Birinci Ergenekon'da 140. duruşma

Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının 140. duruşması sona erdi.

Birinci Ergenekon'da 140. duruşma
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.03.2010 - 08:45

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 18 sanık katıldı.

Duruşmada, tutuksuz yargılanan Süleyman Esen ve gazeteci Güler Kömürcü Öztürk de hazır bulundu.

Tutuklu sanıklar Hayrettin Ertekin, Ergün Poyraz, Doğu Perinçek, Erkut Ersoy, Selim Akkut ve Oktay Yıldırım ise duruşmaya gelmedi.

Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanığı Süleyman Esen, çapraz sorgusunun sürdüğü duruşmada sanık, avukat ve mahkeme heyeti başkanının sorularını yanıtlıyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu süren Esen, tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz'in ''Alparslan Arslan içki içer miydi?'' şeklindeki sorusuna, ''Benim yanımda içmedi'' diye yanıt verdi.

Kerinçsiz'in, Arslan'ın içki içip içmediğine ilişkin sorularını tekrarlaması üzerine araya giren tutuklu sanık Hüseyin Görüm, ''Elimde Kur'an var. Ben içerdim, Alparslan Arslan hiç içki içmezdi. Ben içerken de kızardı'' diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de Görüm'e, ''Elinde Kur'an olması neyi gösterir? Temiz olduğunu mu gösterir? Otur yerine'' diyerek kızdı.

Bu sırada izleyici sıralarında oturan Arslan'ın babası İdris Arslan, Görüm'ün Arslan'ın içki içmediği sözleriyle ilgili olarak, ''Doğru söylüyor'' diye bağırdı.

Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün avukat kızı Zeynep Küçük ise Esen'e, ''Baz istasyonu kayıtlarına göre Alpraslan Arslan ile 16 gün hiç görüşmeyerek Cumhuriyet Gazetesine atılan birinci bombadan iki gün önce 3 Mayısta yedi kez görüşmüşsünüz. Açıklar mısınız?'' şeklindeki sorusuna Esen, ''Alparslan Arslan arkadaşımdı. Yemek yiyelim, CD seyredelim, kağıt oynayalım, gibi görüşmeler'' dedi.

Aynı kişiyle 1400 görüşme

Avukat Küçük'ün, ''Baz istasyonu kayıtlarına göre Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım adına kayıtlı telefonlar ile görüşmeler öncesinde ve sonrasında, hatta görüşme aralarında Ayhan Akbal adına kayıtlı bir telefonla görüşüyorsunuz. Ayhan Akbal kimdir?'' diye sordu.
Esen'in ''Hatırlamıyorum'' yanıtı üzerine Küçük, ''Akbal'' adına kayıtlı olan telefonla kiminle konuştuğu sorusunu yöneltti.

Esen'in ''Hatırlayamadım'' yanıtı üzerine de Başkan Şengün, ''Bu kişiyle bin 400 kez görüşmeniz var. Nasıl hatırlamazsınız? 3-5 görüşme değil. Telefonun sahibi Ayhan Akbal değil. O gözüküyor, ama sahibi değil. Bu numarayla iki yıl içinde günde 4-5 görüşme yapmışsınız'' dedi.

Esen'in hatırlamadığını tekrarlaması üzerine de Zeynep Küçük, ''Ayhan Akbal'' adlı kişinin 1970 doğumlu olup Örnektepe Caddesi Kağıthane adresinde oturduğunu söyledi. Esen de Örnektepe'de Salih adında bir arkadaşının olduğunu dile getirdi.

Avukat Küçük'ün, Esen'e Alparslan Arslan ile yaptığı konuşmalara ilişkin sorularının ardından Başkan Şengün, Arslan'a ''Seni dinliyorum. Dinlemek istiyorum. Bazı telefon görüşmeleri var. Açıklamanı istiyorum'' dedi.

Bugünkü duruşmada da ağız kısmında maske takılan Arslan, ''Konuşacak durumum yok'' diye yanıt verdi.

Küçük'ün ''Danıştay saldırısının gerçekleştirildiği 17 Mayıs 2006 tarihinde saat 10.50'den itibaren iki saat içinde sizi 26 kişi aramış. Danıştay saldırısını nasıl öğrendiniz? Arslan ile ilişkinizden dolayı korktunuz mu?'' şeklindeki soruları üzerine Esen, ''Alparslan ile ortak arkadaşlarımız aradı. Saldırıyı televizyondan öğrendim, şok oldum. Niye korkayım, bir suçum yok'' diye konuştu.

Duruşmada çapraz sorgusu yapılan Esen'e üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Ayhan Akbal adlı kişi üzerine kayıtlı telefon numarasını tekrarlayarak, bu numara ile kiminle konuştuğunu sordu. Esen de bu telefon numarasının ticaretle uğraşan ve bir müvekkilinin tanıştırdığı arkdaşı Salih Yaşar'a ait olduğunu ve onunla konuştuğunu kaydetti.

Haşıloğlu, Esen'e, ''Bu kişinin Alparslan Arslan ile 4 Mart 2006'dan itibaren 262 kez, Salih Kurter ile 2001'den itibaren 688 kez, sizinle de 8 Kasım 2004'ten itibaren bin 400 kez görüşmesi var. Salih Yaşar adlı kişiyi Salih Kurter ile siz mi tanıştırdınız'' diye sordu.

Esen de ''Salih Yaşar ile iş konusunda görüşüyorduk. Bir müvekkilim aracılığıyla tanıştım. Salih Kurter'in evine ben götürmedim. Benden önce de gelir gidermiş. Şimdi çay bahçesi işletiyor'' yanıtını verdi.

Haşıloğlu, Alparslan Arslan'ın, ''Bombaları Süleyman Esen'den aldığını söylediğine, onun da devlet ile ilişkili çevresinden bulduğunu anlattığına'' dikkati çekti. Esen de Alparslan Arslan'a bomba vermediğini tekrarladı.

Üye hakim Haşıloğlu'nun, ''Enişteniz Özel Kuvvetlerde görev yaptı mı?'' sorusunu da Esen, ''Ankara'da çalıştı, Özel Kuvvetler olarak geçen yerde çalıştı'' diye yanıtladı.


Mahkeme başkanının sorusu

Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, Esen'e, ''Alparslan Arslan'ı okul yıllarından beri tanıyorsun. Meslekte ayrı bürolarda çalıştınız. Samimiyetiniz var. Evine gidip sabahlara kadar kalıyorsun. Sohbetlere katıldığın olmuş'' dedi. Esen de Arslan ile arsındaki ilişkinin samimiyete dayalı olmadığını ifade etti.

Şengün, Arslan'ın Ankara'ya gittiğinde Esen'e ''memlekete gidiyorum'' dediğini ve Ankara'daki tartışma sonrasında da Esen'i aradığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Yakalandıktan sonra da Arslan'ın kız kardeşi sizi arayarak, 'ağabeyim için avukat olarak bakar mısın?' diyor. Bayağı bir samimiyet var. Böyle bir ortamda Arslan ilk olarak senin ve Aykut Metin Şükre'nin ismini vermedi. Sonra sizin isimlerinizi veriyor. Ardından bombaları aldığını söylediği sizden vazgeçiyor. Silahları aldığını belirttiği Şükre hakkındaki beyanlarına devam ediyor. Buradaki yargılama sırasında da bombaları sizden aldığı şeklindeki beyanına geri dönüp, sizi suçluyor. Aranızda bu kadar samimiyet varken sizi niye suçluyor? Sizin hakkınızda niçin böyle bir şey söylesin? Avukat olarak bunun muhakemesini yaptınız mı? Arslan'ın sonuna kadar sizinle teması var, niye sizi suçluyor?''

Esen de bunun sebebini kendisinin de bilmediğini belirterek, ''Demek ki samimi değilmiş'' dedi.

Bunun üzerine Başkan Şengün, ''Niçin, niye soru burada düğümleniyor'' diye sordu.
Bu arada izleyicilerin sırasında oturan Süleyman Esen'in babası, ''Mahkeme heyeti, bir konuyu arz edeyim. 40 gün sonra bu olay oğlumun üzerine çiziliyor'' diye bağırdı. Esen'in babası, Şengün'ün uyarısının ardından salondan çıkarıldı.

Şengün, Esen'e ''Babanın bildiği bir şey varsa bunun yöntemi var. Böyle bağırarak değil. Baban ayrıca emekli polis memuru'' diyerek, Arslan ile olan samimiyetinin sonucunun bu noktaya neden vardığını sordu.
Esen de ''Niye buraya vardığını bilmiyorum. Beni tanıyan arkadaşlar da ben de Arslan'ın beyanlarına şaşırdık'' dedi. Şengün ise ''Açıklaması bu mu?'' diye sordu.

Süleyman Esen'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından Başkan Şengün, duruşmayı yarın saat 09.00'a erteledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler