Bir polisiye roman heyecanıyla gerçek olaylar

Topu topu bir yıllık bir zaman dilimi: 1920 ilkbaharından, 1921 ilkbaharına kadar... Bu kısa sürede, bu dar zamanda, 'Yeni Türkiye'nin iç politik sahnesi, Londra'nın ve Moskova'nın etkileri altında nasıl biçimlendi?

Bir polisiye roman heyecanıyla gerçek olaylar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.02.2013 - 12:27

Emel Akal’ın kılı kırk yaran araştırması bu soruya ışık tutuyor. Ankara’da bir istiklal harbi yürüten ve kendini dünyaya kabul ettirmeye çalışan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti... Moskova’da emperyalist merkezlerin ve devrim karşıtı güçlerin baskısı altında bunalan Bolşevik liderliği... Ankara ile Moskova bu şartlarda yakınlaşırken, Anadolu’da saman alevi gibi yayılan Bolşevik sempatisi...

Oluşum halindeki Türkiye Komünist Partisi, popülist sosyalist Halk İştirakiyun Fırkası ve diğer solcuların faaliyetleri... Mustafa Kemal Paşa ve çevresinin, sol akımın etkileriyle, Enver Paşa’nın girişimleriyle, Meclis’teki muhafazakâr kanatla ve tabii Moskova ve Londra’yla arasındaki mücadele-uzlaşma gelgitleri içinde iktidarını pekiştirme süreci... TKP önderi Mustafa Suphi’yle arkadaşlarının öldürülmesi ve Meclis’te ciddi bir güç haline gelmiş olan Halk İştirakiyun Fırkası’nın tasfiyesi, bu sürecin hazin zirvesidir. ‘İştirakiyuncular, Komünistler ve Paşa Hazretleri’ni bir siyasi polisiye heyecanıyla okuyabilirsiniz. Olayların gerçek olduğunu bilmek kaydıyla...

[Hemen belirtmem gerekir ki yazarın başlıkta Mustafa Kemal’i sarkastik bir biçimde anması, metinde hiç de öyle gelişmiyor. Hatta Paşa’nın hareketlerinin haklılığının bile imâ edildiği söylenebilir.]

Daha önce de Millî Mücadele döneminde İttihatçı Solu üstüne eser vermiş olan Emel Akal, bu kere (1920 ilkbaharından 1921 ilkbaharına kadar) tek bir yıla odaklanarak dikkatli ve ayrıntılı bir anlatı ve çözümleme ortaya koymuş. Kendisini kutluyorum; ama elbette yaptığı birtakım olgusal yanlışlar da var.

Önce, künye sayfasına (2) muhtemelen kendisinin günahı olmayan bir değini: Kapaktaki gazete “Yeni Dünya” olmasına Yeni Dünya da, Eskişehir’de çıkan Ç. Ethem’in ve Arif Oruç’un Seyyare Yeni Dünya’sı. 95’inci sayfada verilen klişede bunun 28 Aralık 1920 tarihli 82’nci sayı olduğu görülüyor. [Kendi çalışmamı yaparken, ben bu gazetenin (Eskişehir dönemine ait) Millî Kütüphane’de bulunan tek bir sayısını inceleyebilmiştim: 11 Ekim 1920 tarihli 32’nci sayı. Akal bu nüshayı nerede bulduğunu söylemiyor.] Kapağın sağ üst köşesinde (s. 515’te tekrarlanan) THİF başkanı Tokat mebusu Nâzım Beyin bir yaşlılık resmi.

560 sayfalık kitapta Önsöz ile Sonuç arasında bir Giriş’ten sonra (numaralanmamış) 48 başlık var. Gözüme çarpan noktaları sıralayayım: (s. 27) Mondros Mütarekesini Rauf Beyle birlikte imzalayan, Kutülamare tutsağı General Charles Townshend değil, Amiral Calthorpe’tur. (s. 34) Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ndaki 451 kişiden ancak beşte birinin (80-90 civarı) Ankara’ya kaçtığı doğru değildir. Son Meclise 256 mebusun seçilmesi gerekirken 170 kadar kişi seçilmiştir. Bunların yaklaşık yarısı TBMM’ne katılmıştır.

103’üncü sayfada bir karıştırma var: Dr. Şefik Hüsnü (Değmer) Türk Spartakistleri grubundan değildi (oysa Akal “içinde Dr. ŞH’nin de bulunduğu bir ekip” diye onları anıyor). Dr. Şefik Hüsnü (ve kendisi gibi Fransa eğitimli Sadrettin Celal Antel) Almancılardan Namık İsmail’in çağrısıyla onlarla bir araya gelmiş ve Kurtuluş’u çıkarmaya başlamışlardır (Akal’ın pek az değindiği S. C. Antel önceleri İştirakçi Hilmi’nin Türkiye Sosyalist Fırkası’ndaydı, 1919 sonundaki son Mebusan Meclisi seçimlerinde o partiden aday olmuştu; Türkiye İşçi Çiftçi Sosyalist Fırkası’na geçişi daha sonradır.) Aynı sayfada Sadık Ahi ile Vehbi Sarıdal özdeşleştirilmiş; bu yanlış Dizin’de de (s. 556) yineleniyor.

Sayfa 502’de Suphi’lerin öldürülmesi hakkında TKP Dış Büro toplantısında Süleyman Nuri’den farklı konuşan, Hakkı “Hilmioğlu” değildir; bu Kayserili İsmail Hakkı’dır (Nuşirevan’ın bacanağı). Suphilerle birlikte öldürülen (felsefe doktoru) Hilmioğlu Hakkı, Arap’tı.

Sayfa 122/dn.6: Türkiye İşçi Sosyalist Fırkası adıyla bir parti olmadığını iddia ediyor. Vardı: benim Türkiye’de Sol Akımlar I (son, İletişim basımı) s.84/dn.60 ve s.730/dn.18.

Sayfa 135: Salih Zeki diyecek yerde, Salih Hacıoğlu yazmış. Dipnotta da İngiliz Albayının adının ortasına fazladan bir “g” koymuş. Doğrusu Rawlinson.

Dille ilgili birkaç yanlış: (s.195) Heyet-i Vekile Meclis değil, Bakanlar Kurulu demektir. (s.267) “bi(l)hakkın” tamamıyla değil, hakkıyladır. (s. 453) “Elviye-i selâse” üç vilayet değil, üç sancaktır; (liva) eski idarî taksimatta kaza ile vilâyet arasında bir kademeydi, başında da mutasarrıf olurdu; kimileri bir ile bağlı, kimileriyse müstakildi.

Sayfa 210/dn. 2 problemli. Akal’ın Karabekir’in “günlüğü” derken İstiklâl Harbimiz kitabını kastettiğini sonradan anladım. Paşanın Günlükler’i ilk kez 2009’da iki cilt halinde basıldı (YKY). Nutuk’a yanıtlarıysa bir düzine cilt halinde arada yayımlandı.

Kesin yargılar

Emel Hanım kesin yargılar vermeyi çok seviyor. Refet Bele için “anti-Sovyet, anti-Komünist, saltanatçı ve İngilizci” demesini (s. 222) aşırı buldum. Asıl resmî Türkiye Komünist Fırkası hakkında kullandığı sıfatlar da (s. 280: pseudo, sahte, danışıklı) bana fazla partizanca geldi. İttihatçı Solunun daha fazla saygıyı hak ettiğini düşünüyorum.

Erken 20’nci yüzyılda Şam ya da Selanik’te fakülteler vardı, ama Edirne’de Darülfünun olduğunu (s.250) hiç sanmıyorum.

Sayfa 411/dn.1’de Bülent Gökay’ı, Aralov’a ilk elçi dediği için eleştiriyor. Emin değilim, ama herhalde bilgi eksikliği Akal’dadır! Sovyetler devlet yönetiminde birtakım sıfatları kullanmak istememişlerdir. Örneğin “bakan” yerine “halk komiseri” diyorlardı. Onun gibi “sefir”/”büyükelçi” sözcüğünü uzun süre kullanmamışlardı. Upmal de, Mdivani de elçi değil, başka bir sıfatla anılmışlardı.

Sayfa 428/dn. 7: Ethem Nejat için İstikbal gazetesindeki haberde “İzmir Maarif Müdür-i Sabıkı” denilmesini, Akal “Eskişehir olması gerek” diye düzeltmiş. Evet, Eskişehir’de daha uzun görev yapmıştır, ama onun hakkında yeni çıkan iki biyografide de İzmir (doğrusu Aydın) Maarif Müdürlüğü de yaptığı yazılıdır.

Sayfa 470: Akal, Tokat Mebusu Nâzım Beyin TBMM tutanaklarındaki ifadelerinin temizlendiğinden şüphelenmekte haklıdır. Ben de çoktandır, Meclis’te söylenen her şeyin tutanaklara geçirilmediğini, daha kötüsü genel kurulda söylenmediği halde söylenmiş gibi gösterilen şeylerin olduğunu öğrenmişimdir. Türkiye’de Sol Akımlar 1 çalışmamda Mustafa Kemal Paşanın Nâzım Beyin Rus casusu olmasının yanı sıra Damat Ferit Paşa üzerinden İngiliz istihbaratına da hizmet ettiği iddiasının muhtemelen Fehime Sultandan kaynaklandığını anlatmıştım (s. 619-20). Belki bu arada şunu da belirtmek gerekir ki, benim vaktiyle kızından öğrendiğime göre, Nâzım Bey birkaç gün bakan olması nedeniyle bütün ömrü boyunca özel bir maaş almıştır. (Osmanlı’da bakanlık yapmış bir kişinin sonradan fakrü-sefalete duçar olmaması için ihdas edilen bu uygulama günümüzde de var mı bilmiyorum.)

Sayfa 512/dn. 4’te Akal’ın “Şark Şûrâsı” ile Komintern’in Doğu Şubesinin aynı şey olduğunu ileri sürmesi doğru olmasa gerek.

Bu ayrıntılar bir yana, Emel Akal mevcut literatürü iyice incelemiş; üstelik kimilerine girilmesi güç arşiv kaynaklarından da yararlanmış: Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, TİTE - Türkiye İnkılâp Tarihi Enstitüsü, ATASE (Askerî Tarih ve Stratejik Etüdler) Başkanlığı gibi. Ayrıca TBMM tutanaklarını da internetten indirerek kullanmış. (Ama bunları sadece tbmm.gov.tr diye göstermesi olacak şey değil. Zabıtlara, cilt ve sayfa; ayrıca tarih-içtima-celse sayılarıyla gönderme yapılır.) Akal’ın kullandığı bu kaynakların varolan bilgilere fazla bir şey eklemediği izlenimini aldım. Yine de bunlara bakılmasa insanın aklı kalırdı.

Sonuç olarak, 1920-21 ilkbaharları arasındaki dalgalanmaları bize başarıyla sergileyen Akal’ın emeğini içtenlikle kutluyor, yeni basımlarda yanlışlarını azaltacağını umuyorum. Ama vaktiyle Sosyal Demokratlara bile düşman gözüyle bakan Bolşevikçe tutumunu daha hoşgörülü hale getirebilir mi emin değilim: Sadece Süleyman Sami, Mehmet Emin değil, Süleyman Nuri, Dr. Fuat Sabit, Vakkas Ferit vb. hep hükümet casusu!

İştirakiyuncular, Komünistler ve Paşa Hazretleri/ Emel Akay/İletişim Yayınları/ 560 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler