'Basın Kartı internet gazetecilerinin de hakkı'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Haber siteleri, bundan sonra internet medyasının Basın Kanunu içerisine uyarlanmasıyla bu haklardan istifade edecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nce (TOBB) Bolu Gazelle Resort Otel'de düzenlenen ''Yeni Yüzyılda Medya ve İletişim Arama Konferansı'na'' katıldı.
Burada konuşan Arınç, Türkiye'de son aylarda, daha çok, ''Türkiye'de basın özgürlüğü var mı, kaç tane tutuklu gazeteci var, bununla ilgili hazırlanan raporlar yanlış veya eksik mi?'' gibi konuların tartışıldığını anlattı.
Uluslararası Basın Enstitütüsü'nün hem Türkiye dışındaki hem de Türkiye Komitesi temsilcileriyle bu konuyla ilgili yararlı görüşmeler yaptıklarını ifade eden Arınç, bu konuda bir araştırma yaptıklarını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Gazetecileri Koruma Örgütü adıyla meşhur olan örgüt, ülkemizdeki tutuklu gazeteci sayısını önce 76, herhalde bizim izahlarımızdan da istifade etmiş olabilir, bu sayıyı 46 olarak tavsiye etti. Bu sayının 4 bile olması önemli, 6 bile olması önemli ama bu raporların, gerçeği ne kadar yansıttığı konusunda bize bir fikir verebilir. Bizim için sayı önemli değil, bir gazetecinin bile yazdıklarından, çizdiklerinden, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı içeride tutulmasını büyük üzüntüyle karşılıyoruz'' şeklinde konuştu.
''Basın Kanunu çok fazla ceza hükmü taşımıyor''
Sosyal medyanın da etkisiyle bazı gazetelerin tirajlarında yükselmeler ya da düşüşler olabildiğine dikkati çeken Arınç, yazılı medyanın dün olduğu gibi yarın da var olacağını ifade etti.
Arınç, göreve geldiklerinde medya sektöründe yasal düzenlemeleri ele aldıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bütün medya türlerini içine alan yasa tasarısı düzenlemelerinde, öncelikle Basın Kanunu'nu sayabiliriz. Çok fazla bir ceza hükmü taşımıyor. En azından şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza burada yok. Daha çok usul ve esasları belirlenmiş. Şu ana kadar da çok ciddi bir şikayet almadık. Yine çağdaş ve özgürlükçü bir Basın Kanunu olarak genelde kabul ediliyor. İtiraz edenler de olabilir tabii''
İnternet çalışanlarına basın kartı
Yeni yasama yılı başladığında internet medyasıyla ilgili kanunu çıkaracaklarına dikkati çeken Arınç, taslağının kendisinde olduğunu ve paylaşımının yapılacağını söyledi.
Arınç, konuyla ilgili 3 itirazla karşılaştıklarını ifade ederek, internet medyasında hedeflediklerinin, haber portalları olduğunu kaydetti.
Haber siteleriyle ilgili bir düzenleme yapmak istediklerini belirten Arınç, ''Bunu, Basın Kanunu çerçevesinde, kanunun gazetecilere tanıdığı hakların tamamından istifade edeceği noktaya getirmek. Bunun içine reklamı, ilanı, basın kartı ve diğerlerini koyabilmek. Basın kartı ve diğerlerini de gazetecilik yapan bu arkadaşlarımızın hakları olduğunu düşündük. Burada bir itiraz yoktu. Haber siteleri, bundan sonra internet medyasının Basın Kanunu içerisine uyarlanmasıyla bu haklardan istifade edecek'' diye konuştu.
Arınç, yazılı medyada bazı itirazların olduğunu kaydederek, bunun, ''köşe yazarları veya gazete çalışanlarının emeklerinin, onlardan habersiz internete aktarım olduğu'' konusunda olduğunu bildirdi.
Diğer tarafın dinlendiğinde ise bu haberin kamuya mal olduğunun ifade edildiğini dile getiren Arınç, onlara da hak verilecek bazı noktalarda olduğunu bildirdi.
Basın Kanunu'nun 14. maddesinin aslında bu sistemi getirdiğini ifade eden Arınç, ''Onu biraz daha revize edip, 'bu hakları da koruyabilecek bir noktaya gelebilir miyiz?' diye düşündüm. Bunu da bir düzenleme maddesi olarak getirdik. Maalesef ancak getirebildik'' dedi.
''Paylaşım sitelerinde insanlara hakaret edilmesi herkesi rahatsız ediyor''
Bilişim yoluyla işlenen suçlara ilişkin 6 veya 7 yıl önce çıkan bir kanunun olduğunu anlatan Arınç, bu kanunun yürürlükte olmasına rağmen fazla bir etkisinin olmadığını söyledi.
Arınç, internetteki paylaşım çeşitli yollarla hakaretler yapıldığını ve bunların herkesi rahatsız ettiğini vurgulayarak, bundan keyif alan kişiler ve grupların bulunduğunu kaydetti.
''Daha işler bir ceza sistemi olabilir mi?'' diye düşündüklerini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''Ben bu işin sahibi bir bakan olarak itiraz ettim. Dedim ki biz bir pozitif düzenleme yapıyoruz. Bu düzenleme internet medyasındaki haber sitelerini Basın Kanunu içine almak ve onlara hak vermektir. Ama siz bir ceza hükmü getirmek istiyorsunuz, onu ayrıca yapacaksanız onun sahibi Adalet Bakanlığı olsun. 'Bu yolla işlenen suçlar nedir, nasıl cezalar veriliyor, bunun istatistiği nedir, ne kadar etkili olmuştur', bütün bunları da negatif bir ceza sistemi içerisinde tartışacaksanız 'onun yeri farklıdır' diye düşünmüştük. Biz kendimize göre hazırlığımızı bitirdik. Bazı müeyyidelerle 15 maddelik bir kanun taslağı hazırladık. Önümüzdeki günlerde tekrar Bakanlar Kurulu'na sunacağız.
Basın özgürlüğü veya bu konudaki hukuksuzluklar, içeride olmak üzere yargılananlar bütün bunlar Türkiye'nin bu günlerde bir gerçeği. Mesela bizim Basın Kanunu'nda, Radyo Televizyon Üst Kurulu Kanunu'nda veya internet medyasıyla ilgili yapacağımız düzenlemede şahsi hürriyeti bağlayıcı bir ceza yok. 'Ben bundan dolayı zarar gördüm, bu kadar hapse mahkum oldum' diyemez kimse. Peki nereden ceza görüyorlar. Bir, mutlaka Türk Ceza Kanunu'ndan, ikincisi, Terörle Mücadele Kanunu'ndan bir de özel müeyyidesi olan ceza içeren maddeler var. Ama tecrit sınırları içerisinde olduktan sonra yine şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza gündeme gelmeyebiliyor.''
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'