Bor umuduna darbe

AB, Türkiye’nin itirazlarına karşın ‘bor’u‘üremeye olumsuz etkili toksik madde’ listesine aldı. AB’nin kararı Türkiye’nin AB’ye bor ve türevleri ihracatının yüzde 70’ini olumsuz etkileyecek. AB’nin kararını bilimsel temellerden uzak olarak değerlendiren Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü’nde dava açmaya hazırlanıyor.

Bor umuduna darbe
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.11.2008 - 08:29

Avrupa Birliği (AB), dünya bor rezervlerinin yüzde 70inden fazlasına sahip olan Türkiyenin itirazlarına karşın, boru üremeye olumsuz etkili toksik maddelistesine aldı. Türkiye, ABye bor ihracatının yüzde 70ini olumsuz etkileyecek kararla ilgili Dünya Ticaret Örgütünde (DTÖ) dava açmaya hazırlanıyor.

Daha önce 2 kez DTÖ yaptırımlarına maruz kalan Türkiye, ilk kez DTÖye şikâyette bulunurken, bunun AB aleyhine olması da ayrıca önem taşıyor.

ABnin bu kararının Türkiyenin AB dışındaki ülkelere de ihracatını olumsuz etkilemesi bekleniyor.

AB Komisyonu, 2000 yılında, ‘bor’u söz konusu direktif kapsamında incelemeye aldı. Üremeye olumsuz etkili toksik maddeolduğu gerekçesiyle 2 sayılı listede yer almasına ilişkin direktifi de, 9 Haziran 2008de kabul etti. ABnin söz konusu kararı, 15 Eylülde Topluluk Resmi Gazetesinde, 20 gün sonra yürürlüğe girmek üzere yayımlandı.

Şimdi Türkiye, ABnin kararını, bilimsel temellere dayanmadığı ve ticarette teknik engel oluşturmaya yönelik olduğugerekçesi ile DTÖ nezdinde dava etmeye hazırlanıyor. Bu konuda bir avukatlık firması ile anlaşmalar tamamlanmak üzere.

ABnin bu kararı alırken, fareler üzerinde yapılan deneylere dayandığı, oysa borun doğrudan tüketime sunulan bir madde olmadığına dikkat çekiliyor. Yoğun olarak deterjan, cam, seramik gibi sektörlerde, az miktarda da enerji sektöründe kullanılan ‘bor’un, söz konusu ürünler aracılığı ile insana bulaşmasının mümkün olmadığı vurgulanıyor.

ABnin söz konusu kararı nedeniyle, bor ihracat pazarının yüzde 50 olumsuz etkilenmesi ve en az yıllık 50 milyon dolar ihracatta kayıp yaşanmasının söz konusu olduğu belirtiliyor.

Ayrıca, direktif uyarınca, bor ve türevleri, içeriğinde yüzde 5.5ten fazla bor ve türevleri bulunan ürünlerin ihracatında ambalajın üzerinde üreme sağlığı üzerinde etkili toksik maddeibaresi ile kuru kafa ve çapraz kemik işaretlerinin yer alması olumsuz etki yaratacak.

Dünyada 4 milyar ton bor rezervi var. Bunun yüzde 72si Türkiyede. Bor kimyasallarının yüzde 95i cam, seramik ve deterjan sektörüne satılıyor. Bu yıl, 500-600 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmesi beklenen bor ihracatının 130-140 milyon doları ABye yönelik olacak.

 


Türkiye: Bilimsel temellerden uzak

 

Türkiye, ‘bor’u AB ve DTÖ platformlarında savunurken, bilim adamlarından, toksikologlardan aldığı verilere dayanarak, normal kullanım şartlarında borun insan sağlığına doğrudan olumsuz etkisinin olmadığını savundu. Yapılan epidomolojik çalışmaları örnek gösteren Türkiye’nin tezinde, bor üretiminde çalışan ve doğrudan bora maruz kalan insanların kan ve idrar örneklerinde, AB’nin doğrudan bor enjekte ettiği farelerde, köpeklerden yola çıkarak öngördüğü düzeylerde bora rastlanmadığı anlatıldı. Çin, ve ABD’de yapılan ve borun insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olmadığını gösteren çalışmalar da sunuldu.

DTÖ kurallarına göre, ülkeler, insan sağlığı ve hayatı söz konusu olduğunda, gerekli gördükleri önlemi, “ticareti gereksiz yere kısıtlamadan” alma hakları bulunuyor. Ancak, AB’nin aldığı kararın bilimsel temele dayanmadığı, kararda belirtilen hususların riskle orantılı olmadığı değerlendirildiğinde, “AB’nin, Türkiye’nin ticaretini gereksiz kısıtladığı” ve “teknik engel yarattığı” düşünülüyor.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler