. Özel hayatı falan mı sıkıntıda bilmiyorum, Sayın Hüseyin Çelik'in. Sıkıntısı varsa hekim olarak da yardımcı olalım kendisine. Dostumuzdur, arkadaşımızdır. Üç dönemdir parlamentoda görev yapıyoruz. Otoriter dönemlerin, otoriter yöneticileri olur. Bunlar krallık zamanında da vardı. Bu otoriter yöneticilerin yanında da onları eğlendirmek, onları zor zamanında biraz gülümsetmek için görev yapan alt kadrolar olur. Bu arkadaşlarımızı bu kategoriye sokalım mı sokmayalım mı bilmiyorum?"

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon