"Bilgiler yeterli değil"
Prof. Dr. Levent Akın, domuz gribi hastalığının ne kadar ölümcül olabileceği ve ne kadar yaygın seyredebileceği konusunda, eldeki bilgilerin yeterli olmadığını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı Pandemi Bilim Kurulu üyelerinden Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Akın, domuz gribi salgını ve aşı hakkındaki endişelerle ilgili soruları yanıtladı. Prof. Dr. Akın, domuz gribi salgınıyla ilgili olarak, "Türkiye'nin şansı pandemik H1N1 gribinin hızlı yayılmasına rağmen öldürücülüğünün düşük seviyede seyretmesidir. Şu an tablo bu. Mevsimin getirdiği avantajlar var. Ancak hastalık bu kadar hızlı yayılıp bu kadar düşük düzeyde seyretse bile toplam ağır vaka sayısında artma olabilir. Çok soğuk aylarda domuz gribi çok hızlı bulaşma eğilimi gösterecek, ağır vaka sayısında da artma görülebilir" dedi.
Prof. Dr. Akın, hastalığın ne kadar ölümcül olabileceği ve ne kadar yaygın seyredebileceği konusunda ise, eldeki bilgilerin bilimsel platformda yeterli olarak kabul edilemediğini de ifade ederek, "Aşı sigorta olarak kullanılacak" dedi.
Prof. Dr. Akın, toplumda küçük çaplı salgınların olduğunu söyleyerek, "Domuz gribi toplumu tehdit etmiyor ancak tehdit sinyalleri var şu an" dedi.
"Güzellik ve bakım kremlerinde de adjuvan maddesi var"
ABD'de 3 çeşit aşı kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Akın, Türkiye'de tek aşı kullanılacağını belirtti. Türkiye'de kullanılacak ölü aşıya çok yüksek ölü virüsün konması gerektiğini söyleyen Akın, "Elde bu kadar yok. Aşının etkisini güçlendirecek madde kullanılıyor. Buna adjuvan maddesi deniliyor. Bu maddenin tehlikeli olduğu söyleniliyor. Özellikle bayanların kullandığı güzellik ve bakım kremlerinde de bu madde vardır" dedi.
"Aşı toplumsal bağışıklığı sağlayacak"
Prof. Dr. Akın, aşının bireysel bağışıklık sağlayacağını böylece de toplumsal bağışıklığın oluşacağını dile getirerek, "Aşı olan kişi, domuz gribi virüsüne karşı bağışıklık kazanacağı için aile bireylerine de bulaştırmamış olacak. Böylece evdekiler de güvenli oluyor. Aile üyeleri de aşı olursa, eve girebilecek mikroba karşı onlar da korunmuş olacak" dedi.
Önceliğin 3 yaşından küçük bebekler, gebeler ve riskli gruplar olduğunu belirten Prof. Dr. Akın, 38 milyon civarında kişinin bu kapsamda aşılanacağını söyledi.
Prof. Dr. Akın, domuz gribi aşısının güvenilirliği konusunda ise, "Mevsimsel grip aşısı üretme teknolojisi kullanıldığı için en az mevsimsel grip aşısı kadar koruyucu. Ayrıca domuz gribi aşısında, grip aşısına benzer bir üretim teknolojisi kullanıldığı için etkisine güvenilir gözle bakılıyor" dedi.
"Türkiye'nin sağlık altyapısı ve ekonomik kaynakları yeterli"
Prof. Dr. Akın, domuz gribi salgını konusunda Türkiye için iki seçenek olduğunu ifade ederek, "Türkiye aşı uygulamasını ya hiç yapmayacaktı ya da risk grupları başta olmak üzere öncelikli grupları aşılayacaktı. Türkiye ikinci seçeneğe yönelerek, aşıyı uygulayacak. Çünkü sağlık altyapısı ve ekonomik kaynakları bunun için yeterli" dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın çok çeşitli senaryolar üzerinde çeşitli mücadele yöntemlerinin etkilerini değerlendirdiğini belirten Prof. Dr. Akın, "Matematik modelleme çalışmaları yapıldı ve bu çalışmalara göre öngörülerde bulunuldu. Domuz gribinin topluma vereceği zararlarda sıfır düzeyi yakalanmaya çalışıldı. Bunun için en önemli mücadele araçlarından biri aşıdır" dedi.
Gripte futbol örneği
Domuz gribinden korunma konusunda ise bir futbol benzetmesi yapan Prof. Dr. Akın, "Kaleci tamifludur, kaleyi müdafaa eder. Ancak geçen toplar olacaktır. Ölümü engellemek için ilaç kullanıyoruz. Müdafaa ve orta saha ise, kişisel koruyucu önlemler ve toplumsal izolasyonlardır. (okul kapatma, sosyal faaliyetlere ara verme gibi) Gol atma silahı da aşıdır. Ancak aşı tek başına yeterli değildir. Futbol nasıl bir takım çalışmasıysa, domuz gribi gibi salgın hastalıklarda da aşı kadar diğer önlemler de önemlidir. Ellerin yıkanması, hasta olanların maske takması, sosyal izolasyonlar gibi" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Akın, domuz gribi salgınıyla ilgili pek çok seçeneğe uygun planlar yapıldığını, yapılacak faaliyetlerin düzenlendiğini belirterek, "Aşı teslimatlarında olası gecikmelerin çeşitliliğine ve süresine bağlı olarak alınacak önlemler de belirlendi. Maçların, sosyal yarışmaların iptal olmasından, okulların kapatılıp TV'lerden eğitim verilmesine kadar çeşitli izolasyonlar olabilecek" dedi.
Prof. Dr. Akın, Aralık ayı sonuna kadar 25 milyon civarında aşının geleceğini ve Ocak ayında domuz gribinde hareketlenmenin olacağını tahmin ettiklerini ifade etti.
Domuz gribiyle ilgili basında da yer alan tartışmalara cevaplar
Prof. Dr. Akın, "Aşı yapmaya gerek yok" şeklindeki açıklamalara, "Bunlar doğru bilgiye erişememekten kaynaklanıyor" dedi.
Sarımsak, sıvı kullanımı vs. gibi önerilen korunma yollarına karşı Prof. Dr. Akın, "Bu öneriler vücudun direncini artırmak için. Bulaşıcı hastalıklara karşı direnci artırıcı şeyler yapılabilir. Ancak hastalığa yakalanmayı engellemez. Bu öneriler her hastalık için geçerlidir. Risk gruplarında bağışıklık sistemini güçlendirecek çok araç yok. Yürüyüş vs. gibi öneriler sadece hastalığın şiddetini azaltacak önlemler olabilir. Aşı hastalığı doğrudan önleyecek" dedi.
Prof. Dr. Akın, "Sağlık Bakanlığı'nın korku yaratarak zorla aşı yaptırmaya çalıştığı" şeklindeki açıklamalara ise, "Bütün bulaşıcı hastalıklar ürkütücüdür. Rızasız hiçbir aşı yapılmayacak. Aşı için insanların rızası alınacak" dedi. Ayrıca "Sağlık Bakanlığı"nın olayı abarttığı" yönündeki açıklamalara da Prof. Dr. Akın, "Bakanlık bu konuyla ilgili en az 5-6 yıldır çalışıyor zaten" dedi.
"Grip aşısının etkisizliği" tartışmalarına Prof. Dr. Akın, "Yapılan ekonomik analizler ve yaşamdan kazanılan yıla yönelik analizler, çalışmalar vardır. Aşının toplumsal etkilerinin önemli olduğunu vurgular" dedi.
Aşının içinde bulunan adjuvan maddesinin zehirli olduğu yönündeki açıklamalara ise Prof. Dr. Akın, "Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarını okumak lazım, o kararları incelesinler" dedi.
Öte yandan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdiken, risk grubunda olan insanların aşı olması gerektiğini belirterek, ''Türkiye'ye gelecek olan aşı bugüne kadar beş bin kişinin üzerinde denendi. Kabul edilemez bir yan etkisine de rastlanmadı'' dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- DEM Partili vekillerle 'Suriye' atışması!