Brown'a 'kötü muamele' suçlaması

İngiliz basın yayın organları, Brown'un bazı çalışanlarının, ülkedeki "kötü muamele görenlere danışmanlık yapan bir derneğin yardım hattını" arayarak, şikayette bulunduklarını bildirdi.

Yardım derneğinin başkanı Christine Pratt, BBC'ye yaptığı açıklamada, geçen 3-4 yıl içerisinde derneğin yardım hattının başbakanlıktan 3-4 kez arandığını söyledi. Pratt, şunları kaydetti:

"Geçen birkaç ayda, Gordon Brown'un ofisindeki çalışanlardan birkaç telefon aldık. Bazıları bilgi almak içindi ama bazıları da yardım hattımızı aradı. Biz Gordon Brown'un kabadayı olduğunu söylemiyoruz ancak ofisinde çalışanların sorunları ve endişeleri olduğunu ve bizim yardım hattımızı aradıklarını söylüyoruz."

Brown'un parlamentodaki özel sekreteri ve İşçi Partisi milletvekili Anne Snelgrove da yardım derneğinin, bu telefon aramalarının gerçekten başbakanlıktan yapılıp yapılmadığını ortaya koyması gerektiğini söyleyerek, Pratt'i suçladı. Snelgrove, "Bu telefon görüşmeleri doğruysa neden Pratt bu konuyu özel olarak değil de kamuoyu önünde konuşuyor" dedi.

Bugün birçok İngiliz gazetesinin manşetten verdiği haberde, Başbakan Brown'un yanında çalışanlara bağırıp çağırdığı, itip kaktığı ve kötü muamele yaptığı iddialarının ilk olarak, tanınmış bir siyaset yazarı ve gazeteci olan Andrew Rawnsley tarafından kaleme alınan kitapla gündeme geldiği anımsatıldı.

Daily Telegraph ve Times gazeteleri, çalışanlarının yardım hattını aradığı iddialarıyla, Brown'un göreve uygunluğunun tartışılır hale geldiğini yazarken, Guardian'ın köşe yazarı Jonathan Freedland, "Daha önce parti içi mücadelenin kızıştığı günlerde gündeme gelseydi Brown'a çok zarar verebilecek bu iddialar, şu anda Başbakanın konumunu fazla etkilemeyecektir" yorumunu yaptı.

Freedland, Mayıs ayında yapılması beklenen genel seçimler öncesinde İşçi Partisi'nin yeniden güç toplamaya başlayıp son kamuoyu yoklamalarına göre muhalefetle arasındaki farkı iyice azalttığını, bu aşamada Brown'un huysuzluklarıyla ilgili iddiaların seçmeni pek şaşırtmadığını, çok da etkilemeyeceğini savundu.

Independent gazetesi ise "Seçimde oylar politikalara göre belirlenmeli, kişiliklere göre değil" diyerek, halen en önemli konunun partilerin ekonomi politikaları olduğunu kaydetti.