'Bunları azdıran sensin'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti. Bahçeli, ülkenin çok ağır iç ve dış tepkilerle karşı karşıya kaldığı bir ortamda 12 Haziran seçimlerine gidildiğini söyledi. Bu seçimlerin ''iktidarın ortaya koyduğu Türkiye tablosuyla bu ülkede vatandaşların yaşadığı gerçekler arasındaki farkı belirleyeceğini'' ifade eden Bahçeli, özel bir mazeret olmaması halinde herkesin oy kullanmasını istedi. Demokrasiyle yönetilen bir ülkede, kararı milletin vereceğini belirten Bahçeli, AKP'nin iktidarı süresince yaptıklarından memnun olanların yine aynı partiye oy vermelerini, hizmetlerden memnun kalmayanların ise oy vermemesini söyledi.

AKP iktidarının hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir sayısal çoğunlukla iki dönem tek başına iktidar olma şansı bulduğunu belirten Bahçeli, ''Milletimizin yüksek teveccühüne rağmen milletimize layık olamamış bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar iki dönem olmuştur ama Sayın Başbakan üçüncü dönemi istemektedir. Üçüncü döneminde ise ustalık dönemi olarak çılgın projelerle Türkiye'nin karşısına çıkmıştır. Bu projeler, eğer yapılabilecek projeler olsaydı, 9 yıl içinde bunun bir ucundan başlar, şimdi ya bitirmiş olurdun ya da derdin ki 'aziz vatandaşlarım, bakın şunları yaptım ama henüz bitmedi, bana bir 4 yıl daha verin' demiş olsaydı, bu millet hoşgörülü olarak 'hadi yolun açık olsun, şu işleri tamamla' derdi'' diye konuştu.

Milletin önemli sosyal ve ekonomik sorunlarının bulunduğunu ifade eden Bahçeli, ''Bu sorunlara, Sayın Başbakan hiçbir yerde değinmemekte, hayali projelerle rüyasını anlatarak zaman kaybettirip, tekrar milleti aldatmaya ve kandırmaya çalışmaktadır. Sayın Başbakana Samsun'dan sesleniyorum: Kalkıp iftira ve yalanla Milliyetçi Hareket Partisi'ni ortadan kaldırmaya yönelik karanlık düşüncelerle uğraşacağına halkın gerçekleriyle baş başa kal'' dedi. Türkiye'de 6 milyona yakın insanın işsiz olduğunu, bunların yüzde 21'ini genç işsizlerin oluşturduğunu kaydeden Bahçeli, nüfusumuzun yüzde 18.8'inin yoksulluk ve açlık sınırının altında kaldığını bildirdi.

Nüfusun, yüzde 46.3'ünün geçinemediğini, yüzde 43.9'unun yeni giysi alamadığını, yüzde 38.5'inin yeterli ısınamadığını, yüzde 57.7'sinin borçlu ve borçlu olanların da yarısının borcunu ödemeyecek hale geldiğini anlatan Bahçeli, işsizlik ve yoksulluğun hayat şartlarını güçleştirdiğini, bunun için de büyük şehirlere göç olduğunu söyledi. Büyükşehirlerin, her zaman ekmek veren yerler olmadığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: ''Arka sokakları karanlık dehliz; elinden tutanı olmazsa arka sokaklarda kayboluyor, suç işliyor, cezaevine düşüyor ya da arka sokakların karalığında gençliğini kaybediyor. Her türlü kötü alışkanlıklarla karşı karşıya kalan binlerce gencimiz oluyor. Geçim darlığı, yuvaları da sarsıyor. Bugün için ülkemizde 2008'den bu yana yoğun bir şekilde boşanma olayları gerçekleşiyor. Bazıları anlaşarak ayrılırken, bazıları gerilim içerisinde şiddete dayalı olarak yuvalarını ayırıyor. Bazıları ayrılıyor ama baba evine gidemiyor. Var olan 52 sığınma evine gidiyor. Bakıyor ki sığınma evleri de dolu, bir yer bulamazsa sokakta kaybolan kadınlar arasına katılıyor. Bunun yanında 300'e yakın kadın, şiddet sonucu katledilmiş ya otoban kenarlarına parçalanmış vaziyette ya da ormanlara terk ediliyor. Televizyonlarda saatlerce başka haber yokmuş gibi bunları yayınlıyor. Dolasıyla hayat zehir ediliyor. Bu ülkede güven asayiş kalmıyor.''
 

'... Namus sözü veriyorum'

''Terör almış başını gidiyor'' diyen Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hakkari'de kepenklerin inmesinden, arabaların kontak kapatmış olmasından şikayet ettiğini söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti: ''Sen necisin? 'Ortadoğu'nun eş başkanıyım' diyorsun, 'sultanım', 'padişahım' diyorsun, en muktedir başbakan olduğunu söylüyorsun. Hakkari'de kepenk inmişse beslediğin büyüttüğün PKK'lılar bunu yaptı diye şikayet etmeye ne hakkın var? Bunları azdıran sensin. Bu iktidarın devamı mümkün değildir, yorulmuştur tükenmiştir, yıpranmıştır. Bu iktidarın üçüncü dönemi olmaz, üçüncü dönemin halka getireceği refah ve mutluluk yok. Olsa olsa geceleri uykusuz kalan, kabus gören, 'bir ayağım tökezlese, iktidardan uzaklaşsam, yolum Yüce Divan' korkusu sarmış bir Başbakan ve Recep Tayyip Erdoğan var. İktidar, olmanın ısrarı bundandır. Bunun için de yapmayacağı kalmamıştır.''

Türkiye'de evlere paketler göndermek suretiyle hane halkının oylarının gasp edildiğini iddia eden Bahçeli, ''Vatandaşın yoksul olmasını ve bugünkü iktidara mecbur kalmasını sağlamak istiyorlar. Bu paket kimin? AKP'lilerin değil bu paket, milletin vergileri, devletin gelirleriyle oluşmuş kaynaklardır. Öyleyse o paketleri alın yiyin, için, utanmayın, ezilmeyin bu istismarı yapana vurun tokadı gitsin. MHP, bu anlayışla 9 yıllık iktidar tahribatını ortadan kaldırarak, onarım ve toparlanma iktidarını kurmak istiyor. İktidarın tahribatını 100 ana kalemle tespit ettik, 100 çözümle milletimizi mutluluğa kavuşturmak istiyoruz. İşsizliğin kökünü kazımak, yoksullukla mücadele etmek, terörün silinmesine gayret göstermek için namus sözü veriyor ve bu 100 çözümü yapacağımızı söylüyorum'' dedi.

Bahçeli Ordu'da

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri hafife alamayız. Şimdi bunu iyi düşünerek Hakkari, Şemdinli, İstanbul ve bazı batı illerinde ortaya çıkan ayaklanma, sivil itaatsizlik gibi eylemleri hafife alamayız'' dedi.

Partisince Ordu Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap eden Bahçeli, 12 Haziran seçimlerinin, milletin kaderinin belirleneceği bir kader anı olacağını söyledi.

Ordululardan, mazeretleri olmadığı sürece 12 Haziran'da mutlaka oy kullanmalarını isteyen Bahçeli, siyasi iktidara ise daha fazla sorumluluk ve görev düştüğünü belirterek, ''Siyasi iktidarın görevi Türkiye'nin bugün yaşanan siyasi, sosyal ortamında seçimlerin adil, dürüst, hile karıştırılmadan, sağlıklı ve güvenli bir ortamda yapılmasını sağlamak olmalıdır. Eğer başarılı olunabilinirse seçim sonuçları üzerinde hiçbir unsur, hiçbir odak, hiçbir dış merkez, Türkiye üzerindeki oyunlarına devam imkanı bulamaz ve sonuçlar üzerinde millet idaresi keskinleşir'' diye konuştu.

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunarak, AKP'nin 9 yıllık iktidarının incelenmesi halinde Başbakan Erdoğan'ın çırak da kalfa da olamayacağını öne sürdü.

Çıraklığın, öğrenmeyle ilgili eğitim sürecini kapsadığını belirten Bahçeli, şu ifadelerde bulundu:
''Kalfa, kendisini ustalığa hazırlayabilecek bir konuma ve kıvama geldiği için yavaş yavaş, ustasının işini yapabilecek değerlere tabi tutulur. Kendi kendine 'ustayım' demezsin, ustalarının seni usta görmesi halinde sen usta olursun. Öyleyse, 'senin dönemin nedir?' diye baktığımızda 9 yıllık dönemin ilk 2002-2007 arası ABD'nin yönlendirmesi, AB'nin dayatmalarına sadakatle bağılılığın sonucu, Türkiye'nin üniter ve milli yapısını ve toprak bütünlüğünü tahrip eden bir gaflet dönemini yaşadın. 2007'den sonra ise özellikle 1 Ağustos 2009 tarihinde, PKK'nin siyasallaşması adı altında demokratik açılım zırvası ile Türkiye'yi bir yıkım sürecine soktun. Şimdi üçüncü dönemi istiyorsun.''

Ortadoğu'daki gelişmeler

Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere işaret eden Bahçeli, olayların hafife alınamayacağını söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Mısır'da Hürriyet Meydanın'da 18 gün Mısır halkı toplandı. 18 gün sonra Hüsnü Mübarek iktidardan ayrıldı. Şimdi Yüce Divanda sorgulanıyor. Kaddafi yönetimindeki Libya'nın geldiği son aşama ortada. Burnumuzun dibindeki Suriye'ye baktığımız zaman aynı şekilde iç gelişmeleri orada görüyoruz. Demek ki, Türkiye'nin etrafında ateş var. Toplumlar kaynıyor ama yerine halk gelmiyor. Mısır'da 20 gün sürmedi Hüsnü Mübarek gitti, yerine silahlı kuvvetler konseyi şu an ülkeyi yönetiyor. Şimdi bunu iyi düşünerek, Türkiye'deki bazı olayları hafife alamayız. Hakkari, Şemdinli, İstanbul ve batı illerinde ortaya çıkan ayaklanmaları, sivil itaatsizlik gibi eylemleri hafife alamayız. Yine bazılarının telkiniyle Libya'nın iç işlerine karışıyor, buradaki muhalefet liderini Türkiye'ye çağırıp ABD'nin aklını ona söylüyorlar. Yani iç işlerine karışarak, Libya'yı bir başka yöne doğru sürüklemede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sanki bölgesel bir güç özelliği ile devreye sokmuş oluyorlar da Libya'ya çözüm bulmuş oluyorlar. Pekala, sen bu hatayı böyle yaparken, 'sen nasıl ki Libya'nın iç işlerine karıştınız, nasıl ki oradaki muhalefet liderini Türkiye'yi çağırıp ülkenin bölünmesine katkı sağlıyorsunuz, biz de senden İmralı'yı istiyoruz' derlerse ne yapacaksın?''

Bahçeli, konuşmasının son bölümünde de Hilal Kart projesini vatandaşlara anlatarak, 12 Haziran'da vatandaşlardan kendilerine destek vermelerini istedi.