Biletten Değil Bilekten...

Seçkin sanatçı Müjdat Gezen yaşamında hiç şans bileti almamıştır. O, bilete değil, bileğe (emeğe) değer verir. Ne zaman, işi talihe bırakmadan, alınteriyle ulaşılmış bir başarı görsem Sevgili Gezen’i anımsarım; “Biletten değil, bilekten” derim. Bu, öte yanıyla da önemli bir kişilik göstergesidir. Kimi biletten alır gücünü, kimi bilekten.

Bizde, daha partisini kurmadan, başbakan olmadan ABD’ye koşanları görmedik mi? Sıradan bir kişiyken Beyaz Saray’da ağırlananları unuttuk mu? İktidardan uzaklaşma belirtileri başlayınca, ABD yetkililerine, “Bu adamı deliğe süpürmeyin” yalvarmaları da aklımızda.

Kılıçdaroğlu, Anadolu’nun bir köyünden çıkıp geliyor. Üstelik olanakları dar Doğu Anadolu’dan. Daha iki yıl öncesine değin Kemal Bey’i kaç kişi tanırdı? O, sıcak yaz aylarında tatil yapmıyor, yolsuzluk dosyaları üstüne çalışıyordu. Ardından ortaya çıkıyor, yönetimin orta direklerini bir bir deviriyor, Tayyip Bey’in en yakın arkadaşlarını koltuklarından ediyor, onulmaz yaralar aldırıyordu. Halk, Kılıçdaroğlu’nu izledikçe derinden “oh” çekiyordu. Kemal Bey’in gizi neydi? Biraz emek, biraz yürek. Bilete değil, bileğe önem veriyordu. Yalansız, dolansız, süsten, gösterişten uzak bir kişilik. Sermayesi doğruluk. “Adam gibi adam” derler ya, işte o. Halkımız onu çok sevdi. Hindistan’ın bağımsızlık önderi Gandi adıyla anılması boşuna mı?

Uğur Mumcu, “Bazısı ABD’ye doğrudan gidiyor. Kimisi ise Suudi Arabistan üzerinden aktarmalı” derdi. Onlar, oraya gitsinler ağa babalarının, Hoca Efendilerinin yanına. Son biletleri olmalı alacakları. Kılıçdaroğlu ise Anadolu’ya yöneliyor.

Birileri bilete, biri bileğe koşuyor. Mustafa Kemal, kurtuluşu Anadolu’da aramamış mıydı? Dünün biletçilerini, yani mandacılarını elinin tersiyle itmemiş miydi? Anadolu, özgüveni yüksek, halkını gerçekten sevenlerin, Mustafa Kemal’i ve onun izinden gidenlerin yoludur. Kılıçdaroğlu’nun gelişiyle neler mi değişti? Şimdiden insanlarımız daha umutlu, daha güler yüzlü, daha güvenli. Az şey midir?