Baykal, belediye başkan adaylarını açıkladı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Bursa ve Sakarya büyükşehir belediyelerinin de aralarında bulunduğu 7 ilin belediye başkan adayını açıkladı. Baykal, Bursa'da Sena Kaleli, Sakarya'da Cem Hatunoğlu, Kütahya'da Prof. Dr. İsmail Hakkı Düğer, Uşak'ta Ahmet Talat Arca, Bolu'da Tanju Özcan, Çanakkale'de Ülgür Gökhan ve Yalova'da Ertan Şener'in CHP'den belediye başkan adayı olacağını bildirdi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Türkiye'nin gündeminin saptırılmasına, bir korku imparatorluğuna teslim edilmesine, Türkiyemizdeki dürüst, namuslu, aydın düşünceli, cumhuriyetçi insanların baskı altına alınmasına, bu memleketin ahlaklı evlatlarının en haksız suçlamalarla mağdur edilmesine karşı elbette mücadele edeceğiz'' dedi.
Genel Başkan Baykal, CHP Bursa İl Başkanlığı'nca partiye katılımlar ve belediye başkan adaylarının açıklanması dolayısıyla Fethiye Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin tarihi bir dönüm noktasında olduğunu, ülkenin çok önemli sorunlarla karşı karşıya bulunduğu söyledi.
Ülkenin her alanında, ekonomisinde, hukuk, anayasal, kültürel düzeninde, sosyal yapısında, uluslararası ilişkilerinde, ahlak ve dürüstlük alanında çok önemli kırılmalar yaşandığını kaydeden Baykal, sorun ve sıkıntılarla ilgili olarak tarihi görevler üstlendiklerini, tarihi sorumluluklar taşıdıklarını ifade etti.
Deniz Baykal, Türk milletinin önünde seçim olduğunu hatırlatarak, ''Türkiye bu seçime yaşanmış 6 yılı aşkın dönemin ortaya koyduğu gerçekleri değerlendirerek girecektir'' dedi. Ülkenin temel gündeminin ortada olduğunu söyleyen Baykal, şöyle konuştu:
''Bu gerçek gündemin yapay birtakım saptırmalara teslim edilmemesi için en büyük duyarlılığı göstermek görevi bizim omuzlarımızdadır. Türkiye'nin gündeminin saptırılmasına, bir korku imparatorluğuna teslim edilmesine, Türkiyemizdeki dürüst, namuslu, aydın düşünceli, cumhuriyetçi insanların baskı altına alınmasına, bu memleketin ahlaklı evlatlarının en haksız suçlamalarla mağdur edilmesine karşı elbette mücadele edeceğiz. Ama halkımızın gerçek gündeminin saptırılmasına da izin vermeyeceğiz. Gerçek gündemimiz ekonomidir. Halkımızın ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik tablo, geride bıraktığımız 6 yılın israf edildiğini bize göstermektedir.''
Baykal, şu anda 2002 yılından çok daha yüksek borç yükü altında olan Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının durduğunu, ekonomik küçülme dönemine sürüklenmeye başlamış bir ülke konumunda bulunduğunu belirtti.
'İki katının üzerinde borç'
''Bugün Türkiye son dönemlerin en ağır işsizlik bunalımıyla karşı karşıya kalmış bir ülke durumundadır'' diyen Baykal, şöyle devam etti:
''Bugün ülke, devletiyle borçlanan, devletiyle açık veren, şirketiyle borçlanan, şirketiyle açık veren, ailesi borçlanan, ailesiyle açık veren bir ekonomiler düzeni içine yerleştirilmiştir. Bunun ana nedeni, 6 yıldır Türkiye'de izlenen temel politikadır. Türkiye 6 yıl önce çok büyük imkanlara sahipti ama maalesef bu 6 yıl israf edilmiştir. Günü kurtarma adına Türkiye borç üzerine borç yapma çizgisine çekilmiştir. Ekonomi açık vermiştir. 'Açığı idare ediyoruz borçla daha müreffeh bir yaşam görüntüsü verebiliyoruz' tesellisiyle o dönem taşınmıştır. Bugün Türkiye'nin 500 milyar dolar üzerinde borcu vardır. 220 milyar dolar borçla devraldı bu hükümet Türkiye'yi, iki katının üzerinde borç yaptı.''
Baykal, 2002 yılında Türkiye'nin büyüyen bir ekonomi olduğunu, şimdiyse küçülen ekonomi noktasına geldiğini ifade ederek, fabrikaların birbiri ardına kapandığını, iş yerlerinden insanların çıkarıldığını, işsizliğin giderek ağırlaşan bir sorun haline geldiğini vurguladı.
Türkiye'nin sadece bugün uluslararası kriz nedeniyle değil uzun bir süreden beri izlenen politikaların sonucu giderek artan işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ileri süren Baykal, ''3 yıl önce İstanbul'da, Bursa'da, 30 binin üzerinde, 35 bin kişi işini kaybetmişti. Geçen yıl 42 bin kişi işini kaybetti. Bu yıl 55 bin kişi Ocak ayında işini kaybetti. Bu gidiş, gidiş değildir'' dedi.
'Artık çark dönemez hale gelmiştir'
Baykal, bu gidişin üretmeye, yatırıma, tasarrufa ve haklı kazanca değil kolay paraya, borca, krediye, repoya, ithalata dayalı bir ekonomik çarkı çevirme politikası olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Bu çarkın doğal sınırlarına gelinmiştir, sadece Türkiye'de değil dünyada da gelinmiştir. Dünyada gelindiği için Türkiye'de de o doğal sınırlara gelinmiştir. Artık çark dönemez hale gelmiştir. Bundan sonra Türkiye'nin önünde artık alın terinin, emeğin, üretimin, yatırımın, ihracatın destekleneceği, sanayinin teşvik edileceği, tarımın sahiplenileceği, ihracatın teşvik edileceği, istihdamın teşvik edileceği, yeni bir politikaya mecburiyet vardır ve bu politika bütün dünya çapında sosyal demokrat anlayışın ön plana çıktığı, sosyal demokrat duygularla, düşüncelerle, ilkelerle ancak dünya ekonomisinin toplanacağının, toparlanacağının anlaşılmaya başlandığı bir dönemde kendisini gösteriyor. Dünyada sosyal demokrat anlayış ön plana çıkıyor. Hiç kuşku yok Türkiye'de de sosyal demokrat anlayış artık ön plana çıkmak zorundadır. Türkiye'nin kurtuluşu sosyal demokrat anlayıştadır.''
'Yolsuzluk artık kurumsal bir nitelik kazandı'
Deniz Baykal, Türkiye'de yolsuzluğun artık kişisel, ''haramzade, sütü bozuk insan yolsuzluğu'' olmaktan çıktığını belirterek, ''Türkiye'de yolsuzluk artık yapısal, kurumsal, toplumsal bir nitelik kazanmaya başladı. Yolsuzluğu yapan tek kişi değil, ekip kuruyor. Ekip halinde yolsuzluk var. Kolektif yolsuzluk var'' dedi.
Baykal, Fethiye Kültür Merkezi'ndeki konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti kurucuları Mustafa Kemal Atatürk ve çalışma arkadaşlarının ülkeyi dürüst bir zihniyetle, doğru bir ekonomik politikayla yöneterek sanayisini yaptığını, ulaşımını gerçekleştirdiğini, limanlarını, okullarını, üniversiteleri kurduklarını, sağlık sorunlarını çözmeye yöneldiklerini ve ülkeyi bölgenin en güçlü en istikrarlı ekonomisi haline getirdiklerini söyledi. Deniz Baykal, ''Ekonomik küçülme, borçlar ortada. Bu saklanamaz. Borcu 220 milyar dolardan 500 milyar dolara çıkarmışsınız, elde avuçta ne varsa satmışsınız. O dönemin güç koşulları içinde yapılmış ne kadar sanayi tesisi, ne kadar büyük kuruluş varsa tümünü satmışsınız. Sonuç ne? Sonuç, borç, yoksulluk, işsizlik'' diye konuştu. Baykal, bu tabloyla seçimlere giderken Türkiye'nin bu anlayışı değerlendireceğini, vatandaşların ülke ekonomisinin iyi yönetilip yönetilmediğini düşüneceğini ve ona göre oy vereceğini dile getirdi.
'Kollektif yolsuzluk var'
Deniz Baykal, şöyle konuştu: ''Yolsuzluk her ülkede zaman zaman olur. Yaşamın bir parçasıdır. Ama yolsuzluklar karşısında siyasetin bu yolsuzlukları bertaraf etmek gibi bir temel görevi vardır. Yaşanan yolsuzluklar karşısında siyaset, onun önünü almakla, bunun için gereken önlemleri düşünüp, uygulamaya koymakla yükümlüdür. Yolsuzluk kişisel olur. Sütü bozuk insanlar vardır. Haramzade insanlar vardır. Onlar boş durmazlar. Onlar her fırsatı değerlendirmek isteyebilirler. Ama ülkeyi yönetenlerin görevi, onlara destek olmak, onlara sahip çıkmak, onlarla işbirliği yapmak, onlardan yararlanmaya yönelmek değil, tam tersine onlara dürüst davranmak zorunda olacakları bir hukuk ve toplum düzenini ortaya koymaktır. Şimdi Türkiye'de neye tanık oluyoruz? Türkiye'de yolsuzluk artık kişisel, haramzade, sütü bozuk insan yolsuzluğu olmaktan çıktı. Türkiye'de yolsuzluk artık yapısal, kurumsal, toplumsal bir nitelik kazanmaya başladı. Yolsuzluğu yapan tek kişi değil, ekip kuruyor. Ekip halinde yolsuzluk var. Kolektif yolsuzluk var.'' Baykal, Türkiye'de artık yolsuzluk için dernekler, şirketler kurulduğunu, devletin himayesinde yolsuzluk yapmak için insanların bir araya geldiklerini ileri sürdü.
'Ulusal silkiniş ruhu'
Gittiği yerlerde vatandaşların artık yaşanan bu tabloyu çok iyi değerlendirdiklerini gözlemlediğini ifade eden Deniz Baykal, ''Ulusal silkiniş ruhunu gittiğimiz her yerde görüyoruz. Türkiye durumun ciddiyetini anlamıştır. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Önümüzdeki seçimlerde bu tablo kendisini gösterecek'' dedi.
Eski siyasi tartışmaların geride kaldığını belirten Baykal, ''Şimdi gün, Türkiye'ye sahip çıkma günüdür. Artık önümüzdeki görev Türkiye'mize, Türkiye'mizin anayasal düzenine, laik demokratik cumhuriyetine, ulusal bütünlüğümüze, Mustafa Kemal Atatürk'e sahip çıkma günüdür. Bunun ilk adımını yerel seçimlerde hep birlikte atacağız'' diye konuştu.
Konuşmasının ardından 7 il ile Bursa'nın ilçelerinin belediye başkan adaylarını açıklayan Baykal, Uludağ Üniversitesi (UÜ) eski Eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda yeni üyeye partisinin rozetini taktı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması