'Başbakan'la ilgili 40 türlü dedikodu var'
Abdüllatif Şener: Tayyip Erdoğan'ın hastalığıyla ilgili halk arasında fısıltı yoluyla 40 tür dedikodu dolaşıyor.
Türkiye Partisi Genel Başkan Abdüllatif Şener, İzmir Fuar Anomen Otel'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin görüşlerini açıkladı. Konuşmasına Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın hastalığıyla ilgili olarak yer veren TP Genel Başkanı Abdüllatif Şener, "Başbakan Erdoğan konuyu düzgünce kamuoyuna açıklaması gerekirdi. Hastalığıyla ilgili kamuoyuna tatmin edeci net bir açıklama yapmamıştır. Fısıltı yoluyla 40 tür dedikodu dolaşıyor. Hastalığı fazla yada eksik göstermenin bir faydası yoktur. Hastalığı ve şike olayına bağlı parti içinden aynı konuyla ilgili birbirinden farklı beyanlar çıktı" dedi.
"Maalesef Türkiye, son yıllarda muhalefet yapamaz bir ülke durumuna düşmüştür" diyen Şener, bu durumun muhalefetin olmayışından dolayı değil ama muhalefetin etkili olmasını sağlayacak yapıların ve iletişim kanallarının iktidar tarafından baskılanmasından kaynaklanmakta olduğunu söyledi.
Tarihin en karanlık siyasi atmosferi
Şener konuşmasına şöyle devam etti: "Bir ülkede siyasi iktidara yönelik eleştiriler hem siyasi partiler hem de sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından özgürce ve incitecek şekilde yapılamıyorsa bu ülkenin başına en büyük musibet gelmiş demektir. Denetlenemeyen baskı altına alınmayan, eleştirilemeyen iktidarlar gittikçe yanlışlarında azgınlaşırlar. Bir siyasi iktidarın 'nasıl olsa hesap sorulmuyor, basın, aydınlar bizi rahatsız edecek haberleri araştıramıyor, tüm mekanizmalar bizim elimizde' duygusu içindeyse ise o ülkede büyük soygunların yapıldığı görülmüyordur, yargılanmıyor demektir. Ortalık süt liman gözükebilir. Gürültüler, parıltılar, olumsuzluklar halkın göz önün dökülmeyebilir ama şundan herkes emin olmalıdır böyle bir siyasi ortam Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık siyasi ortamdır. Siyasi iktidar eleştirmek, yanlışlarını araştırmak basın sivil toplum kuruluşları, aydınlar tarafından yapılamıyor, siyasi partilerin sesleri yeterince iletişim organları tarafından halka aktarılamıyorsa orada sorun var demektir. İçindebulunduğumuz durum budur."
Ülke felakete sürükleniyor
Türkiye'nin felakete doğru sürüklendiğini savunan Şener, "Bulunduğumuz coğrafyada yeni bir süreç, dönüşüm yaşanmaktadır. Yanı başımızda felaket varsa bu felaketin Türkiye'yi etkilememesi mümkün değildir. Sorumlu bir dış politikada, iktidar komşularında sorun istemez. Yanı başımızda kıyametler koparken bunun Türkiye'yi etkilememesi mümkün değil. Sıfır sorun politikasını önemini mevcut iktidar sürekli söylemiştir. Başbakan Suriyeli bakanlarla ortak basın toplantısı düzenlemiştir. Ama ne oldu? Kimlerin talimat verdiği, hangi talimatın nereden geldiği anlaşılmadan bu ortak bakanlar toplantısından sonra başbakan ve iktidar Suriye'deki muhalefeti örgütlemeye, kışkırtmaya başlamıştır. Kardeşim, dostum dediniz liderlerle, ülkelere iki gün sonra tam tersi davranış gösterirseniz dünyadaki güvenirliliğini kaybederseniz. Kimse sizin dostunuz olmaz" dedi.
Basın özgürlüğü yok
Konuşmasında Türkiye'de basın özgürlüğünün olmadığını ileri süren Şener "Nerede özgür basın? Uyduda yayın yapan 200 civarı televizyon kanalı var. 24 saat iktidarın yanlışlarını rasyonelleştirmeye çalışan, 'Aman azar işitmeyelim. Başbakanız mutlu olsun' diyen yayın ilkelerini buna göre şekillendirmek zorunda bırakılmış bir medya düzeni var. Bir ülkede tek bir medya kuruluşu ve mensubu baskı altındaysa o ülkede basının özgürlüğü yok demektir. TP olarak doğruları söylemeye çalışacağız. Mücadelemizi vereceğiz. Doğrunun kendisini kabul ettirme gücü vardır. İnsan zihnine yerleşme özelliği vardır. Tek tek doğruları söyleyerek yolumuza devam edeceğiz ve bu standardı düşmüş demokratik ortamdan doğru ve aydınlık günlere ülkemiz gidecektir" diye konuştu.
Balbay mücadelesini sürdürmeli
Toplantıda bir gazetecinin 'Aydınlar, gazeteciler ve İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın cezaevlerinde tutuklu olması hakkında neler düşünüyorsunuz?' sorusu üzerine Şener şöyle yanıtladı: "Bir insan aydınsa, benim başıma bir şey gelir mi diye mücadelesinden vazgeçmez. Gerçekten aydın olan 'efendim eleştirirsem köşemi koruyamam, televizyon programımı koruyamam' diye düşünmez. Eğer sen aydınsan acından ölsen bile çizgini ve mücadeleni bozamazsın. Aydın olmanın kuralı budur. Kaytaran tiplere aydın demeyelim."
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması