Başbakan'dan ilginç '61' hesabı

Trabzon'da konuşan Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerde yüzde 61 oy hedeflediklerini açıklayarak "Başörtüsü gericilik dediler. Marmaray inşa ettiler de başörtüsü tüneli mi tıkadı" dedi.

Yayınlanma: 23.11.2013 - 15:14
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Trabzon’daki toplu açılış töreninde konuştu.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
 
- Fatih Sultan Mehmet’in şehri Trabzon. Milli Mücadele’nin şehri Trabzon. Karadeniz’in medeniyet şehri, Cumhuriyetimizin parlayan şehri Trabzon seni yürükten selamlıyorum.

Başbakan'dan '61' hesabı

- Size bir söz verdik. Trabzon’un büyükşehir yapacağız dedik ve bu sözümüzü tuttuk. Şimdi büyükşehir Trabzon’dayız. Biz birbirimize o kadar yakınız ki biz toprağımızla biriz. Biz suyumuzla biriz. Bir bayrağımızla biriz. Bizim ezanımız bir, kıblemizi bir, her şeyden önce gönüllerimiz bir. Allah birliğimizi daim etsin. Biz Trabzon ile biriz. Aramızda bir şifre var. 61. Trabzon ne zaman fethedildi. 14(61).Trabzon’un plakası kaç? 61. Bu kardeşiniz kaçıncı hükümetin Başbakan'ı. 61. 26 Şubat'ta bu kardeşiniz inşallah 60’ı tamamlıyor 61’e giriyor. Şimdi sizden başka bir 61 bekliyoruz. 30 Mart’ta Trabzon’dan yüzde 61 bekliyoruz. 41 kere maşallah. 61 kere maşallah.

Trabzonspor'a 40 bin kişilik spor tesisi

- Trabzonspor’umuza 40 bin kişilik bir spor tesisi inşa edeceğiz dedik. Bu sözümü tutuyoruz yarın temelini atıyoruz. 28 Haziran’da yer teslimi yaptık. Dile kolay 795 bin metre kare alanı denizde doldurduk. Toplamda 459 bin metre kare alanda stadyum, tüm tesisleriyle bir kompleks inşa edeceğiz.
 
'Bizim masamızda farklı renklere boyanmış türkiye haritaları yok'
 
- 7 bölgede 81 vilayette varız. Ama onlar yoklar. Bizi bölücü olmakta suçlayanlar aslında kendi zihinlerinde Türkiye’yi bölmüş, Türkiye’nin bir bölümünü zihinlerinden, gönüllerinden çıkarmış durumdalar. Bizim zihinlerimizde bizim kalbimizde bizim masamızın üzerinde farklı renklere boyanmış Türkiye haritaları yok. Hesaplaşmanın değil 76 milyon helalleşmenin peşindeyiz.

- Çevre ülkülerle hepsiyle münasebetlerimizi iyi bir duruma getirmiş durumdayız. Bulgaristan ile Yunanistan ile Suriye dışında Irak ile İran ile ilişkilerimiz  iyi durumda, iyiye gidecek. Rusya ile Ukrayna ile münasebetlerimiz ortada. 2023’ün Türkiye’sini farklı hazırlayacağız. Büyük devletten bahsediyoruz. Büyük devlet hatalarından değil geleceğinden bahseden devlettir.
 
- Korkaklar ülkelerini büyütemez milletine itibar kazandıramazlar. Bizler korkarak büyümedik, korkanlardan olmadık. Bizi iftiralar atan muhalefet korkusundan Ankara’nın dışına çıkamadı. Biz Moğolistan’a gittik ilk Türk yazıtlarını bulduk. Milletçi geçinenler oralara gidebilirler mi. MHP bu.

 
- Türkiye susadığı özlediği özgürlüğe kavuştu. Biz türkülerden korkacak kadar, kıyafetlerden, kelimelerden kavramlardan korkacak kadar küçük bir devlet, küçük bir millet değiliz. Başörtüsü gericilik dediler. Soruyorum sizlere bunlar uzaya mekik gönderdiler de başörtüsünün ucuna mı takıldı. Hızlı tren yaptılar da başörtüsü treni raydan mı çıkardı. Marmaray inşa ettiler de başörtüsü tüneli mi tıkadı.

 

'437 milyon 360 bin liralık eğitim yatırımı yapıldı'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Akçabat İlçesinde Trabzon Valiliği tarafından onuruna verilen akşam yemeğinde, yatırımlarda emeği geçen bütün kişi ve kuruluşlara şahsi ve millet adına şükranlarını sunduğunu söyledi. Erdoğan, 11 yıllık süreçte Trabzon'a gerçekleştirilen yatırımları artık bir anda saymanın mümkün olmadığını, özet olarak birkaç başlığı hatırlatacağını belirterek, söz konusu dönemde toplam 437 milyon 360 bin liralık eğitim yatırımı yapıldığını söyledi.

Yatırımlar çerçevesinde 1988 derslik yaptırdıklarını, okullara 13 bin 500 bilgisayar gönderdiklerini, 2002-2003 eğitim yılında ilde 7 bin 274 olan öğretmen sayısının, 2013 Ekim ayı itibarıyla 9 bin 297'ye çıktığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Karadeniz Teknik Üniversitesi bünyesinde 10 fakülte, 4 enstitü, bir devlet konservatuvarı 5 meslek yüksekokulu, 3 yüksekokul ile teknokent merkezi hizmete girdi. Fen edebiyat fakültesi ile mimarlık ve mühendislik fakültelerini de ayırdık ve üniversitemize 2 fakülte daha ilave etmiş olduk. Trabzon'a 2010 yılında vakıf üniversitesi olan Avrasya Üniversitesi'ni kazandırdık. Dönemimizde Trabzon'a 478 milyon liralık, yurt başta olmak üzere pek çok gençlik ve spor yatırımı yaptık. 2002 yılı sonuda sonunda Trabzon yüksek öğrenim yurtlarında barınan öğrenci sayısı 5 bin 712 idi, bugün 8 bin 667 öğrencimize barınma imkanı sağladık. Bunlar aynı zamanda lüks, bizden önce 8-10 kişilik odalar vardı ve bu odalarda maalesef doğru düzgün tuvalet-banyo bile yoktu. Ama şimdi odalar 3 kişiliktir, her 3 kişilik oda da ranza tipi değil karyola tipidir, tuvaleti-banyosu vardır, hatta mini barlar yapmaya başladık. Çalışma için özel masası donanımlı olarak vardır."

 

Sağlık hizmetleri

Trabzon genelinde birçok yurt yapımının devam ettiğini dile getiren Erdoğan, "Trabzon'a sağlık hizmetleri için de 704 trilyon liralık yardım yaptık. Sağlıkta 2015 yılı sonuna kadar 1 katrilyon liraya ulaşmayı planlıyoruz. Trabzon'da 2002 yılında kamu ve özelde toplamda 50 adet diyaliz cihazıyla hizmet verilirken, bugün bu sayı 169'a ulaşmıştır. Bilgisayarlı tomografi cihazı kamu ve özelde toplam 3 adetti, bu sayı 15'e ulaşmıştır. TOKİ aracılığıyla Trabzon'a 6 bin 67 konut uygulaması başlattık. Başta Zanos Vadisi olmak üzere kentsel dönüşüm projelerimiz Trabzon'un çehresini değiştiriyor" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Trabzon'da 2003 yılına kadar 73 kilometre bölünmüş yol olduğunu, buna 106 kilometre bölünmüş yol eklediklerini hatırlatarak, Trabzon-Gümüşhane-Erzurum güzergahında bölünmüş yol çalışmalarının devam ettiğini, Zigana Geçidi'ne yeni bir tünel inşası için proje çalışmaları başlattıklarını söyledi.

Trabzon'un şehir içi ulaşımını rahatlatmak için de "Kanuni Bulvarı" olarak anılan 20 kilometrelik yolun yapım çalışmalarına başladıklarını, birçok çalışmanın da sürdüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, sahil yolu ile Bayburt arasını 90 kilometre kısaltacak 4 kilometre uzunluğundaki Salmankaş Tüneli'ndeki kazı faaliyetlerinin ise tamamlandığını vurguladı.

Erdoğan, Atasu Barajı'nı tamamlayarak Trabzon'un içme suyu problemini çözdüklerine işaret ederek, "Hükümetlerimiz döneminde Trabzon'a 2003-2013 yılları arasında 253 trilyon lira tutarında çay desteği verdik. 2009-2013 yılları arasında toplam 347 trilyon lira tutarında alan bazlı fındık desteği sağladık. Trabzonda 550 trilyon lira enerji yatırımı gerçekleştirildi. Bunlar, yaptığımız yardımların sadece küçük bir kısmı" ifadesini kullandı.

Trabzon'un büyükşehir olması için verdikleri sözlerini tuttuklarını ve yasayı çıkardıklarını dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart yerel seçimlerine Trabzon'un büyükşehir olarak gireceğini, belediyenin böylece daha iyi ve büyük hizmetler yapacağını, hizmet kalitesinin ve devlet ödeneğinin de önemli ölçüde artacağını kaydetti.

Erdoğan, çözüm sürecinin, tüm Türkiye'nin olduğu kadar Trabzon'un da gündeminde olduğunu belirterek, "Esasen Trabzon bizim ne yaptığımızı, ne yapmaya çalıştığımızı çok iyi görüyor" ifadesini kullandı. "Trabzon bize güveniyor, bize inanıyor. 2002 seçimlerinden bu yana da artan oranda hükümetimize destek veriyor" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Ancak muhalefetin ve belli odakların tamamen oy hırsı ile başka çıkarlar hırsıyla çözüm sürecini bulandırmak, zihinleri karıştırmak için yoğun gayret ve faaliyet içinde olduklarını da hepimiz görüyoruz. Çözüm sürecinde Trabzon'un, diğer 80 vilayetimizin, 76 milyon vatandaşımızın başını öne eğecek, onları mahçup edecek, özellikle de şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, ruhlarını incitecek hiçbir adımı atmayız ve atmayacağız. Bunu bir defa bilmeniz lazım. Her ne yapıyorsak, ince ince düşünerek, hesaplayarak, önünü sonunu dikkatle değerlendirerek yapıyoruz. Milletçe onurumuzu zedeleyecek hiçbir girişimin içinde asla yer almadık ve almayız. Başta muhalefet olmak üzere belli çevreler tarafından ortaya konan iddia ve ithamlar, tamamen gerçek dışıdır, tamamen yersizdir."

Erdoğan, "Korkuyla devlet olunmaz. Tereddütle çekingenlikle pısırıklıkla büyük devlet olunmaz. Büyük devlet akıllıca ilerler, hesaplı ilerler ama korkmadan ilerler. Türkiye'nin bugün ortaya koyduğu tavır büyük devlet tavrıdır. Akif, öyle diyor; (Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hükmüne ram ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol)" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Biz artık küçük meselelere takılıp, enerjimizi oralarda heba etmeyeceğiz. Şu gelmiş, bu gitmiş, şu şunu söylemiş, bu bunu söylemiş, şu kelime kullanılmış, bu kavram kullanılmış. Bunlar büyük devlet vizyonu içinde hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan, gereksiz, yersiz konulardır. Hepimiz sonuçta ne olduğuna, Türkiye'nin ne kazandığına bakacağız. Bu milletin ne kazandığına bakacağız. Korkularla dolu bir Türkiye'nin nerede olduğuna, korkularını aşmış bir ülkenin nerelere ulaştığına bakacağız" değerlendirmesinde bulundu.

 

'Eğer Türkiye'de 30 yıl boyunca terör olmasaydı'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş yönetiminde gerçekleştirilen çalışma ve hesaplamaya değinen Erdoğan, şunları söyledi: "Bir senaryo üzerinde çalıştılar. Nedir bu senaryo? Eğer Türkiye'de 30 yıl boyunca terör olmasaydı, Türkiye ekonomisi bugün nerede olurdu. Altını çiziyorum. Bu, bir senaryo. Çok sayıda faktörü, kriteri, parametreyi dikkate alarak yapılmış bir senaryo. Sonuçlar son derece dikkati çekici. 1984-2012 arasında terör olmasaydı Türkiye ekonomisi bu sayede yıllık sadece 0,25 oranında daha fazla büyüseydi, bugünün rakamlarıyla Türkiye 596 milyar dolarlık ek bir büyüme elde edebilirdi. Şu anda milli gelirimiz 786 milyar dolar. Yıllık yüzde 0,25 daha fazla büyümüş olsaydık, milli gelirimiz ortalama 1,4 trilyon dolara ulaşacaktı. Büyümenin dışında da ekonomi farklı bir seyir izleyecekti. Faiz daha düşük olacaktı. Türkiye'nin faize ödediği miktar azalacaktı. Savunma sanayi harcamalarımız daha düşük olacak, yüzde 50 az harcasak, 129 milyar dolar, bundan dolayı tasarruf edecektik. Turizm daha gelişmiş olacaktı. Yüzde 10 artış olsa, 31 milyar dolar daha fazla turizm geliri elde edecektir. Doğrudan uluslararası yatırım miktarı artacak, yüzde 10 fazla artış olsa, 14 milyar dolar daha fazla yatırım alacaktık. Göç daha az olacağı için şehirlerimizdeki maliyet de azalacaktı. İstihdamda, elektrik kayıp kaçağında, sınır ticareti, yer altı kaynakları, en önemlisi de psikolojik durumda çok ciddi manada olumlu gelişmeler olacaktı. Bu senaryoda en mütevazi oranlar kullanıldı. 30 yıl boyunca terör olmasaydı, Türkiye 596 milyar dolarını cebinde, kasasında, hazinesinde tutacaktı. Bunun farklı hesapları yapılabilir. Yani, ne kadar hastane, okul, yol, köprü yapabilirdik vesaire... Bunların da hesabı ayrıca yapılabilir. Daha yüksek, daha düşük rakamlar da ortaya çıkabilir. Ama inanın, Türkiye de Türkiye ekonomisi de bugünkünden çok daha farklı bir yerde olacaktı."

 

'Asıl milliyetçi biziz'

Erdoğan, "İşte son 11 yılda Türkiye'de istikrarı, güven ortamını sağladığımız, özgürlükleri genişlettiğimiz, demokrasinin standartlarını yükselttiğimiz için elde ettiğimiz kazanç ortada. 230 milyar dolardan aldığımız ekonomi, şu anda 786 milyar dolarlık bir hacme sahip. Kişi başı milli geliri 3 bin 500 dolardan aldık, şu anda 11 bin dolara ulaştık. İhracatı 36 milyar dolardan aldık, şu anda 153 milyar dolara yürüdük. IMF borcunu 23,5 milyar dolardan aldık ve şu anda sıfır. Şimdi IMF bizden borç talebinde, onlara kredi açtık. Merkez Bankası rezervini 27,5 milyar dolardan aldık, şu anda 135 milyar dolara çıktık" dedi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Ne deniyordu? 'Milliyetçiyiz.' Asıl milliyetçi biziz. Ama biz böyle milliyetçiyiz. Her zaman söylüyorum, kusura bakmasınlar. Biz kafatası milliyetçisi değiliz. Milletini sevmek, ülkeyi sevmek, ülkeyi ayağa kaldırmak, mesele bu. Şu anda 27,5 milyar dolar döviz rezervi olan milli banka Merkez Bankası. Bu milli bankanın döviz rezervi şimdi nerede? 135 milyor dolarda. Buraya çıktık. Güç burada. Eğer bizim burada böyle gücümüz olmamış olsa, biz kalkıp da IMF'yi, kendimize kredi verir duruma ona getirir miydik? Şimdi biz ona kredi verir duruma geldik. 5 milyar dolar bizden talepte bulundular. 'Peki' dedik."

 

'Şehitlerimizin emaneti, mirası sınırımızdır'

"Eğer 11 yılda yakaladığımız bu ivme, bu istikrar ve güven önceki 19 yılda da olsaydı, Türkiye bugün bambaşka bir yerde olacaktı" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle sürdürdü: "Bizim Türkiye olarak bu terör meselesini artık geride bırakıp, sorunları çözüp, geleceğe odaklanmamız gerekiyor. Gençlerimizin şehit olmadığı, ölmediği, anne babaların ağlamadığı güvenli bir Türkiye inşa etmek zorundayız. Ekonominin önündeki engellerin kalktığı, yatırımın, üretimin, istihdamın daha da arttığı bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. Bunu her ne pahasına olursa olsun hep birlikte el ele vereceğiz, birlikte gerçekleştireceğiz. Anayasa sınırımızdır, yasalar sınırımızdır. Meşruiyet, özellikle de kamunun vicdanı sınırımızdır. Şehitlerimizin emaneti, mirası sınırımızdır. Kalbimiz ne diyorsa onu yapıyoruz ve yapacağız. Vicdanımızın sesine kulak vereceğiz. Türkiye için ne hayırlıysa o işi yapacak, şerden uzak duracağız. Bu sürece daha en başından 'Niyet hayır, akıbet hayır' diyerek başladık. İyi niyetle yürüdüğümüz müddetçe inanıyorum ki süreç de akıbet de 'hayır' olacaktır."

Erdoğan, "Hiç kimsenin endişesi olmasın. İthamlara, iftiralara, yalanlara hiç kimse kulak asmasın. Bizim milletimizden gizlimiz, saklımız yoktur. Ben şehitlerimizin yakınlarına, babalarına, annelerine, hepsine sesleniyorum. Şehidin kadrini, kıymetini evelallah bu ülkede bizden daha iyi bilen bir siyasi iktidar yoktur. Bunu çok iyi bilmeniz lazım" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Biz sözde şehit mantığıyla hareket edenlerden değiliz. Biz şehitlerimize 'ölüler' diyenlerden de değiliz. Onlar diridirler ama bilmezler. Kimler? İşte onlara farklı şekilde bakanlar. Biz, o şekilde bakanlardan değiliz ve şehitlerimizin bütün varisleri bize emanettir. Bunun farkındayız. Neysek oyuz. Ne yapıyorsak, milletimizi, vicdanımızı dinleyerek yapıyoruz. Ülkemiz ve milletimizin hayrı için yapıyoruz" ifadesini kullandı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler