'Bu cinayetlerle hiçbir ilgim ve bağlantım yok'
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ''Zirve cinayetleri olarak anılan iğrenç katliamın öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere hiçbir aşamasıyla ilgili en küçük bilgim, ilgim ve bağlantım olmadığını ve olamayacağını sesleniyorum'' dedi.
Polis, duruşma nedeniyle Malatya Adliyesi çevresinde sabah saatlerinden itibaren yoğun güvenlik önlemi aldı. Tutuklu sanıklar, cezaevi araçlarıyla adliyeye getirildi. Zirve Yayınevi'nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Suzanne Geske ve müdahil avukatları, duruşmayı izlemek üzere koruma eşliğinde adliyeye geldi. Sağlık sorunları nedeniyle rapor alarak 3 Eylül'deki duruşmaya katılmayan emekli orgeneral Hurşit Tolon, havayoluyla İstanbul'dan Malatya'ya getirildi.
Malatya E Tipi Cezaevi'ndeki giriş işlemlerinin ardından cezaevi aracıyla Malatya Adliye Sarayı'na getirilen Tolon, diğer sanıklarla duruşmanın yapılacağı Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. Tolon, oturtulduğu sıradan arkasına dönerek, salonda bulunan eşi Ayla ve oğlu Tolga Tolon'a başıyla selam verdi.
Zirve Yayınevi davası
Malatya'da, 18 Nisan 2007'de, Zirve Yayınevi'nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, boğazı kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalanmıştı.
Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'ndeki tedavisinin ardından, diğer zanlılarla tutuklanmıştı. Günaydın'ın olaydan yaklaşık 2 yıl sonra cezaevinde cumhuriyet savcısına verdiği ifade doğrultusunda, olayı azmettirdiği gerekçesiyle Varol Bülent Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki de tutuklanmış, Yelki daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
Savcı İsmail Aksoy'un davayla ilgili hazırladığı 19 sanıklı ikinci iddianamede, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüğü 1993 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli gizli bir yapılanmayı, Ergenekon terör örgütünün talimatları doğrultusunda, bu örgüte bağlı kurarak faaliyete geçirdiğinin belirlendiği ileri sürülmüştü.
İddianamede, Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil'in yanı sıra astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, İlker Çınar ile olaya ilişkin devam eden mevcut davada da sanık olarak bulunan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aral ve Hüseyin Yelki sanık olarak gösterilmişti.
Hurşit Tolon sanık olarak savunmasını sunuyor
Malatya'daki Zirve Yayınevi'nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 47. duruşmasında, ikinci iddianamede sanık olarak yer alan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, savunmasına başladı. Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, kimlik tespitinin ardından, daha önceki duruşmalara katılmadığı için Hurşit Tolon'a iddianamede yöneltilen suçlamaları hatırlattı.
Bunun üzerine Tolon, Ergenekon isimli bir örgütün 5 yıldır ortaya çıkarılmadığını, böyle bir örgütün olmadığını iddia etti. Kendisiyle ilgili tüm suçlamaların iftira olduğunu savunan Tolon, Zirve Yayınevi cinayetlerinde hayatını kaybeden ''3 masum insana Allah'tan rahmet, acılı ailelerine sabır'' dileklerini iletti. Tolon, ''Tüm insanlara bu katliamı lanetlediğimi haykırıyorum. Zirve cinayetleri olarak anılan iğrenç katliamın öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere hiçbir aşamasıyla ilgili en küçük bilgim, ilgim ve bağlantım olmadığını ve olamayacağını sesleniyorum'' dedi.
Tolon, İnönü Üniversitesi'nde dönemin Rektörü Fatih Hilmioğlu'nun bir ay önce kendisini davet ettiği ve konuşmacı olarak katıldığı konferansın, Zirve cinayetleriyle aynı güne denk gelmesi nedeniyle mahkeme karşısında olduğunu ileri sürdü. Mahkeme salonunda bulunan ve iddianamede geçen hiçbir sanığı tanımadığını iddia eden Tolon, sanıklarla hiçbir şekilde dolaylı ya da doğrudan irtibatının daha önce de şimdi de olmadığını savundu.
''Türkiye Ulusal Strateji ve Harekat Dairesi (TUSHAD) isimli kuruluş yoktur ve hiçbir zaman olmamıştır'' diyen Tolon, bunların davanın hem gizli tanığı hem de sanığı olan İlker Çınar'ın iftiraları olduğunu öne sürdü. Soyut iddialarla olayın azmettiricisi gibi sözde sanık konumuna getirildiğini iddia eden Tolon, gizli tanık olarak ifade veren İlker Çınar'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) göreve başlaması üzerinden kısa bir süre sonra alkollü olarak mesaiye geldiği için cezalandırıldığını, daha sonra da firar suçundan 5 ay hapis cezasına çarptırıldığını, disiplinsiz davranışları dolayısıyla da sözleşmesi feshedilerek TSK'yla ilişkisinin kesildiğini öne sürdü.
Hurşit Tolon, iddianamede, kendisi üzerinden Genelkurmay Başkanlığı ile Özel Kuvvetler Komutanlığı'na devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan suçlamalar yöneltildiğini ileri sürerek, bununla Genelkurmay Başkanlığı'nın suçlandığını, TSK'nın karalama, yıpratılma ve itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını savundu.
'İddianame, içeriği itibariyle iftiranameye dönüşmüştür'
Kamuoyunun yanıltılmaması için iddianamedeki iddialara yanıt vermeye geldiğini dile getiren Tolon, ''Maruz bırakıldığım hakaret, zulüm ve iftiraları hiçbir şekilde hak etmiyorum. Biliyorum ki, en yakıcı yara haksızlık yarasıdır. İddianame içeriği itibariyle iftiranameye dönüşmüştür. Tamamen düzmece olan belgeler neticesinde asılsız iddialara maruz kaldığım için derin bir üzüntü ve hicap duymaktayım. Ben savunma yapmaya değil, kişilik haklarımı korumaya, gasp edilen bireysel haklarımı geri almaya geldim'' diye konuştu.
TUSHAD isimli bir kuruluşun hiç kurulmadığını, bunun İlker Çınar'ın hayali bir senaryosu olduğunu ileri süren Tolon, Genelkurmay Başkanlığı'nın da böyle bir kuruluş olmadığını ilettiğini belirtti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tanık sıfatıyla ifade veren Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün de ifadesinde Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Dairesi bünyesinde TUSHAD isimli bir birimin bulunmadığını son derece net olarak ifade ettiğini aktardı.
Ayrıca bir kuruluşun 14 yıl kimsenin haberi olmadan bir kişi tarafından yönetilmesinin imkanı bulunmadığını ileri süren Tolon, İlker Çınar'ın soyut iddiası dışında TUSHAD İle ilgili hiçbir kanıtın bulunmadığının açık olduğunu savundu. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Genelkurmay Başkanlığı'nda uzun bir süre Genel Sekreterlik görevini yürüttüğünü, karargah içinde ifa edilen bu görev çerçevesinde bir birimin yönetilmesinin de imkansız olduğunu ileri sürdü.
Gizli tanık İlker Çınar'ın TUSHAD birimine üye olduğunu belirttiği dönemde hapiste olduğunu iddia eden Tolon, TUSHAD'ın varlığı ve kendisinin bu birimin yöneticisi olduğu yönündeki suçlamaların, ''eşine bilim-kurgu filmlerinde rastlanabilecek bir senaryo'' olabileceğini söyledi. Daha sonra duruşmaya ara verildi. Tolon'ın aranın ardından savunmasına devam edeceği belirtildi. Duruşmayı, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un eşi Ayla ve oğlu Tolga Tolon ile yakınları ve arkadaşları da izledi.
Tutuksuz sanık Gelegen, basın mensuplarını tehdit etti
Duruşmanın başında sanık avukatları, gizli tanık İlker Çınar'ın tehdit edildiği gerekçesiyle yapılan ara celsenin dokümanlarını istedi. Öte yandan sanıklardan Emre Günaydın, olay öncesi babasının spor salonunda diğer 4 sanıkla birlikte olduğuna ilişkin görüntülerin bulunduğunu belirtti. Bunun üzerine, müdahil avukatlar görüntülerin bulunarak, izlenilmesini talep etti.
Sanıklardan Varol Bülent Aral da kaldığı Elbistan Cezaevi'nde dayak dışında her türlü işkenceye maruz kaldıklarını ileri sürerek, başka cezaevine naklini istedi. Aral, 15 gündür cezaevinde açlık grevi yaptığını söyledi.
Emre Günaydın ve arkadaşlarının cezaevindeki görüşmelerinin, yüksek teknolojili dinleme sistemiyle dinlenildiğini öne süren Aral, bu kayıtların çıkarılmasını istedi. Tutuksuz sanıklarından Levent Ercan Gelegen, adliye çıkışında görüntü alan basın mensuplarını tehdit etti.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?