"Bizim tutumumuz açık, antisemitizme karşıyız"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin antisemitizme karşı olduğunu belirterek, "Ancak İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikalarına ve bu yayılmacı politikalara dayalı saldırgan tutumuna da her zaman en gür sesle karşı çıktık, çıkmaya devam ederiz. Bundan kimsenin tereddütü olmasın" dedi.
Davutoğlu ve Romanya Dışişleri Bakanı Titus Corlatean, Dışişleri Bakanlığı'nda yaptıkları görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenlediler.
Bir basın mensubunun, ABD Kongresi'nden bazı üyelerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail ile ilgili sözleri konusunda bir mektup gönderdiğini belirterek, bu konuda hükümetin tepkisinin ne olacağını sorması üzerine Bakan Davutoğlu, bu konuda ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Türkiye ziyareti sırasında Türkiye'nin bakış açısını aktardığını söyledi.
Birçok yerden değişik tepkiler gelebileceğini ifade eden Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın geçmiş konuşmaları ve bahse konu konuşma da ele alındığında belki de dünyada antisemitizme dönük en net açıklamalarda bulunan liderlerden birinin Başbakan Erdoğan olduğundan kimsenin şüphe duymaması gerektiğini söyledi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu konularda bizim tutumumuz açıktır, antisemitizme karşıyız. Ancak İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikalarına ve bu yayılmacı politikalara dayalı saldırgan tutumuna da her zaman en gür sesle karşı çıktık, çıkmaya devam ederiz. Bundan kimsenin tereddütü olmasın. Türkiye bu anlamda hiç kimseye bir izahat borcu olmayan bir tarihi sicile sahiptir.
Bütün Avrupa'da gettolar, Holocaust yaşanırken, son 600 yıl içinde ülkemiz her tür Yahudi cemaati için bir sığınak olmuştur. Bundan sonra da insan hakları konusunda sıkıntı çeken her topluma kapımız açıktır. Kimse bu konuları istismar ederek Türkiye'nin bu bembeyaz siciline leke getirmeye çalışmamalıdır. Yine kimse bu tür yollarla İsrail'in son derece saldırgan tutumunu tecviz etmeye ve onu mazur göstermeye de gayret etmemelidir."
Türkiye'nin tutumunun açık ve net olduğunu, her türlü ırkçılığa ve antisemitizme karşı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'nin İsrail-Filistin sorununda iki devletli çözüme dayalı olarak bütün devletlerin barış içinde bir arada yaşaması ilkesini savunduğunu kaydetti.
Bakan Davutoğlu, bu konulardaki açık tutumlarını her zeminde dile getirdiklerini ve dile getirmeye devam edeceklerini söyledi.
"Birleşmiş Milletler'in elinde ciddi raporlar, dokümanlar var"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de Scud füzeleriyle son dönemlerde yapılan hava bombardımanlarının fırınlarda sıra bekleyen, bir parça ekmeği ailesine götürmek için bekleyen halka karşı yürütüldüğü konusunda Birleşmiş Milletler'in elinde ciddi raporlar ve dokümanlar bulunduğunu söyledi.
Davutoğlu ve Romanya Dışişleri Bakanı Titus Corlatean, Dışişleri Bakanlığı'nda yaptıkları görüşmelerin ardından basın toplantısı düzenlediler. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi derinliğe sahip olduğunu söyledi.
Diplomatik ilişkilerin kurulmasının 135. yılının kutlanacağını ifade eden Davutoğlu, iki ülke arasında karşılıklı saygı esasına dayalı önemli stratejik bir zemin oluştuğunu kaydetti.
Türkiye ve Romanya'nın asırlardır ortak bir kültürü paylaştığına dikkati çeken Davutoğlu, iki ülke arasında 2011 yılı Aralık ayında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu tarafından imzalanan Stratejik İşbirliği Ortaklık Bildirgesi'nin Eylem Planı'nı bugün imzaladıklarını söyledi.
İyi gelişen dostluk ilişkilerinde kimi zaman somut adımların atılması konusunda zaman kaybı olabildiğine işaret eden Davutoğlu, bugün imzaladıkları eylem planı ile ekonomi, ulaştırma, savunma, kültür, turizm ve bütün alanlara yayılan geniş bir işbirliği çerçevesinin oluşturulduğunu anlattı.
Türkiye'nin Romanya'yı bu ülkeyle kara sınırı olmasa da komşu olarak kabul ettiğini ifade eden Davutoğlu, iki ülkenin karşılıklı olarak Balkanlar'da birbirlerinin en büyük ticaret ortağı olduğuna dikkati çekti.
İki ülke arasında geçen yıl 6 milyarı aşan ticaret gerçekleştirildiğini anımsatan Davutoğlu, eylem planıyla bu miktarın 10 milyar dolara ulaşmasını hedeflediklerini söyledi.
Davutoğlu, siyasi ilişkilerin son derece iyi seyrettiğini ve düzenli Cumhurbaşkanı ve Başbakan ziyaretleriyle ilişkilerdeki tempoyu sürdürdüklerini kaydetti.
Gelecek aylarda da TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Romanya'yı ziyaret edeceğini bildiren Davutoğlu, Romanya Başbakanı Victor Ponta'nın Türkiye ziyareti konusunda da hazırlık yaptıklarını ifade etti.
Romanya ile Türkiye arasında dostluk köprüsü oluşturan 17 bin Türk vatandaşının, 70 bini aşkın soydaşın Romanya'da yaşadığını söyleyen Davutoğlu, son gittiğinde Köstence'de onlarla buluşmaktan ve onların kendi kültürlerini ve geleneklerini Romanya'da özgür şekilde yaşıyor olmalarını görmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Konuk Bakan Corlatean'ın da Mecidiyeli olduğuna işaret eden Davutoğlu, Corlatean'ın dolayısıyla Türklerle aynı kültür ortamında yetiştiğini söyledi.
Bugün bu kültürel özelliklerin korunması konusunda da karşılıklı güçlü iradeyi teyit ettiklerini vurgulayan Davutoğlu, Köstence-Samsun ve Köstence-Pendik deniz ulaşım hatlarının güçlenmesini, hem Türkiye hem de Romanya'ya katkı sağlamasını hedeflediklerini kaydetti.
Görüşmede bölgesel konuları da ele aldıklarını, Balkanlar'daki, Ortadoğu'daki gelişmeleri konuşmaya devam edeceklerini belirten Davutoğlu, özellikle Karadeniz Ekonomik İşbirliği çerçevesinde atılacak adımlarda Romanya ve Türkiye'nin önem taşıdığını söyledi.
Romanya'nın AB konusunda Türkiye'ye verdiği destekten büyük memnuniyet duyduklarını bildiren Davutoğlu, NATO'nun genişleme planları çerçevesinde son dönemde Bosna-Hersek'in üyelik eylem planı alması konusunda birlikte çaba sarf ettiklerini anımsattı.
Davutoğlu, bundan sonra da NATO'ya üye olma isteğini ifade eden ülkelere destek konusunda birlikte çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
Bakan Davutoğlu, konuşmasının sonunda Afganistan'ın Kunduz vilayetinde düzenlenen saldırıda Türkiye'nin de yakından tanıdığı ve dostu olan Afganistan Halk Meclisi Başkanı Abdurrauf İbrahimi'nin babası ve kardeşinin de aralarında olduğu altı kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, bütün Afgan halkına ve İbrahimi'ye taziyelerini iletti.
Suriye
Suriye'ye yönelik uygulanan silah ambargosunun kaldırılmasının, Suriye'deki kaosu daha da derinleştirip derinleştirmeyeceği yönündeki soru üzerine Davutoğlu, Suriye'deki gelişmeleri komşu ve dost bir ülke olarak çok yakından takip ettiklerini söyledi.
Suriye'de çok büyük acılar yaşandığına işaret eden Davutoğlu, "Gönül isterdi ki bu acılar yaşanmasın ve hiçbir şekilde silah kullanılmasın" dedi.
Bu ülkede son dönemde sadece keskin nişancılarla, top ve tank atışlarıyla değil, hava bombardımanlarından sonra Scud füzeleriyle de sivil halka dönük ciddi bir katliam yürütüldüğüne dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle son dönemde Birleşmiş Milletler nezdinde yaptığımız görüşmelerde, ki bugün biraz sonra Sayın Valerie Amos, BM İnsani Yardımlardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, birkaç gün önce de Guterres, BM Mülteciler Yüksek Komiseri ziyaret etti. Onlarla bilgilerimizi paylaştığımızda, insani durumun her geçen gün kötüye gittiğini ve burada savaş suçları işlenmekte olduğunu karşılıklı olarak teyit ediyoruz. Scud füzeleriyle son dönemlerde yapılan hava bombardımanları fırınlarda sıra bekleyen, bir parça ekmeği ailesine götürmek için bekleyen halka karşı yürütülüyor. Bu konuda Birleşmiş Milletler'in elinde ciddi raporlar, dokümanlar var. Fırınlarda bekleyenlere dönük, bilinçli bir şekilde yürütülen bir katliam var, ki 'insanlar ekmek dahi almasınlar, açlığa mahkum olsunlar da haklı taleplerini dile getirmesinler' diye."
Bosna hatırlatması
Bu manzaraların Bosna'yı, pazar yerinde bekleyenlere yönelik yapılan saldırıları hatırlattığını belirten Davutoğlu, maalesef uluslararası toplumun tavrına bakıldığında yine Bosna'yı hatırladıklarını vurguladı.
Davutoğlu, "Üç yıl uluslararası toplum kayıtsız kaldı, karar alamadı ve 300 bine yakın Boşnakın katledilmesine göz yumdu. Şimdi de Suriye'de aynı olay yaşanıyor. O zaman da yine Bosna'daki savaşa dönük güya bir silah ambargosu vardı, ama bir tarafta silahları rahatlıkla temin edebilen, Yugoslavya ordusundan devraldıkları silahları kullanan bir taraf vardı. Buna karşı elinde hiçbir imkan olmayan, küçük ve dar imkanlarla kendini savunmaya çalışan Bosnalılar vardı" diye konuştu.
Suriye'de düzenli ordunun elindeki Scud füzeleri dahil en sofistike silahları kullanabildiğine ve üçüncü ülkelerden rahat silah alabildiğine işaret eden Davutoğlu, buna karşılık halkın kendini savunma imkanının dahi olmadığını söyledi.
Davutoğlu, "Dolayısıyla bu adaletsizliği gidermek lazım. Uluslararası toplum çok net ve kararlı bir şekilde Suriye rejiminin bu savaş suçlarını durdurma konusunda bir irade sergilerse herhangi bir silahlanmaya ihtiyaç olmaksızın, ama bu kararlı tutum sergilenmezse her gün sivil halka dönük bu saldırılar sürerse bir taraftan da 'silah ambargosu uyguluyoruz' dediğinizde, bu inandırıcı olmaz" dedi.
Türkiye'nin uluslararası toplumdan, başta BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri olmak üzere en büyük beklentisinin süratle rejimin bu katliamlarını durduracak kararlı adımlar atması olduğunu belirten Davutoğlu, "Yoksa uygulanan silah ambargosu sadece, rejimin elindeki imkanları daha sert bir şekilde kullanmasına yol açıyor. Diğer kaynaklardan silah temin ediliyorsa da bunda uluslararası toplumun ciddiyetle düşünmesi gereken bir durum var demektir. Esas itibarıyla biz, mümkün olsa bugün, mümkün olsa bu saatte ateşkes olsun ve silahlar bütünüyle sussun isteriz, ama sivil halkın bu şekilde savunmasız kalmasına da kayıtsız kalınmasını doğru bulmuyoruz" diye konuştu.
Diyarbakır ziyareti
Bir gazetecinin, Bakan Davutoğlu'na bugün başlayacak Diyarbakır ziyaretinde ne tür mesajlar vereceğini sorması üzerine Davutoğlu, Diyarbakır'a ziyaretinin iki senedir bekleyen bir randevu olduğunu söyledi.
Dicle Üniversitesi'nin sömestr başlangıcı için kendisini defalarca davet ettiğini, ancak yoğun programları dolayısıyla gidemediğini belirten Davutoğlu, son olarak Dicle Üniversitesi Rektörü geçen ay Ankara'ya geldiğinde kendisini tekrar davet ettiğini anlattı.
Bu anlamda Diyarbakır ziyaretinin gecikmiş bir ziyaret olacağını ifade eden Davutoğlu, "Bugünlerdeki gündemle doğrudan alakalı değil, Dicle Üniversitesi'nde bir konferans vereceğim. Tarım Bakanımızla birlikte de partimizin il danışma toplantısına katılacağız" dedi.
Orada sivil toplum temsilcileriyle de görüşme imkanı bulacağına işaret eden Davutoğlu, imkan buldukça değişik vilayetleri ziyaret etmek istediğini ve ettiğini kaydetti.
İki hafta önce Bursa'da olduğunu anımsatan Davutoğlu, Diyarbakır'dan sonra da Cumartesi günü Mersin'de hem partisinin eğitim programına katılacağını hem de Konya-Karaman-Mersin arasında lojistik merkez kurma konusundaki bir toplantıya katılacağını söyledi.
Davutoğlu, "Dolayısıyla Diyarbakır ziyaretimiz, tabii mutlaka hükümetimizin, Sayın Başbakanımızın verdiği temel mesajlar çerçevesinde, milli birliktir, kardeşliktir, Türkiye'nin yükselen bir güç olarak dünyada aldığı yeni konumda iç huzurunu pekiştirme gayretleridir" diye konuştu.
Üniversitede yapacağı konuşmanın akademik olacağını ifade eden Davutoğlu, diğer görüşmelerinde de son dönemdeki pozitif atmosferi herkesin sahiplenmesi konusunda hükümetin zaten vurgulayageldiği temel yaklaşım çerçevesinde mesajlar vereceğini belirtti.
İki bakan basın toplantısı öncesinde de iki ülke arasındaki Stratejik İşbirliği Ortaklık Bildirgesi'nin Eylem Planı ile Eğitim, Kültür ve Basın, Gençlik ve Spor Alanlarında İşbirliği Programı'nı tadil eden protokolü imzaladı.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...