Birinci Ergenekon davası yarına ertelendi
Birinci ''Ergenekon'' davasının bir sonraki duruşması yarın yapılacak.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık katıldı. Duruşmada, tutuksuz yargılanan gazeteci Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Hayrettin Ertekin ve Erkut Ersoy ise duruşmaya gelmedi.
'İsmail Yıldız bana şifreli mesaj gönderdi'
Sağlam, 2 Aralık 2010 tarihindeki duruşmada konuşan sanıklardan İsmail Yıldız'ın, ''Tuncay Güney ve Fethullah Gülen'in öldüğü'' şeklindeki beyanlarının, kendisine gönderilen şifreli mesaj olduğunu ileri sürdü. ''Ben şifreyi çözdüm'' diyen Sağlam, kendisinin de öldürüleceğinin mesajının verildiğini, Yıldız'ın kendisine JİTEM'in mesajını ilettiğini, eşinin ve annesinin mezarlarının takip edildiğini savundu.
Sağlam, bu konuyla ilgili mahkemeye gizli olarak bilgi vereceğini anlattı. Sağlam, Danıştay Başkanlığı binası önünde avukat olduklarını anladığı 3 kişiyi, saldırıdan önceki gün bir haberle ilgili olarak görüşeceği muhabir için yola çıktığı sırada gördüğünü kaydetti. Kendisiyle ilgili ''Danıştay saldırısının sürpriz tanığı'' şeklindeki haberler üzerine emniyette ve Ankara'daki mahkemede ifade verdiğini dile getiren Sağlam, hakim Hasan Hüseyin Özese'nin gördüğü kişilerle ilgili sorularına, ''Ben avukat olan 3 kişiyi gördüm. Eylem hazırlığı görmedim. Bütün ömrüm adliyelerde geçti. Bu kişilerin avukat olduklarını tahmin ettim. 3'ü de gençti. Diğer ikisinin yüz hatlarını tam olarak seçmem mümkün değil. Dar patika bir yoldu. Bana yol vermedikleri için sinirlendim. Ama onlar beni fark etmediler. Saat 10.30 ile 11.30 arasıydı. Fark etmedikleri için konuşmadık. Arkalarından baktım'' şeklinde cevap verdi.
Arslan'ı teşhisi
Hakim Hasan Hüseyin Özese, duruşmalarda tanık olarak dinlenen Burhan Gür, Orhan Kadı, Recep Özkan, Osman Mutlu, Tarkan Toper ile sanıklardan Semih Tufan Gülaltay, Tekin Irşi ve Süleyman Esen'in aralarında bulunduğu bazı sanık ve tanıkların fotoğraflarını göstererek, tanık Sağlam'a Danıştay saldırısından bir gün önce Alparslan Arslan'ın yanında gördüğü 2 kişinin bunların arasında yer alıp almadığını sordu.
Sağlam'ın, fotoğraftaki kişileri tanımadığını belirtmesi üzerine Özese, sanıklara bakmasını istedi. Önce baktığı sanıklardan tanıdığının olmadığını söyleyen Sağlam, Özese'nin ''Yakınlarına giderek oradan da bakabilirsiniz'' uyarısı üzerine sanıkların bulunduğu bölümün etrafında dolaşmaya başladı. Arslan'ın bulunduğu alana geldiğinde, ''Bu bana bir işkence, gerçekten işkence'' diyen Sağlam, Arslan'a ''Neden gülüyorsun sen bana?'' dedi. Jandarmaların Arslan'a daha fazla yaklaşmasına izin vermediği Aysel Sağlam, tekrar ön taraftaki kürsüye giderek, ''Gülüşünün arkasında çok farklı şeyler var. Birçok şeyi biliyor. Bana onun baskısıyla onca zamandır işkence yapıyorlar'' dedi.
Özese'nin, ''Saldırıdan bir gün önce gördüğün kişilerden biri bu muydu?'' diye sorması üzerine Sağlam, ''Evet bu Alparslan Arslan, ilk mahkemede de böyle sinsi gülüşü vardı. Oradan hatırlıyorum. Ancak çok kilo almış'' diye cevap verdi. Sağlam, Özese'nin, ''Diğer kişilerden sanıklar arasında olan var mı?'' sorusuna ''Yalan söyleyemem, hiçbirini görmedim'' dedi. Sağlam, ''Kim bana bu işkenceyi yaptıran sayın başkanım?'' diyerek ağladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanık olarak dinlenilen Aysel Sağlam, Ankara Emniyet Müdürlüğünde ''Alparslan'ın yanında silahlı kişiler gördüğüne'' ilişkin ifadesinin yanlış yazıldığını belirterek, ''Alparslan'ın yanındakiler avukattı. Onların Danıştay binasına girdiklerini görmedim. Bana yol vermediklerinden dolayı kızgınlığımı söylemek için dönüp arkama baktığımda silahlı bir kişi gördüm ama bu başka kişiydi'' dedi.
Köksal Şengün'ün mazereti dolayısıyla üye Hakim Hasan Hüseyin Özese 'nin mahkeme heyetine başkanlık yaptığı duruşmada, Alparslan Arslan'ı saldırıdan bir gün önce Danıştay yakınında 2 kişiyle birlikte gördüğünü söyleyen Aysel Sağlam , tanık olarak dinlendi. Genelkurmay Başkanlığında eğitimci olarak çalıştığını ve emekli olduğunu belirten Sağlam, Özese'nin ''En önemli tanıklardan biri sizsiniz''demesi üzerine, ''Hiç ilgisi yok. Çünkü ben olayın tanığı değilim'' dedi.
Duruşmada söz alan sanıklardan İsmail Yıldız da aralık ayındaki duruşmalarda söylediği ''Tuncay Güney ve Fethullah Gülen öldürüldü'' beyanlarının Aysel Sağlam'la ilgisi olmadığını söyledi.
Yıldız'ın, Sağlam'ın bazı yazılanları okuyup kendine göre kurguladığını ifade etmesi üzerine Aysel Sağlam, ''Sizin suçlamalarınıza inansaydım suç duyurusunda bulunurdum'' diye konuştu.
İsmail Yıldız'ın ''CHP'den söz etmedim, nereden çıkardınız?'' sorusuna Sağlam, ''Tuncay Güney onu temsil ediyor. Şifreyi çözdürdüm'' diye yanıt verdi.
Sağlam, şifreyi kime çözdürdüğüne ilişkin soruya karşılık, ''O benim bilgi kaynağım'' diyerek, pek çok kişinin bu konuyla ilgili yorum yapabildiğini ifade etti.
Aysel Sağlam, avukat Vural Ergül'ün soruları üzerine de anaokulunda kalorifer peteğinin altına konulan fare zehirinden yiyen çocukların zehirlendiğini kaydederek, kendi çocuğunun da bunların arasında olduğunu, bunun üzerine çocuğunu tedavi için, çalıştığı GATA'ya götürdüğünü söyledi.
Sağlam, o dönemde bir hemşirenin başka bir çocuğun kulağını çektiğini görünce tepki gösterdiğini belirterek, ikinci Ergenekon davasında yargılanan tutuksuz sanıklardan Erdal Şenel'in kulak çeken kendisiymiş gibi olayı askeri mahkemeye taşıdığını kaydetti.
"Görevimden alındım"
Bu olayın yargılaması sırasında mahkemeye gelen doktorların kendisini izlediklerini ve ''eşini, malını mülkünü kaybettiği, işini de kaybetmek üzere olduğu için stresli ve psikolojisinin bozuk olduğu'' yönünde rapor verdiklerini belirten Sağlam, bu rapor nedeniyle görevinden alındığını ve davada kendisine ceza verildiğini söyledi.
Sağlam, ''Erdal Şenel beni mahkemede yargılatırken Harekat Daire Başkanı Çetin Doğan'dı. Şu anda Çetin Doğan bana yaptığı eziyetlerin günahını çekiyor'' diye konuştu.
Bu dönemde çocuğuyla beraber rehin alındığını söyleyen Sağlam, Alparslan Arslan'ın ''Rehin alan kimdi?'' sorusu üzerine ''O bana kalsın'' dedi.
Tanık olarak beyanlarının alınmasının ardından Sağlam, çok sıkıntı yaşadığını, Danıştay saldırısıyla ilgili söyledikleriyle anılmak istemediğini belirterek, beyanlarına yayın yasağı konulmasını istedi.
Hakim Hüsnü Çalmuk da Sıhhiye Orduevi'nin güvenlik kameralarının 16 Mayıs 2006'da kaydettiği görüntülerden Sağlam'ın Alparslan Arslan'ı nerede gördüğünü netleştirmeye çalıştıklarını söyledi.
Hüsnü Çalmuk, 17 Mayısta Arslan'ın yakalandıktan sonraki orduevi güvenlik kamerası görüntülerini duruşmada izleterek, Arslan'ın Danıştay binasına nereden geldiğini aydınlatmaya çalıştıklarını kaydetti.
Hakim Çalmuk, Arslan'a bu konuda soru yöneltmek istedi ancak Arslan'ın salonda olmadığı anlaşılınca jandarmalar tarafından salona sedyede oturur vaziyette getirildi. Arslan, sorulara cevap vermeyeceği anlaşılınca yeniden dışarı çıkarıldı.
Duruşmada söz alan avukat Vural Ergül, duruşma solununda basın mensuplarının bulunduğu yerde oturan ve kendilerini savcı olarak tanıtan iki kişinin binaya hakim ve savcıların kullandığı kapıdan, salona da mahkeme kaleminden girdiklerini söyledi.
Ergül, mahkemenin bunun gereğini yapmasını talep ederken sanıklardan Zekeriya Öztürk de tutanakla bu kişilerin kimliklerinin belirlenmesini istedi.
Mahkeme heyetine başkanlık eden hakim Hasan Hüseyin Özese ise duruşma salonlarının herkese açık olduğunu söyledi.
Duruşma yarına ertelendi.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama