BDP'li Kaplan'dan Ricciardone'ye tepki

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Uludere'de 34 kişinin ölümüne neden olan hava bombardımanıyla ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptıkları başvuru hakkında bilgi verdi. BDP'nin bu sürecin peşini bırakmayacağını söyleyen Kaplan, 16 bölge barosunun da mağdurlar adına ulusal ve uluslar üstü hukuk-yargı sürecini işleteceklerini söyledi.

Kaplan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptıkları başvuru klasöründe, kurbanların kimlikleri ile bilgiler, otopsi belgeleri, olaydan sağ kurutulan tanıkların ifadeleri, insan hakları örgütlerinin raporları, hükümet temsilcilerinin beyanları, muhalefet partilerini açıklaması, TSK'nın olay sonrası resmi açıklaması, helikopterden olay yeri zaptı tutan savcıların tutanakları gibi çok sayıda bilgi belge olduğunu ve 100 kadar da fotoğraf bulunduğunu anlattı. Kaplan, elinde olay yerinde çekilmiş bir fotoğrafı göstererek, "Utanç verici bu fotoğrafın sorumlularının peşindeyiz" dedi. Çocuklarını, yakınlarını kaybeden ailelerin tazminat ödeneceğiyle ilgili açıklamalar üzerine, "Önce failleri bulun" yönündeki cevaplarını aktaran Kaplan, "Bu çok anlamlıdır, anlayana" dedi.
 

ABD Büyükelçisi Ricciardone'nin sözleri

ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone'nın Uludere ile ilgili sözlerini "ilginç tespitleri var" sözleriyle değerlendiren Kaplan, "'ABD'nin hedefle ilgili ilgisi yok' diyor. Ne demek bu? 'Hedefi Türk tarafı belirler' diyor. Sayın Eşbaşkanımız geçmiş grup toplantısını hatırlatmak istiyorum. 4 saatlik görüntüleri soran ve 'predatorlar da var mıydı' diye soranlara 'sır' diyor, 'korumak gerek' diyor. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda ne sır vardır ne zaman aşımı, Sayın Ricciardone, bunu bileceksin. Bunu bileceksin. İnsanlığa karşı suç işlendiğinde ne sır tanırız ne de zaman aşımı. Hiçbir insanlık vicdanı bunu kabul etmez. Kimse dehlizlere bu tür acı olayları, trajedileri kapatmaya çalışmasın" şeklinde konuştu.

Bir grup aborjinin protestosuna uğrayan Avustralya Başbakanı Julia Gillard'ın kaçışıyla ilgili haberleri hatırlatan Kaplan, "Bu Türkiye'de yaşansa ne olurdu" diye sordu. Türkiye'nin mahkumiyetlerde AİHM birinciliği ve ifade özgürlüğünde Türkiye'nin 148'nci sıraya gerilemesinin kendilerini mutlu etmediğini söyleyen Kaplan, Başbakan'ın basın mensuplarına bakış açısını eleştirdi. Kaplan, Başbakan'ın polis fezlekesi ile değil yargı kararları ile konuşması gerektiğini söyledi.
 

'Havadan nasıl olay yeri zaptı tutulur?'

Kaplan'a, Uludere ile ilgili yargı sürecinin devam ettiği hatırlatılarak, neden bunu sonucunun beklenmediği soruldu. Kaplan, "Bu ülkenin Başbakanı olayı baştan örtmeye çalışırsa, bu kadar vahim bir olayda o ülkenin savcısı olayla ilgili zaptı helikopterle havadan tutarsa, o ülkede gizlilik kararı konulursa insanlığa karşı işlenmiş suçlara, tazminat ile örtbas etme çabasına girilirse bizde her alanda bütün yolları deneriz, ulusal, uluslar üstü. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar sadece ulusların sorunu değildir, herkesi ilgilendirir" dedi. Kaplan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işleyişi hakkında da sorular üzerine bilgi verdi. Mahkemenin bir ön inceleme yapıp, benzer başvuruları birleştireceğini, Irak ve Türkiye'den bilgi belge isteyeceklerini anlatan Kaplan, "Havadan nasıl olay yeri zaptı tutulur diye merak ederler sanırım" dedi.
 

'Çiçek eleştiriden mi özel yetkili savcılardan mı çekiniyor?'

BDP'li Kaplan, yeni anayasa çalışmaları kapsamında gelen görüşlerin açıklanmayacağı ile ilgili kararı da değerlendirdi. Kaplan, "Eleştirilerden mi çekiniyor, özel yetkili savcılardan mı çekiniyor? Başkan önce bunu açıklasa daha iyi olur. Çünkü görüş açıklayan birçok kişi kurum kuruluş farklı şeyler önerebilir. O önerilerde mevcut yasalara göre terör suçu sayılır. O zaman savcılar harekete geçer" dedi.

Kaplan, yeni anayasa konusunda daha önce söyledikleri "Yol temizliği şart" açıklamalarını hatırlattı. Karartmanın doğru olmadığını söyleyen Kaplan,yurttaşların yeni anayasayla ilgili önerileri görmesinin gerektiğini söyledi.