'Cafe Müller' gösterim ve söyleşisi

Alternatif Tiyatrolar Buluşması 2012 kapsamında düzenlenen Mimesis Dramaturji Toplantıları'nda 8 Mayıs Salı günü saat 19.30'da 'Pina Bausch-Cafe Müller'in gösterim ve söyleşisi İTÜ Taşkışla Kampüsü'nde gerçekleşecek.

'Cafe Müller' gösterim ve söyleşisi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.05.2012 - 12:54

Söyleşiye konuşmacı olarak ünlü koreografin titizlikle izleyen ve tanınmasına katkıda bulunan mimar-tasarımcı Mehmet Kerem Özel, klinik psikolog-film eleştirmeni Oktay Şılar,akademisyen-koreograf Zeynep Günsur’un katılacaklar. Etkinlikte Café Müller’in video kaydı izlenecek, ardından kendi alanlarında uzman olan konuşmacılar tarafından eserin çok katmanlı yapısının analizi yapılacak.

1978 tarihli bir Pina Bausch gösterisi olan Cafe Müller, sadece masa ve sandalyelerden oluşturulmuş sade ve deneysel bir mekân içerisinde gerçekler ve düşlerin iç içe geçtiği bir durumun sergilenmesi üzerine kuruludur. Etkinlik kapsamında önce katılımcılarla birlikte, “Pina Bausch ve topluluğu dans mı ediyor, yoksa tiyatro mu yapıyor” sorusunun kolayca ortaya atılabileceği ve kısaca “gösteri” olarak nitelendirebilecek, türlerin iç içe geçtiği bir anlayışın önemli ve klasikleşmiş örneklerinden birisi olan Cafe Müller izlenecek.
Şimdi yeni bir soluklanma

Alternatif Tiyatrolar Buluşması bugünü ve geçmişten bugüne nasıl geldiği şu sözlerle açıklıyor;
Bundan tam altı yıl önce, o dönemde İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu’nun (İATP) bileşenleri olan gruplar, uzun süredir organizasyonuna devam ettikleri İstanbul Amatör Tiyatro Günleri’ne (İATG) kısa bir soluklanma arası vermiş ve Alternatif Tiyatrolar Buluşması adıyla daha mütevazi bir etkinlik düzenlemeyi tercih etmişlerdi. Ardından yollarına bıraktıkları yerden devam etmiş ve İATG’yi sürdürmüşlerdi. Geçtiğimiz yıl İATG 20. kez çeşitli toplulukların seyircileriyle ve birbirleriyle buluşmalarına vesile oldu. Zengin bir programla ve bazı duayen tiyatrocuların da katılımıyla önemli bir deneyimin bileşeni olma şansını yakaladılar. Şimdi yeni bir soluklanmaya ihtiyaçları var.

“Neden” diye sorulabilir. Şunu en baştan belirtmek lazım ki bu soluklanma devam eden bir yolculuğun ya da serüvenin nihayetlenmesi anlamına gelmeyecek. Bu sadece yola daha zinde devam etmek amacıyla verilmiş bir mola. Belki de yeni atılımlara ve yeni açılımlara zemin hazırlayacak bir duraklama anı. Geçmişte İATG’yi organize eden ve bugün her şeye rağmen ısrarla yan yana durmaya devam eden bazı grupların ihtiyacını duyduğu aktif bir dinlenme pratiği.

Elbette ki bugün bu türden bir buluşmayı gerçekleştirirken en büyük sıkıntı, geçmişte sahip olunan örgütlenme deneyimlerinin bugün ne yazık ki hayat bulamaması. Hatırlanacağı gibi İATP 2006 yılında kendisini bir girişime dönüştürmüş, 2010 yılında da o sırada tiyatromuzda önemli boşluğu doldurmaya aday, ülke çapına yayılmayı amaç edinmiş bir başka örgüte, Türkiye Tiyatrolar Birliği’ne katılmıştı. Ancak bu deneyim ne yazık ki olumlu sonuçlar doğurmadı. Ve eskiden İATP’nin bileşenlerini oluşturan gruplar TTB ile yollarını ayırmayı tercih ettiler.

Geçtiğimiz yılki 20. İATG ve bu yılki ATB’nin değeri bu perspektiften bakıldığında daha iyi anlaşılacaktır. Çünkü bu organizasyonlar belli bazı tiyatro gruplarının, İATP deneyiminde hayat bulan alternatif bir örgütlenme kültürüne sahip çıkmaya devam ettiğinin ve gelecekte onu yeniden pratiğe dökecek bir iradenin ortaya çıkacağına dönük bir inanç taşıdığının en somut göstergeleri.

29 Nisan Pazar günü “Türkiye veYunanistan’da Gölge Oyununa Kültürel Çoğulcu Bir Bakış”paneliyle başlayan etkinlikler; 13 Mayıs Pazar günü Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi Uçaksavar Kampüsü’nde saat 20:30’da “Türkiye’de Arapça Tiyatro” söyleşisiyle noktalanacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler