Boyner: Emeğimizi boşa harcıyoruz

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''Seçime hazırlık dönemi hepimizin ülkemizin sorunlarının ve bunlara siyasi partilerimizin getirecekleri çözüm önerilerini tartıştığı bir dönem olmalı. Maalesef biz siyasetin siyaset içermeyen konularla yapıldığı bir çamur atma dönemini yaşıyor, enerjimizi boşa harcıyoruz'' dedi.

Boyner: Emeğimizi boşa harcıyoruz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.05.2011 - 10:42

Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Adana Genç İşadamları Derneğinin (AGİAD) düzenleyeceği ''İş ve Meslek Ödülleri'' törenine katılmak üzere geldiği Adana'da iş dünyasının temsilcileriyle biraraya geldi. Boyner, burada yaptığı konuşmada, seçime hazırlık döneminin herkesin ülkenin sorunlarının ve bunlara siyasi partilerin getirecekleri çözüm önerilerini tartışma dönemi olması gerektiğini söyledi.

''Maalesef biz siyasetin, siyaset içermeyen konularla yapıldığı bir çamur atma dönemini yaşıyor, enerjimizi boşa harcıyoruz'' diyen Boyner, şöyle konuştu:

''Uluslararası rekabetin keskinleştiği, ülke ekonomilerinin büyümesi, istihdamın artırılması ve sürdürülebilir kalkınmanın mümkün kılınması için özel politika uygulamalarının tasarlandığı ve yarışın gittikçe daha zorlaştığı bir dönemdeyiz. Bizi yeni bir dönem bekliyor. Dünyadaki büyüme yarışında rekabetçi olmayı sağlamamız şart. Ama sadece zenginleşerek bunu başaramayız. Gelir dağılımı adaletini bölgesel kalkınmışlık farklarını gözeterek; toplumsal katılım ve paylaşımı artırarak, eğitim kalitesini, basın ve ifade özgürlüğünü geliştirerek, adalet sistemimizde tarafsızlık ve etkin çalışma için yapısal reformları gerçekleştirerek, Dünya İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde şu anda bulunduğumuz 83. sıradan, dünya ekonomisinde ilk 10'a ulaşmayı hedefleyen bir Türkiye'ye layık olan gelişmişliğe de ulaşmamız şart.''
 

''Halının altına süpürülenleri, hep beraber temizlememiz gerekiyor"

Boyner, seçim sonrası dönemin bir fırsat olarak yakalanması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Yıllardır biriktirdiğimiz sorunları yeni bir toplumsal mutabakat ile çözme fırsatı. Ötekileştirmeden, yok saymadan. Kadınlarımızla, gençlerimizle, bizi biz yapan tüm farklılıklarımızla, zenginliklerimizle ama bir arada, birlikte çözme zamanı... Bilmeliyiz ki; önümüzdeki eşiği atlamak için, birinci ligde tüm vatandaşlarımızın mutlu, özgür ve müreffeh yaşayabilmeleri için anlaşmamız, birbirimizi anlamamız ve halının altına süpürülenleri, hep beraber temizlememiz gerekiyor. Korkmadan, yılmadan, korkutmaya çalışanlara karşı koyarak, kendimize ve bu ülkenin Güneydoğu'sundan, Kuzeybatı'sına, sahilinden yaylasına kadar eşit ve özgür vatandaşlar olarak birlikte, bir arada ve huzurla yaşama hakkımız olduğuna inanarak ve güvenerek.''
 

 

''Ortaya konulan tablo memnuniyet verici"

''Büyüme açısından ortaya konulan bu tablonun memnuniyet verici olduğunu elbette kabul etmek gerekir'' diyen Boyner, ''Buna rağmen, yine de büyümenin yapısını ve diğer makro değişkenler üzerindeki yansımalarını irdelemekte fayda olduğunu düşünüyorum'' dedi.

Boyner, şöyle devam etti:

''2010'da, iç talebin içerisinde, özel sektör gayri safi sabit sermaye oluşumu harcamaları, özellikle de makine-teçhizat harcamaları yıllık bazda en hızlı büyüme gösteren bileşenler olmuştur. Bu çerçevede, adı geçen bileşenlerde benzer büyüme hızlarının en son 2003 son üç çeyrek-2004 ilk çeyrek arasında gözlemlendiğini düşünürsek, özel sektör yatırımlarındaki bu hızlı artışı mevcut sermaye stokunun 7 yıla yakın bir süre sonrasında yenilenmesine yönelik çaba olarak yorumlayabiliriz.

Tüketim ve yatırım rakamlarındaki bu hızlı artış büyümeyi desteklerken diğer taraftan da artan enerji ve emtia fiyatlarıyla bir araya gelerek Türkiye'nin ithalat faturasında büyük artışlara neden olmuştur. İthalat 2010 yılı sonu itibarıyla kriz öncesi eğilimine dönmüş gözükmektedir. İthalattaki artış, özellikle ara malı ithalatındaki artış dikkati çekicidir.

İthalatta hızlı, ihracatta ise olağan artışlar neticesinde, ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Şubat ayında yüzde 93 iken, bu oran Mart 2011'de yüzde 55'e gerilemiştir. Ara malı ticaretinde, ihracatın ithalatı karşılama oranının 2009 Şubat ayında yüzde 77'lere çıkması, 2011 Mart ayında ise yüzde 40'ın altına gerilemesi dış ticaret açığının enerji fiyatlarındaki artışa ve iç talebin canlılığına duyarlı olduğunu ortaya koymaktadır.''

Boyner, gerek tüketim gerekse yatırım büyümesinde, 2000-2001 krizleri sonrasında dalgalı kurun getirdiği ''görece istikrarlı kur hareketi, enflasyonla mücadelede sağlanan başarı, çok yüksek seviyelerden hızla tek hanelere gerileyen faiz oranları, artan borçlanma vadeleri ve sağlıklı bir yapıya kavuşan bankacılık sektörünün aracılık faaliyetlerinin gelişmesi''nin büyük rol oynadığını söyledi.

TÜSİAD Başkanı, Türkiye ekonomisinin bugün geldiği noktada, ''başarılı krizden çıkış ve toparlanma sürecine, enflasyon ve faizlerde gelişmiş ekonomilere yaklaşan oranlara'' rağmen, işsizlik, yüksek iç-düşük dış talep, artan ithalat bağımlılığı, artan dış ticaret ve cari işlemler açığı ve dünya enerji-emtia fiyatlarıyla birlikte büyüyen enflasyon baskılarıyla karşı karşıya olduğunu söylemenin mümkün olduğunu da bildirdi.
 

Ekonomide ısınma var mı, yok mu?

Boyner, konuşmasında son günlerde gündeme gelen ''ısınma var mı, yok mu?'' tartışmalarına da değinerek, ''GSYH'nın 2003 birinci çeyrek-2008 birinci çeyrek arasında yakaladığı potansiyel çıktı eğilimi dikkate alındığında, 2010 yılı son çeyrek itibarıyla henüz bu eğilime uzak olduğumuz anlaşılıyor. Bu açıdan bakarsak, Türkiye ekonomisinin bir aşırı ısınma sürecinde olduğunu söylemek zor'' dedi.

Diğer taraftan, 2003 birinci çeyrek, 2010 son çeyrek arasında bir potansiyel çıktı eğilimi hesaplandığında, 2008 birinci çeyrekteki kadar olmasa da, 2010 yılı dördüncü dönemde potansiyel çıktı eğiliminin üzerine çıkıldığının açıkça görebildiğini belirten Boyner, ''Ayrıca, son dönemde ithalat vergilerindeki artış, yapı ruhsatlarında Aralık 2010 itibarıyla yıllık artışın yüzde 200'leri aşması ve devam eden kredi genişlemesi, kapasite kullanım oranları ve işsizlik rakamlarına dayandırılan ısınma olmadığı yönündeki analizlere karşı argüman olarak öne sürülebilir'' şeklinde konuştu.

Boyner, şunları kaydetti:

''Isınma var mı, yok mu tartışmalarını bir kenara bıraktığımızda ise kaynama noktasına gelmese bile, iç talep ağırlıklı yapının giderek ithalata yönelerek güçlenmesi veya enerji-emtia fiyatları artışlarının devam etmesi halinde, ekonominin yüksek hızlarda büyümeye devam etmesinin mevcut cari açık sorununu ve enflasyon baskılarını daha da ağırlaştıracağı açık olarak görülmektedir.''

Ekonomi yönetiminin önemli bir parçasını oluşturan bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumların büyük sorumluluğa sahip olduklarını anlatan Boyner, ''Bu nedenle, piyasa gözetimi ve denetimi açısından son 10 yılda gösterdiğimiz ilerleme, bu alanda herhangi bir geri adıma izin vermeyecek kadar hassastır ve bu ilerlemeden geriye gidişin sonuçları tahmin edilebileceğinden çok daha vahim olabilir'' şeklinde konuştu.

Boyner, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Bağımsız düzenleyici ve denetleyici kurumlar risklerin sistemik hale gelmeden, yalın teknik gözle olayları irdelemek ve son derece karmaşık sorunlara, gelişmiş çözümler üretmek anlamında, Türkiye ekonomisinin istikrarı için kilit rol oynamaktadır. Bu rol cari açık dahil birçok ekonomik sorunun yönetiminde siyasi irade üzerindeki yükü hafifletir niteliktedir. Geçtiğimiz 10 yıl içinde yapısal reformlar anlamında en önemli kazanımımız olan bağımsız kurumlar, bu dönemdeki risk yönetiminde etkili rol oynamalıdır.

Türkiye son 10 yılda gerçekleştirdiği reformlarla yapısal bir dönüşüm elde etmiş ve krizlere dayanıklılığını artırmıştır. Paralel bir boyutta önümüzdeki dönemde başarmamız gereken de Yatırım Ortamını İyileştirme ve Yeni Sanayi Stratejisi bağlamında bekleyen mikro reformları gerçekleştirerek, verimlilik tabanlı büyümeye geçmek ve böylelikle cari açığı yaratan büyüme modelimizi yapısal reformlarla dış ticaret fazlası üreten bir ekonomi haline dönüştürmektir.''

Boyner, konuşmasının ardından işadamlarının çeşitli sorularını yanıtladı.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler