Caferilerden kardeşlik mesajı

Caferi İnancını Tanıtma Derneği (Caferi-Der) tarafından Hz. Muhammed'in torunu, Hz. Ali'nin oğlu İmam Hüseyin ile 72 arkadaşının Kerbela Çölü'nde şehit edilişlerinin 1370. yılı dolayısıyla Halkalı'daki Aşure Meydanı'nda ''Evrensel Aşure Matem Merasimi'' düzenlendi.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Törende konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, bazılarının ''Bugün yaraları kaşımaya gerek yok, kendi mezhebinden olmayan kesimlere öfke olarak yönelir, kardeşliğimiz bozulur'' gibi kendi kendilerine felsefe yaptıklarını belirterek, ehli beyt ve onlara bağlı olanların hep bugünü andıklarını ve Hüseyin'e ağladıklarını söyledi.
Bu camianın bugüne kadar hiçbir zaman kardeşlerin karşısına öfke, kin ve düşmanlıkla çıkmadığını vurgulayan Özgündüz, ''Şu ana kadar kardeş kanı akıtan taraf, Hüseyin aşıkları olmamıştır. 1370 senelik tecrübe bunu göstermiştir. Kan dökenler, can yakanlar başkalarıydı'' dedi.

Özgündüz, Hz. Hüseyin'in hep sevginin, aşkın, kardeşliğin mektebi olacağını vurgulayarak, ''Kim ne derse desin, Hüseyin bizim ruhumuz, aşkımız. Peygamberimiz bize 'Canımı canından, evladımızı da evladından daha çok sevmeyen kamil mümin olamaz' demiştir. Bütün dünya duysun ki, bizim canımız Muhammed'in canına kurban olsun, evladımız da onun evlatlarına kurban olsun'' diye konuştu.

Konuşmasında hükümetin başlattığı açılımlara da değinmek istediğini belirten Özgündüz, ''Ermeni açılımı'' konusundaki görüşleri dile getirdi. Barış ve dostluğun tarafların samimi iradesiyle tesis edileceğini vurgulayan Özgündüz, şöyle konuştu:

''Ermenistan işgalci bir devletçik. Can Azerbaycan, kardeşleri arasında en çok Türkiye'ye güvenmektedir. Azerbaycan'ın nüfusunun yüzde 20'si Ermeni tehciri altında kamplarda sefalet içinde yaşıyorken ve Karabağ işgaldeyken Ermeni ile barışamayız. Azerbaycan haklı davasında bizden yana yalnız bırakılırsa bunun açtığı gönül yarası hiçbir merhemle şifa bulmaz. Karabağ hallolmadan bu kapılar açılmaz, bu ilişkiler normalleşmez. Devlet ve millet olarak kardeşine ihanet lekesiyle tarihe geçmek istemeyiz ve kardeşimizi, Azerbaycanımızı kurda kuşa yem etmeyiz.''

Irak'taki Kürtler'in ''kardeş ve hısım'' olduğunu kaydeden Özgündüz, ''Onların sorunlarıyla ilgilenmek en büyük görevimizdir. Çünkü onlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız. Irak'taki merkezi yönetimin fikri alınarak, onlara rağmen değil, onlarla beraber Irak'taki Kürt kardeşlerimizin sorununa eğileceğiz. Emperyalistler, el alem çözecek değil ya? Biz kardeşiz, bu da bizim aile meselemizdir. Siyonistlerden, emperyalistlerden medet ummamalıyız'' diye konuştu.
 

''Alevi açılımı''

''Alevi açılımı'' konusundaki görüşlerini de dile getiren Özgündüz, ''Bu yurdu Türk yurdu yapan anlayışın mensuplarından bahsediyoruz. Ehli beyt anlayışıyla yoğrulmuş, Türk yurdunu İslam yurdu yapmış bir anlayıştan bahsediyoruz. Ne yazık ki ülkede en çok emeği olan bu kesim, haklarından en çok mahrum olan kesimdir. Onların sevgiye ve aşka dayalı, incinsen de incitme anlayışı bağnazlıktan uzak görüşleri ülkeye güzel şeyler katıyor. Bu anlayışı beğenin ya da beğenmeyin ehli beyt aşkının beğenilmeyecek yanı nerede? Bu kültürün yaşamasına katkı yapmak, kurutmamak lazım'' dedi.

''Roman açılımı''nın da gündeme geldiğini ifade eden Özgündüz, Romanlar'ın ülkenin neşe kaynağı olduğunu, devletin ülkedeki kültür ahengini bozmadan sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Ülkede nüfusları 3 milyonu bulan Caferi ve Azeriler için bir açılımın gündeme gelmediğini kaydeden Özgündüz, ''Böyle bir açılım var mıdır, yoksa onlar hak etmiyorlar mıdır? Hiçbir zaman ülkesine, milletine, devletine ihanet içinde olmamış, ülkenin kültürüne büyük katkılar yapan en güzel renkten bahsediyoruz'' dedi.

''Devletimiz kalbimiz, biz etrafındaki unsurlarız'' diyen Özgündüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kalbimizi et kemik olarak koruyacağız. Kalbimiz de teklemeden vücudun bütün uzuvlarına hayat bahşeden kanı pompalayacaktır. Kan gitmezse beden muzdarip olur. Temsilde, paylaşımda adaleti sağlayın o zaman kimse küskün, dargın olmaz. Azeri ve Caferi toplumunun TBMM'de kapısını vuracağı bir kişinin olmaması demokrasinin kusuru demektir. Parlamento çatısı altında herkes adaletli dağılırsa sorunlar çözülür. Kürdü, Türkü, Alevisi, Caferisi, Sünnisi biz bir bedeniz. Açılım falan da istemiyoruz. Açılımlara gerek de yoktur. Hükümet iyi niyetli adımlar atıyor, birilerine iyi niyetle haklarını vermek için çırpınıyor. Biz bir millet, bir devlet, bir can, bir ruhuz. İçinde oturduğum evi de elimden alsalar, kardeşime kurşun sıkmam. Ben Mehmetçiğime, polisime hiçbir kardeşime kıyamam. Dünya gelip geçici... Allah'ın huzuruna pençelerimde kardeş kanıyla çıkmak kadar utanç verici bir şey olabilir mi? Bizi kimse ötekileştirmesin. Biz azınlık değil, bu ülkenin sahibiyiz. Yabancılık çekenler, yabancı olmadıkları yere gidebilirler. Hükümete açılım çalışmalarında başarılar diliyorum. Çalışmalar şehit ailelerini unutmadan, incitmeden ikna edilerek yürütülmeli.''

Terör örgütü üyelerinin Türkiye'ye gelişlerine de değinen Özgündüz, ''Ülkeye gelirken zafer işareti yapmaya gerek yok. Neyin zaferini verdiniz? Binlerce yiğidi gömdünüz. Bunun kutlanacak yanı yok. Zafer işareti ile birbirimizi tahrik etmeye gerek yok. Ülkemiz üzerinde birileri kara bulut dolaştırmak istiyor. Gün birlik günüdür'' dedi.

Özgündüz, zamanında birbirinin kanını döken ülkelerin bugün sınırlarını açtığını, tek para birimi kullanmaya başladığını ifade ederek, ''Bize ne oluyor? Allah İslam aleminin yardımcısı olsun'' diye konuştu.

Konuşmasında 1370 yıl önce Kerbela'da yaşanan olayları da zaman zaman ağlayarak anlatan Özgündüz, törene katılanlara ''Dininizde mutluysanız bunu Hüseyin'in pak kanına borçlusunuz'' diye seslendi.