Bayındır'dan koltuk değnekli protesto

BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, tepki olarak, bütçe görüşmelerinden konuşma yapan Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın yanına giderek, kullandığı koltuk değneğini Kavaf'ın oturduğu sıraya bıraktı.

Bayındır'dan koltuk değnekli protesto
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.12.2010 - 10:04

TBMM Genel Kurulunda, Gümrük Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, SHÇEK, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü bütçeleri görüşülmeye başlandı.

BDP Grubu adına konuşan Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Türkiye'nin sosyal devlet olma konusunda çok yol kat etmesi gerektiğini savundu. İşsizliğin Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu ve AKP'nin bu soruna yönelik ciddi bir çözümünün olmadığını savunan Ata, Türkiye'de yoksullukla mücadelenin ''yoksulluğu azaltmadığını'' söyledi. Ata, sosyal dayanışmaya ve yardımlaşmaya ayrılan payın yetersiz olduğunu öne sürdü.

Bacağı kırık olduğu için bir süredir tedavi gören BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, bu süreç içerisinde ilk kez Genel Kurula geldi. Kürsüye koltuk değneğiyle çıkan Bayındır, ''olma ya da olmamak'' sözünü İngilizce ve Kürtçe de söyledi. Bayındır, ''Bu, sizi yaraladı mı?'' diye sordu. Milletvekillerine ''Bugün burada bu halde konuşmamın sorumlusu hepiniz değil misiniz?'' diye seslenen Bayındır, ''Devletin resmi ideolojisi değil midir? Beni yok ederseniz Kürt halkını da yok edeceğinizi mi sanıyorsunuz? Bedenim lime lime de olsa bir bacağım değil iki bacağım da kırılsa beni ruhen, inanç olarak özgürlük mücadelemden asla vazgeçiremeyeceksiniz'' dedi.

Bayındır, Devlet Bakanı Aliye Selma Kavaf'a yönelik, ''Kadından sorumlu Bakansınız. Benim hakkımı aramak, soruşturmak, bu şiddetin sonuçlarını ortaya çıkarmak sizin göreviniz değil miydi? Hiç bir şey yapmadınız'' diye konuştu. Kavaf'ı istifaya davet eden Bayındır, ''Benim hakkımı aramıyorsanız, haklarını savunmakla sorumlu olduğunuz kadınların haklarını da arayamazsınız. Adınız kadından sorumlu ama neden sorumlu olduğunuz belli değil'' dedi.

Bayındır, konuşması sırasında söz atılması üzerine AKP Konya Milletvekili Hasan Angı'ya dönüp değnek koltuğunu göstererek ''Benim T.C. kimlik numaram bu, zoruna mı gitti? Otur oturduğu yerde'' karşılığını verdi. Bayındır, 2011 bütçesinin ''seçim bütçesi'' olduğunu savundu.
 

Boşanmalar yüzde 40 arttı

MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın, çocuklara, yaşlılara gösterilen ihtimamın ''medeniyet ölçüsü'' haline geldiğini kaydetti. ''Yardım'' kelimesinin incitici bir kavram olduğunu ve bunun yerine ''hak'' kelimesinin kullanılması gerektiğini söyleyen Yalçın, ''Kim hangi kurumdan hangi yardımı almaktadır belirsizdir ve önemli kaynaklar heba olup gitmekte, yardımlar gerçek hak sahiplerine ulaşmamaktadır'' dedi. Yalçın, ''Kış günü kırmızı ışıkta arabaya yanaşan çocukları sadece biz mi görüyoruz?'' diye sordu.

MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal, AKP'nin 8 yıllık süreçte ''dönüşüm ve değişim'' gibi kavramları ''iyi kullandığını'' belirterek, ''Demokrasiyi, etnik bölücülüğü siyasallaştırmak için kılıf yaptınız'' dedi. Hiç bir dönemde olmadığı kadar aile yapısının sarsıntı geçirdiğini ileri süren Bal, son beş yılda boşanmaların yüzde 40 arttığını, ailenin korunması için devletin gereken tedbirleri alması gerektiğini ifade etti. Bal, Türkiye'nin cinsiyet eşitsizliğinde sınıfta kaldığını öne sürdü.

 

'Tüketilen akaryakıtın önemli bir miktarı kaçak olarak girmektedir'

CHP Antalya Milletvekili Atila Emek, Gümrük Müsteşarlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Müsteşarlığın en önemli görevleri arasında, her türlü kaçakçılığı önlemenin yer aldığını hatırlattı. Sınırlardaki kaçakçılığın tam olarak önlenememesinin, acı bir gerçek olarak ortada durduğunu kaydeden Emek, Türkiye'nin gümrük kapılarının yol geçen hanına döndüğünü öne sürdü. Akaryakıt, şeker ve canlı hayvan başta olmak üzere, ciddi boyutlarda kaçakçılığın olduğunu, bunun ülke ekonomisine zarar verdiğini ifade eden Emek, ''Ülkemizde tüketilen akaryakıtın önemli bir miktarı kaçak olarak girmektedir'' dedi. Emek, AKP iktidarında Gümrük müfettişlerinin çalıştırılmadığını, baskı altında tutularak sindirildiğini, görevini namusuyla yapanlar hakkında soruşturma açıldığını iddia ederek, ''AKP iktidarı, devletin diğer kurumlarında yaptığı kuşatma ve tahribatı, Gümrük Müsteşarlığı bünyesinde de gerçekleştirmektedir'' diye konuştu.

CHP Aydın Milletvekili Fatih Atay, Devlet Personel Başkanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların aynı işi yapmasına rağmen farklı statüde olması, farklı maaş almasının eşitsizlik olduğunu belirtti. Atay, 4-B, 4-C statüsü gibi kavramları sona erdirip, ortak bir düzenleme yapılması önerisinde bulundu. Memur alımı denilince Hükümet'in aklına Diyanet İşleri Başkanlığının geldiğini öne süren Atay, Diyanete yaklaşık 22 bin personelin açıktan atandığını, kamuda çalışan imam sayısının doktordan daha fazla olduğunu belirtti.

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Türkiye'de aile içi şiddetin ve ailelerin parçalanmasının temel nedenlerinden birinin, yoksulluk olduğunu ifade ederek, ''Bedenini satarak hayatını kazanan 15 bin vesikalı kadına karşılık, 30 bine yakın kadın da hayatını, bedenini satarak karşılamak üzere vesika başvurusu yaptı. Bunlar yoksulluğun sonucudur'' dedi.
 

'Kadının güçlenmesini istemiyor'

CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, erkek ve kadın arasındaki güç dengesizliğinin ciddi ve yaygın sonucunun, cinsiyet temelli şiddet olduğunu kaydetti. Erbatur, kadına yönelik şiddetin, Türkiye'de en yaygın aile sorunu olarak devam ettiğini dile getirdi. Erbatur, çalışma yaşamından uzak kalan kadının, toplumun diğer alanlarından da uzak ve kopuk yaşadığını, karar alma süreçlerine katılamadığını, ailedeki erkeğin ise ''Hükümet'teki anlayış gibi'' kadının güçlenmesini istemediğini öne sürdü. CHP'li Erbatur, kadının güçlendirilmesinin, ailenin güçlendirilmesi olduğunu sözlerine ekledi.

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, kadınların yüzde 41'inin ilkokul diplomasının bile olmadığını, sağlıkta ciddi eşitsizliklere uğradığını söyledi. Arıtman, kadınların yaşam hakkını koruyamadıklarını, Türkiye'de 7 yılda kadın katliamlarının ''zirve yaptığını'' ifade etti. Kadınların, her alanda çok ağır bir eşitsizlik ve ayrımcılık yaşadığını, 8 yıllık AK Parti iktidarında kadınların her alanda geriye gittiğini öne süren Arıtman, söz konusu dönemde ''Kadınların geriye götürülmesi projesi uygulandığını, gizli bir kadın düşmanlığı bulunduğunu'' ileri sürdü.
 

'Ruhları da üşür'

AKP Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali, dış ticaretin kolaylaştırılması, yasa dışı ticaretin engellenmesi yolunda her türlü önlemlerin alındığını belirterek, Gümrük Müsteşarlığının, farklı alanlara ilişkin politikaların uygulayıcısı, denetleyicisi konumuna geldiğini dile getirdi.

AKP Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı, farklı kamu kurum ve kuruluşlarında, benzer statüde görev yapanların mali haklarının birbirinden farklı olduğunu belirterek, tek kanuna dayalı bir ücret rejiminin uygulanmadığını söyledi. Ödeme kalemlerinin çok fazla olduğuna işaret eden Kabakcı, ''Maaş ödeme kalemleri, inanılmaz sayıdadır. Ödeme kalemlerinin sayısının azaltılması konusunda Devlet Personel Başkanlığı çalışmalarını sürdürüyor'' dedi. Kabakcı, kamu personel rejiminin, objektiflik, yeterlilik, yerinde istihdam, adil ücret, kariyer geliştirme konularında yetersiz kaldığını ifade etti.

AKPi Tokat Milletvekili Dilek Yüksel, sosyal yardım uygulamasının önemine işaret etti.
AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara, SHÇEK bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, çıkan kanunla, kurumun sorumluluk alanlarının arttığını söyledi. İncekara, kurumun en büyük eksikliğinin, yetişmiş eleman olduğunu kaydetti. Çocukların sadece sırtlarının üşümediğini, ruhlarının da üşüdüğünü dile getiren İncekara, çocukların en çok sevgi ve güven ihtiyacı duyduğunu anlattı. İncekara, bütün kurumların, bir işbirliği içinde, aileyi yaşatmaya, bir arada tutmaya yönelik organizasyonları gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi.
 

'Kadın olurum diye mi...'

AKP İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, ''Özürlülere yardım etmek gerekiyor, çünkü bir gün biz de özürlü olabiliriz'' denildiğini ifade ederek, ''Kuvvetli bir kadın hakları savunucusuyum, yarın öbür gün kadın olurum diye mi yapıyorum bunu'' dedi. Görme engelli olan Ayva, ''Özürlülere verilen hizmetlerin kıymetini bilmek için görmemek lazım'' dedi.

AKP Trabzon Milletvekili Safiye Seymenoğlu, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün, Türkiye'de kadınların, toplumsal fırsatlardan erkeklerle eşit şekilde yararlanmasına yönelik önemli bir proje uyguladığını anlattı.

 

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf

Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığına bağlı kurumların 2011 yılı bütçeleri üzerinde yaptığı konuşmada, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün, iktidarları döneminde teşkilat yasasına kavuştuğunu, bütçe alabilir hale geldiğini anlattı.
Konuşmalarda, OECD'nin, Dünya Ekonomik Forumu'nun bazı sıralamalarından söz edildiğini anımsatan Kavaf, Türkiye'de kadınların yılda tahmini olarak 5 bin 352, erkeklerin 20 bin 441 dolar; Surinam'da kadınların 4 bin 794, erkeklerin 10 bin 875; Uganda'da kadınların 865, erkeklerin ise bin 256 dolar kazandığını söyledi.

Kavaf, Türkiye'de yüksek öğrenimde okullaşma oranlarının kadınlarda yüzde 34, erkeklerde yüzde 43, Surinam'da kadınlarda yüzde 16, erkeklerde yüzde 9, Uganda'da kadınlarda yüzde 3, erkeklerde yüzde 4 olduğunu kaydetti. Bakan Kavaf, ''Aradaki makas farkından dolayı ülkemiz, sözü edilen sıralarda yer almıştır. Türkiye'yi, Surinam ve Uganda ile kıyaslamıyoruz. Bizim ülkemizde kadınlarımızın elde ettiği gelir, Uganda'nın 10 katıdır'' dedi. Kadınları, bireysel tercihlerinden dolayı başörtülü-başı açık diye ayırmadıklarını ifade eden Kavaf, ''Ya da ideolojik tercihlerinden dolayı kategorize etmiyoruz. Bu ayırımı ve bu kategorizasyonu yapanların kimler olduğunu Meclisin takdirine sunuyorum. İkna odalarını ve insanın en temel hakkı olan eğitim hakkını, bireysel tercihinden, başörtüsünden dolayı kimlerin engellediğini yine Meclisin takdirine bırakıyorum'' dedi. Kadına yönelik şiddeti kınadıklarını, tasvip etmediklerini belirten Kavaf, sadece kınamakla kalmadıklarını, TCK'da, Ailenin Korunmasına Dair Kanun'da değişiklik yaptıklarını anımsattı.

Kavaf, ''Bir insan niye siyasete, milletvekilliğine talip olur, mücadelesini meşru siyasi zeminde, parlamentoda yapmak için. Ama mücadele yeri olarak parlamentoyu değil de sokağı, sokak çatışmalarını tercih ediyorsunuz, onun sonuçlarından dolayı Hükümet'i ya da beni sorumlu tutmanın takdirini parlamentoya bırakıyorum'' dedi.

'SHÇEK'in hizmet önceliği'

Bakan Kavaf, sosyal sorumluluk anlayışlarının temelinde ise kaynakların gelecek nesillere çoğalarak, geliştirilerek aktarılmasını sağlayacak olan sürdürülebilirlik ilkesinin yer aldığını vurgulayarak, bu nedenle hizmetlerini sadece bugünün değil, yarının Türkiye'sine de çözümler üretecek biçimde planladıklarını anlattı. Kavaf, bunun için bütün Türkiye'yi taradıklarını, ihtiyaç analizleri yaptıklarını, sosyal hizmet haritaları hazırladıklarını söyledi.
SHÇEK'in hizmet önceliğini; aile merkezli koruyucu ve önleyici çalışmaların oluşturduğuna işaret eden Kavaf, kurum bakımına ihtiyacı olan çocuk, genç, özürlü, kadın ve yaşlılar için sunulan hizmetlerin her kesimin farklı ihtiyaçlarına göre alternatifler oluşturacak biçimde yeniden düzenlendiğini ifade etti.

Kavaf, yeni hizmet modellerinin; ihtiyaç sahiplerine, en yüksek kalitede ve bulundukları yerde hizmet verme ilkesiyle oluşturulduğunu vurguladı. Kavaf, Hükümet'in, devletin himayesine ihtiyaç duyan ancak sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara ulaşabilmek amacıyla SHÇEK'in bütçesinde, önceki yıllara oranla önemli artışlar sağladığını dile getirdi.

 

'10 bin 948 çocuk evlat edinildi'

Öz ailesi yanında destek, koruyucu aile, evlat edindirme, evde bakım gibi yeni hizmet modellerinin, başka ülkelerce örnek alındığını anlatan Kavaf, bu kapsamda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. 2003 yılına kadar 6 bin 976 çocuk evlat edindirilirken, bugün 10 bin 948 çocuğun evlat edindirildiğini bildiren Kavaf, ''2003'te 515 çocuğumuza koruyucu aile yanında bakım hizmeti verilirken bu kapsamda yer alan çocuk sayısı bin 227'ye ulaşmıştır. Aile yanında bakımın mümkün olmadığı durumlarda ise koğuş tipi uygulamalardan süratle vazgeçiyoruz. Bunun yerine küçük merkezlerde veya müstakil binalardan oluşan siteler içinde çocuklarımızın yaşlarına ve ihtiyaçlarına uygun biçimde düzenlenmiş mekanlarda hizmetlerimizi sürdürüyoruz'' diye konuştu.

Çocukların ev ve aile ortamının güvenliğini, sıcaklığını, toplumsal yaşamı, komşuluk ilişkilerini, örf ve adetleri yaşayarak öğrenebilecekleri, 5-6 çocuğun bir arada kaldığı çocuk evlerini yaygınlaştırdıklarını anlatan Kavaf, ''Çocuk evleri, SHÇEK tarihinde ve kurum bakımı yaklaşımında reform niteliğindeki örnek bir uygulamadır. Türkiye genelinde 284 çocuk evimiz var ve 201l sonuna kadar bu sayıyı 400'e çıkarmayı planlıyoruz'' dedi. Kavaf, 2003'de 170 kapasiteli 8 kadın konukevine karşılık bugün 867 kapasiteyle 38 kadın konukevinin hizmet verdiğini anlattı. Kavaf, bu sayıyı 2011'de 50'ye çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi. Engellilere yönelik çalışmalar hakkında da bilgi veren Kavaf, iktidarlarından önce engellilerin evlerin bodrum katlarında, insan önüne çıkarılmadığını söyledi.

'Kıyameti koparacağım'

BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, bakanın konuşmasının ardından yerinden söz alarak, Kavaf'ı eleştirdi. Bayındır, Kavaf'ın özeleştiri yapması ve hesap vermesi gerektiğini savunarak, ''Yoksa, şurada kıyameti koparacağım. Aynası Uganda, Ruanda olanın zaten yüzüne bakılmaz. Kadından sorumlu bakan olarak özeleştiri vermesi, istifa etmesi gerekirken beni bu şekilde itham etmesini, hedef göstermesini kınıyorum. Kusur, panzerden su sıkan değil, burada o tazyiki yaratan anlayıştır. Siz burada papağanlık mı yapacaksınız yoksa gerçek anlamda kadın haklarını mı savunacaksınız'' diye konuştu. Bayındır, daha sonra Kavaf'ın yanına giderek, kullandığı koltuk değneğini Kavaf'ın oturduğu sıraya bıraktı. Bir süre Kavaf ile konuşan Bayındır, ardından koltuk değneğiyle Genel Kurul Salonu'ndan ayrıldı.

 

Bazı bütçeler kabul edildi

Gümrük Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, SHÇEK, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Aile ve Sosyal Araştırmalar ile Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü bütçeleri TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, sosyal yardımlar çerçevesinde dağıtılan kömürlerden eğer hava kirliliğine neden olan varsa, bunlarla ilgili soruşturma yapacaklarını kaydetti. ''Yardımların merkezileşmesinin'' söz konusu olmadığını dile getiren Yazıcı, herhangi bir yerde uygulamada somut olarak bir kayırma, haksızlık varsa, bunun kendisine bildirilmesini istedi. Kömür yardımlarının devam edeceğini ifade eden Yazıcı, bu yardımların sadece vatandaşların ihtiyacını gidermeye dönük olmadığını, bu proje çerçevesinde binlerce kişinin kömür ocaklarında çalıştığını, binlerce nakliyecinin iş bulduğunu ve istihdam oluşturduğunu söyledi. ''Yazın kömür dağıtıldığına'' ilişkin eleştiriler olduğunu belirten Yazıcı, 2 milyon ton kömür dağıtıldığını, bu kadar kömürü kısa zamanda dağıtmanın mümkün olamadığını ve bu dağıtımın her mevsim uygulanmak durumunda olduğunu anlattı.

Devlet Bakanı Aliye Kavaf da sokakta yaşayan veya çalıştırılan çocukların mobil ekiplerle toplandığını belirterek, ''Ailelerine ulaşılabilirse gerekli hukuki işlemleri başlatıyoruz. Eğer ailesi çocuğunu sahiplenmiyor ve ilgilenmiyorsa o zaman kendi kurumlarımızda bakım altına alıyoruz, yaşlıları da huzurevine yerleştiriyoruz'' dedi. Kayıp çocukların sayısının emniyet rakamlarına göre 1100 olduğunu dile getiren Kavaf, ''580'i bizim kurumlarımızda kayıtlı olup, kayıp olarak nitelendirilen ama gerçekte kayıp olmayan, sokağın kontrolsüz yaşamına alışkın oldukları için kurum bakımını reddeden çocuklarımız. Yine onlara yönelik de çalışmalarımızı sürdürüyoruz'' diye konuştu.

Kavaf, kurumlarda, bayramlarda ve özel günlerde çocukların özel alanlarının, onların iradesi dışında ziyarete açılmasına müsaade etmediklerini belirtti. Bir soru üzerine Kavaf, Milli Eğitim Bakanlığı'nın sınav açarak 5 bin engelliyi istihdam ettiğini, şimdi Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ile diğer kurum ve kuruluşların engelli istihdamındaki sorumluluklarını yerine getirmek üzere girişimde bulunduklarını söyledi. Engelli kadrolarının doldurulamamasının; özürlülerin meslek sahibi olmamasından kaynaklandığını ifade eden Kavaf, ancak eğitimden kaynaklanan eksikliklerinin giderilmesi için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler