Bu kadarına da pes
Evlat acısı yaşayan Ergenekon tutuklusu Prof. Hilmioğlu'nun evinde kalmasına izin verilmedi.
Tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının cenazelerine katılabilmesine ilişkin yasa değişikliğine karşın kolluğun keyfi uygulaması nedeniyle kayıp acısı katmerleniyor. Son olarak trafik kazasında geçen hafta sonu kaybettiği oğlu Emir Hilmioğlu’nun cenazesine katılmak üzere Ankara’ya gelen Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun evinde kalmasına “güvenliğin sağlanamayacağı” gerekçesiyle izin verilmedi. Karaciğer kanseri olan Hilmioğlu, evlat acısını Sincan Cezaevi’nde ve yalnız başına yaşamak zorunda kaldı.
Karaciğer kanseri olan Hilmioğlu, evlat acısını önceki gece Sincan Cezaevi’nde ve tek başına yaşamak zorunda bırakıldı. Dün sabah jandarmalar eşliğinde evine getirilen Hilmioğlu, akşam yeniden Sincan’a götürüldü.
Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal geçen yıl babasını kaybetmiş ancak cenazesine katılması için izin çıkmaması tartışma yaratmıştı. Bu gelişme üzerine kamuoyunda “Haberal Yasası” olarak bilinen tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının cenazesine katılabilmesine olanak sağlayan düzenleme 10 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe girmişti. Yasa değişikliğine karşın cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili uygulama farklılık gösteriyor. Yasanın çıkmasının dayanağı olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, babasının cenazesine katılamamış, ancak düzenlemenin ardından yitirdiği annesinin cenazesine katılabilmişti.
Hilmioğlu’nun avukatı Mehmet Sever, cenaze izni veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Prof. Dr. Hilmioğlu’nun evde mi yoksa cezaevinde mi kalacağı konusundaki takdir yetkisinin Hilmioğlu’na eşlik eden jandarma komutanına bırakıldığını bildirdi. Sever, “Mahkeme jandarma komutanının takdirine bırakmış o da takdirini bu yönde kullandı. Akşam 23.00’te Sincan Cezaevi’ne götürüldü, sabah 07.00’de eve geri getirildi” dedi. Hilmioğlu dün gece de tekrar cezaevine götürülürken, bugün oğlunun cenaze törenine jandarmalar eşliğinde katılacak. Karaciğer kanseri olan Prof. Dr. Hilmioğlu’nun cezaevinde tedavisinin yapılmaması da eleştiri konusu. Yasaya karşın tutuklunun cezaevinde mi yoksa belirlenmiş bir konutta mı geceyi geçireceği konusu tamamen jandarmanın inisiyatifine bağlı olarak gerçekleştiriliyor. Odatv soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu dönemde gazeteci yazar Doğan Yurdakul’un kanser hastası eşi Güngör Yurdakul hayatını kaybetmişti. Yurdakul’un avukatlarının girişimi üzerine alınan izinle Yurdakul Ankara’ya gelmiş ve eşini sonsuzluğa evlerinden uğurlayabilmişti. Yurdakul’un eşinin mezarına cezaevi aracının gölgesinde toprak atması da tartışma yaratmıştı. Ergenekon davasının tutuklularından Yarbay Mustafa Dönmez de geçen ay Hilmioğlu gibi evlat acısını cezaevinde yaşayan isim olmuştu. Dönmez, Azerbaycan’da trafik kazasında yaşamını yitiren oğlu Alp Kaan Dönmez’in cenazesine “son anda” yetişebilmişti. Emekli Albay Dursun Çiçek de annesinin rahatsızlanması üzerine son bir kez görebilmek için yaptığı izin girişiminden sonuç alamamış ve annesini cezaevinde yitirmişti. Çiçek aldığı özel izinle annesinin cenaze törenine katılabilmiş ve taziyeleri kabul etmişti.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu