Bu Yazı Bir Veda Yazısı Değildir İlhan Selçuk...
Derin üzüntüler vardır… Bazı yazılar bu derin üzüntülerin kalıntıları arasında çırpınırken memleketimin şairinin dizesi haykırışa dönüşür; bu yol yordam bilmeyen hayatın karşısında… Yaşamak güzel şey Taranta Babu… İlhan Selçuk son yazısında böyle anlatıyordu Nazım Hikmet’in dizesiyle içindeki hayatın dalgalanışını…
İlhan Selçuk ki, bir büyük insan… Bildiğini söylemekten sakınmayan ve cesur… Ve hızla ve şiddetle kirlenen siyasetin ve haysiyetin karşısında başkalarının kalemtıraşıyla biçimlenmemiş bir kalem… Yaşamanın güzelliği bundandır işte… Yaşamak, İlhan Selçuk’lar için bir erdemdir ve insanına bir aydınlığı işaret edenler, tıpkı onun gibi zor yollardan geçmişlerdir. Kendi cennetini yeryüzünde inşa etmeye uğraşan iktidarlar korkularıyla yüzleşebilmelerini İlhan Selçuk’lara borçludur… Korkmak insancadır ve daha az korkmak için insan başkalarının canını yakmamayı öğrenmek ve suç işlemekten vazgeçmek zorundadır… Çok korkanlar; gölgelerinden bile korkanlar, kendi insanlarından, kendi tarihinden, yerine getirilmemiş sözlerinden, yalnız bırakılmış bir çocuğun ağlamasından, çözümsüz bırakılmış sorunlardan, kendi öfkelerinden ve nefretlerinden dahi korkanlar, bu korkularıyla İlhan Selçuk’ların o ödünsüz yaşamları sayesinde yüzleşebilmektedir… Keşke hepimiz İlhan Selçuk kadar korkusuz yazıp ve yaşayıp bu memleketin toprağına huzurla ait olabilmeyi bilsek…
İlhan Selçuk, annemin ve babamın, Köy Enstitüsü mezunu dedemin ve bu ülkeyi seven, vatanı bilen ve onun için çalışan bütün ailemin okuduğu bir yazardır. Aydınlanmanın matematiğini, diyalektiği çözmeyi denemiş herkes, İlhan Selçuk’ların yokluğunu hissederken ve bu memlekette değerli taşların sayıları hızla azalırken, cesareti ve vakurluğu örnek alınacak bir yurttaş olmanın gereğini hatırlamayı öğrenebilir…
1952 yılından bu yana tutuklanmalar, gözaltılar, yargılanma süreçleri derken yazarlığına ve hayatına ilişkin çok zor sınavlarla dolu bir ömür geçirmiştir İlhan Selçuk… Bu çok önemli bir yoldur, zira benzer zorluklar ve süreçleri geçiren pek çok meslektaş bu denli iradeli ve dik durmayı başaramayabilir, sistemin içinde benzeşerek yoluna devam edebilir. İlhan Selçuk özgün bir iradenin simgesi olmayı bu nedenle başarmıştır.
Yakın geçmişte ‘sözde’ demokratikleşme adı altında “Ergenekon” kapsamında göz altına alınan İlhan Selçuk, anlaşılıyor ki 2010 yılında, hala düşünceleri, zekası ve aydınlanma simgesi oluşuyla bir tehdit olarak görülmüştür.
Bu ülkenin mert insanlara her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. İlhan Selçuk’un ardından bir kez daha anımsanması gereken gerçek, tüm dünyanın sorunlu lider ve siyasi yapısına, ulus- devletlere karşı girişilen savaşa rağmen bu topraklarda başlatılmış olan milli mücadelenin özgürlükle beslenmiş ruhuna aşık çok daha fazla onurlu insana ihtiyacı vardır ki, İlhan Selçuk’lar boşuna yazmış olmasın… Yazmanın zorluğu şimdi bir kez daha başlıyor olmalı… İşte bu yüzden bu bir veda yazısı değildir İlhan Selçuk…
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama