Bir zamanlar sanat...
SALT Galata'daki "O Zamanlar Konuşuyorduk" sergisinde 90'lı yıllarda Türkiye'de düzenlenen üç serginin hikâyesi değerlendiriliyor.
SALT Galata, “O Zamanlar Konuşuyorduk” adlı ikinci “Açık Arşiv” projesinde, 90’lı yılların ilk yarısında Türkiye’de düzenlenen “Elli Numara/Anı Bellek II”, “GAR” ve “Küreselleşme- Devlet, Sefalet, Şiddet” sergilerinin hikâyeleri, dönemin belgeleri aracılığıyla yeniden değerlendiriliyor. Sezin Romi’nin proje sorumluluğunu üstlendiği sergi, dönemin sanatçılarının işbirliği ve fikir paylaşımı ile başlattığı, kurumsallaşmamış, beklentisiz sanat ortamını günümüze taşıyor.
“O Zamanlar Konuşuyorduk” sergisi, adından da anlaşılacağı gibi sanatın bir “konuşma biçimi” olduğunun altını çiziyor. Buradan yola çıkarak bugünün sanat ortamına eleştirel bir bakış getirilmesi ise söz konusu değil, “Zamanın ruhu” diyor Sezin Romi, “o zamanlar öyleydi.”
Sezin Romi, “Elli Numara/Anı Bellek II” sergisinin hikâyesini anlatarak başlıyor:
“1993 yılında, Vasıf Kortun küratörlüğünde Akaretler 50 numaralı binada düzenlenen sergi, Atatürk portresi, kara tahta gibi Cumhuriyet mitlerini ele alıyordu. Emre Zeytinoğlu, Eliza Proctor gibi isimlerin, sanat ile siyaset ilişkisini ele aldığı serginin afişinin üzerine, Demok-rat Partililerce, 14 Mayıs Demokrasi Bayramı’nda partinin afişi asılması nedeniyle sergi, düzenleyiciler ve sanatçıları tarafından sergi planlanandan önce kapatılmıştı.”
“Gar” sergisi ise Ankara Garı’nda ulusal ve uluslararası sanatçıları bir araya getiren kurumsal ve kamusal alanda yapılan işlerin ilk örneklerinden biri olma özelliği taşıyor. 1995 yılında Türkiye’de Görsel Sanatları Destekleme Derneği’nin “Tabular ve Sanat Sempozyumu” çerçevesinde Selim Birsel, Vahap Avşar, Claude Leon ve Füsun Okutan’ın girişimiyle düzenlenen sergideki “Kurşun Uykusu” ve “Son Damla” adlı işlerin ölen askerleri andırdığı ve “toplumun moralini bozduğu” gerekçesiyle sergi açılışının ertesi günü, gar yönetimi tarafından toplatıldığını söylüyor Romi.
“Küreselleşme-Devlet, Sefalet, Şiddet” sergisi ise yine 1995’te Beyoğlu Devlet Han’da açılıyor. “Prof. Ali Akay’ın küratörlüğünde açılan bu sergi, devletin bireylere uyguladığı şiddeti konu alıyordu. İsmet Doğan, Emre Zeytinoğlu, Ahmet Müderrisoğlu’nun aralarında bulunduğu sanatçıların çalışmaları yer alıyordu. Diğer iki sergi gibi kapatılması an meselesiydi, ancak 4. İstanbul Bienali’ne denk gelmesi nedeniyle kapatılmadı, bu durum serginin şansı oldu” diyor Romi.
Peki, bu üç sergiyi bir araya getiren nedir, yalnızca kapatılmaları ya da kapatılmak üzere olmaları mı? Hayır elbette. Küratöryel yaklaşımda farklılık oluşturan bu üç sergi, galeri ve kültür merkezi gibi alışılagelmiş sergi mekânları ve tarihi yapılarda konumlandırılmadıkları gibi, içinde yer aldıkları mekânlarla bir müzakereye girişmiş. İçerik açısından da muhalif izler taşımaları ve tabii ticari olmayan kolektif girişimlere toplu bir bakış sağlamaları da, onları bir araya getiren temel nedenler.
“O Zamanlar Konuşuyorduk” sergisinin en dikkat çekici çalışmalarından biri de, Ahmet Müderrisoğlu’nun “İsimsiz”i. 1980-1995 yılları arasında, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber ve fotoğraflardan derlenerek hazırlanan bu kolaj çalışması, devletin birey üzerinde uyguladığı şiddeti çarpıcı bir biçimde yansıtıyor. Bu anlamda, “o zamanların” vermek istediği mesajı en açık şekilde izleyiciye taşıyan çalışmalardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
“O Zamanlar Konuşuyorduk” sergisi, 22 Nisan 2012 tarihine kadar SALT Galata’da görülebilir.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?