Başkentte resmi bilanço başka, gerçek başka
Gezi Parkı'nda başlayan ve yurt geneline yayılan direniş eylemlerinde polis kurşunuyla Ethem Sarısülük’ün yaşamını yitirdiği başkentte, eylemlerdeki gözaltı sayıları bile tutulamadı.
Çünkü iki tip gözaltı yapıldı; bir resmi kayıtlara girenler, bir de sokaklardan toplanıp nezarethaneye konulmadan Mamak çöplüğüne dövülerek bırakılanlar. Resmi olan gözaltı sayısı bile binlerle ifade edilirken polisin müdahalesinde 22’si durumu ağır olmak üzere 1549 kişi yaralandı, 4 kişi gözünü kaybetti, 8 kişi ağır kırıklı kafa travması yaşadı. Tutuklanan 36 kişiden 21’i itiraz üzerine bırakılırken halen 15 kişi tutuklu.
Ankara’da, polisin asıl hedefindeki yerlerin başında Kızılay ile Kennedy Caddesi, Kuğulupark ve Tunalı Hilmi Caddesi geldi. Zaten Türkiye’deki beş kayıptan birisi olan Ethem Sarısülük de 1 Haziran’da Kızılay’da bulunan Güvenpark’ta katledildi.
Binlerce gözaltı
Hemen hemen her gün polis olaylara müdahale ederken ara sokaklara dağılanları her gece gözaltına aldı. Ancak başkentte bir ay boyunca toplam kaç kişinin gözaltına alındığıyla ilgili resmi rakam bulunmuyor. Bu nedeni ise bir “resmi” olarak gözaltına alınanlar, bir de “gözaltına alınmış gibi” yapılanların olmasından da kaynaklanıyor.
Yalnızca 31 Mayıs ile 4 Haziran arasında Ankara’da resmi kayıtlara göre 765 kişi gözaltına alındığı dikkate alınırsa, toplam gözaltı sayısının binlerle ifade edilmesinin abartılı sayılmayacağına dikkat çekiliyor. Öyle ki 12 Eylül darbesinde olduğu gibi gözaltına alınanların sayısının çokluğu nedeniyle nezarethanelerde yer kalmayınca spor salonları “gözaltı merkezine” dönüştürüldü. Gözaltına alınan kimileri ise Emniyet yerine mahalle karakollarına bırakıldı. Adliyeye götürülen bu kişiler nedeniyle kimi savcıların “Bunları nerede gözaltına aldınız?” sorusunu yönelttiği polisler, “Bizim karakola bıraktılar” yanıtı verdi.
Darbe de çıktı
Gözaltına alınan ve tutuklananlara örgüt üyeliği suçlamasında bulunulurken Ankara’daki ikinci bir soruşturmanın konusu ise darbe oldu. Gözaltına alınanlardan kimileri ise “... cebir ve şiddet kullanarak, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit yöntemleriyle devlet otoritesini zaafa uğratmak, devletin iç güvenliğini, kamu düzenini bozmak, Başbakanlık, bakanlıklar ve TBMM binalarının işgal edilmeye çalışıldığı” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev