"Ben açıklamadan niye üstüne gidilmedi?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın, üniversiteye yerleştirmeyle ilgili ÖSYM'ye gönderdiği iddia edilen ''mail'' konusunda, ''Ben açıklamadan niye bu mailin üzerine gidilmedi, gereği yapılmadı? ÖSYM Başkanı bu maile rağmen bu bakanı aramamışsa o kişinin o görevde oturması sakıncalı. Derhal oradan gitmesi lazım. Bürokratik terbiye onu gerektirir'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.05.2011 - 20:28

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber Televizyonu'ndaki ''Seçim Özel'' programında soruları yanıtladı.

ÖSYM Başkanı'na gönderilen mailin gerçek çıkmamasının ardından ne düşündüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, mailin gerçek çıktığını belirterek, ''Bir mail var ortada. Ben zaten böyle bir mailin olduğunu söyledim'' dedi.

Mailin eski olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Niçin bugüne kadar beklendi. Bakan'la ÖSYM Başkanı arasında bir görüşme olduğu da kesin. Sayın Bakan 'Arkadaşlar benim adıma böyle bir mail gönderildi' deyip hemen savcılığa başvurmalıydı, gereğini yapması lazımdı. Bu yapılmadı, dolayısıyla bunun arkasında ne var bilmiyoruz, ayrıntılar nedir bilmiyorum ama bu konunun açıklığa kavuşmasını isteriz.
Sahte maillerden kaç kişi hapiste biliyor musunuz? Sayın Bakan adına böyle bir şey yapılıyorsa başka biri adına da yapılabilir. Bu, önemli bir gerçeği ortaya çıkardı. Demek ki bir maili esas alıp, yüzde 100 kanıt diye ortaya çıkıp insanları hapislere atmamak lazım, araştırmak lazım.''

Odatv'nin sahibi Soner Yalçın'ın bilgisayarına kendisini birkaç saniyede imha eden bilgi geldiğini, o bilginin kendi bilgisayarında bulunduğunu, İstanbul Teknik Üniversitesinin raporuyla da bunun kanıtlandığını ama Yalçın'ın hapiste olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, her şeyin sağlıklı ve tutarlı ele alınıp değerlendirilmesini ve ona göre karar verilmesini istediklerini belirtti.

Hiç kimseye karşı ön yargıları olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Sayın Hayati Yazıcı'ya karşı da önyargımız yok ama bir bakanın adının kullanılması bir bürokrat tarafından görmezlikten gelinemez. Siz bakansınız, benim mailime bir şey geliyor. Ben en azından telefon açarım, 'Sayın bakan böyle bir şey demişsiniz böyle bir şey mümkün değildir. Siz gerçekten böyle bir mail çektiniz mi, çekmediniz mi? Sorması, söylemesi lazım ki ben bu konuşmasının olabileceği kanaatindeyim. Savcı eğer o telefon görüşmelerini, bu bilgilerin nerelere gittiğini, o ileti sadece ÖSYM'ye mi geldi, yoksa YÖK'e de mi gitti, onları bilmiyoruz.''

Kılıçdaroğlu, kendisinin bu iddiayı ortaya atarken ''böyle bir mail var'' dediğini, bakanın adını vermediğini hatırlatarak, ''Niye bakanın adını vermedim. Doğrudan ilgili bakan tarafından atılıp atılmadığını bilmiyorum. Bu açıklamayı ne zaman yaptım; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 'YGS soruşturması konusunda sürprizlerimiz var' dedi. Ben de 'o sürprizlerden birini biliyorum bakalım ne olacak' dedim'' diye konuştu.

Maili kamuoyuna açıklamadan önce okumadığını ama içeriğini bildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Savcılık olaya el koymuş. Normalde bir bakan yazmaz bunu. Devlet deneyimi olan bir bakan böyle bir ricası varsa açar telefonu söyler. Mail atmaz çünkü bu çok tehlikeli bir şeydir. Biz bu ülkede not yazanları da biliyoruz. Mail atmak o kadar şey değil. Sanki pirüpak, hiçbir bakan ricada bulunmuyormuş gibi... Ben bürokraside çalışıyordum. Bana sizin düşünemediğiniz türden pek çok bakanın ricası olmuştur. Mektup yazılmış, yazılar yazılmış, muhalefetten yazılmış, iktidardan yazılmış. Bunlar gelir, bir ricadır gelmiştir ama bu ricanın gereği yapılır mı? Ben yapmadım yasaya uygun değilse, yasaya uygunsa zaten yapacağız.''

Olayın ortaya çıkarılmasını istediğini ve konuyla ilgili Bakan Yazıcı'nın kendisine teşekkür etmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Bu olayı ortaya çıkarmak mı suç, olayı kapatmak mı suç? Ben olayın ortaya çıkmasını istiyorum. Sayın Yazıcı'nın bana teşekkür etmesi lazım. Adı kullanılarak böyle bir şey yapılmışsa telefon açıp 'Sayın Genel Başkan size teşekkür ederim' demesi lazım, hemen saldırıya geçti. O an kuşkulanıyorum, saldırıya geçtiği an bu gerçekten var mı kuşkulanıyorum'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bu konuda ayrıca şunları söyledi:
''İsim vermeden 'böyle bir ileti var' dedim ama maili görmeden içeriğini anlatamam. Ben sağlamcı bir insanım. Maili göreceğim gözlerimle, okuyacağım ondan sonra ben mailin içeriğinden söz ederim. 'Böyle bir mail var' dedim. Yanlış mı? Hayır. Böyle bir mail var. Ben açıklamadan niye bu mailin üzerine gidilmedi, gereği yapılmadı? ÖSYM Başkanı bu maile rağmen bu bakanı aramamışsa o kişinin o görevden oturması sakıncalı. Derhal oradan gitmesi lazım. bürokratik terbiye onu gerektirir ama bunların hiçbirisi olmadı. Bakalım savcılık nasıl bir sonuca varacak.''


-YOLSUZLUK İDDİALARI-

Bazı eski bakanlarla ilgili iddialarının hatırlatılması ve bu konuda kendisinde belge olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Hayır Sayın Başbakan'ın açıklamaları var'' diyerek konuyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini okudu. Erdoğan'ın Lüleburgaz'da ''AK Parti temiz siyaset sözü vererek geldik. Benim bir bakanım bunu yapamaz. Benim bir bakanım bunu yapamaz. Bugüne kadar bazı bakanlarla atılmış bazı adımlar varsa bunun gerekçeleri vardır. Bugün birçoğu milletvekili adayı olamadıysa nedenleri vardı'' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunların çok ciddi bir gerekçe olduğunu söyledi.

Kendisinin de milletvekili adayı gösterilmeyen bakanların listesini çıkardığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Ali Coşkun'u ve Said Yazıcıoğlu'nu tanırım ancak diğer bakanların şunu yapmasını beklerdim. Beni suçluyorlar, beni niye suçluyorsunuz. Kendi Başbakanınızı suçlayın. Sayın Erdoğan, çıkın hangi bakan yolsuzluk yaptı söyleyin. Hangi bakanı yolsuzluğu nedeniyle bakanlığından aldınız söyleyin. Halkın bunu bilmeye ihtiyacı var.''

Kılıçdaroğlu, bakanların, yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakan'a tazminat davaları açması gerektiğini söyledi.

Eski bakanlardan Kürşat Tüzmen ile karşılaşmalarında aralarında nasıl bir konuşma geçtiği sorusuna Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Karşılaştık. 'İsmimi vermişsin. Ben müsteşardım sen de genel müdürdün, senin dürüstlüğüne inanıyorum, ben de dürüst bir adamım. Benim dürüst olduğumu söyle' dedi. Ben ona siz dürüst değilsiniz demedim. 'Şu insanlar dürüst değildir' demiyorum ben. Bir Başbakan kendi kabinesindeki bakanları suçluyor yolsuzluk nedeniyle, 'ben onları görevden aldım' diyor. Ben de diyorum ki ya başbakan isimlerini açıklasın ya da şu kişiler çıksın desinler ki 'ben bu ülkeye onurumla hizmet ettim, milletvekili listesine girdim diye benim ismimi şaibe altında bırakamazsın' demesi lazım. Hiç kimse demedi.''


Özel uçakla Ürdün'e davetiye

Başbakan Erdoğan'ın Ürdün'e özel uçakla nikah davetiyesi götürdüğü yönündeki iddialarıyla ilgili Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın bir konuşmasında, Hazreti Ömer'in adaletinden bahsettiği için bu konuyu gündeme getirdiğini anlattı.

7 Temmuz 2004'te Türkiye'nin pek çok gazetesinde yer alan haberler bulunduğunu belirterek, Hürriyet gazetesinden konuyla ilgili arşiv haberini okudu. Kılıçdaroğlu, ayrıca Erdoğan'ın Teke Tek programında bu ziyaretin gayriresmi bir ziyaret olduğunu söylediğini, iki CHP'li vekilin konuyla ilgili soru önergesine de 2004 yılından beri cevap verilmediğini ifade etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler