CHP'den Davutoğlu hakkında gensoru (01.10.2012)

CHP, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında, ''tehlikeli ve maceracı bir dış politika yürüttüğü, bunu yaparken bir çok gerçeği yasama organından ve halktan gizlediği'' iddiasıyla gensoru önergesi verdi.

CHP'den Davutoğlu hakkında gensoru (01.10.2012)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.10.2012 - 08:46

CHP'nin, TBMM Başkanlığı'na sunduğu gensoru önergesinin gerekçesinde, 25 Ağustos'ta bazı milletvekilleri de dahil CHP'li bir heyetin, Hatay'da Suriye'den gelen geçici sığınmacı kamplarını ziyaret amacıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Daire Başkanlığı'na resmen başvurduğu ve iznin alınması üzerine kampı ziyaret etmek istediği anımsatıldı.

Bu kampın farklı olduğu ve ziyaret edilemeyeceği belirtilince, Türk dış politikasında uzun süredir iddia düzeyinde kalan bazı savların da geçerlik kazandığının ifade edildiği gerekçede, yetkililerin, kampta Suriye ordusundan ayrılan subayların aileleriyle birlikte kaldığını savunduğu belirtildi.

Gerekçede, ancak bu kampın aynı zamanda öteden beri Suriye'de silahlı mücadeleyle rejimi devirmek isteyen ve ''kimi zaman birçok katliamı yapan'' Özgür Suriye Ordusu'nun karargahı olduğu, komutanlarının da burada kaldığı iddiasına yer verilerek, şu ifadeler kullanıldı: ''Nitekim komutanların isimleri sayılmakta ve bazı yabancı gazeteciler içeriye sızarak bunlarla mülakatlar yapabilmektedir. Aileleriyle kalan ve yetkililere göre artık sivil olan eski subayların bulunduğu bir kampı milletvekillerinin bile ziyaretine izni verilmemesi bu iddiaların gerçek olduğunu göstermiştir. Hatay'da askeri giysili kişilerin kol gezmesi, bunun yerli ve yabancı medyada konu olması, sınır kapılarının kontrolsüz hale gelmesi Türkiye'nin, Suriye'nin içinde silahlı bir mücadeleyi açıkça desteklediğinin göstergeleridir. Bu bağlamda Türkiye'nin silahsız bir keşif uçağının düşürülmesi karşısında hiçbir karşılık veremeyip ciddi bir tepki gösterememesi, hem ulusal itibarımızı ve bölgedeki caydırıcılığımızı önemli ölçüde zedelemiş, hem de ulusal güvenliğimizi riske sokmuştur. Bugün Suriye içindeki çeşitli silahlı muhalefet güçleri kurtarılmış bölgeler oluşturmakta, bu gelişme bir taraftan Suriye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırırken, diğer yandan da Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü ve güvenliğini tehdit etmektedir.''

Gerekçede, Ermenistan ile bazı protokoller imzalandığı ancak hazırlık çalışmalarının yetersizliği nedeniyle Azerbaycan ile ilişkilerde gerginlikler yaşandığı, bu protokollerin de hayata geçirilemediği ifade edildi. Ulusal itibarı olumsuz etkileyen ve 9 yurttaşın öldürülmesine varan talihsiz gelişmeler sonucunda İsrail ile ilişkilerin sıfır noktasına indirildiği, Ortadoğu barış süreci çerçevesinde Arap-İsrail ihtilafının tüm taraflarıyla ilişkiye girebilme özelliğinin yitirildiği belirtildi.

Gerekçede, şu görüşlere yer verildi: ''Öte yandan Hükümet, İsrail ile ilişkilerin telafisi için yüksek sesle belli koşullar ileri sürer gözükürken, erken ikaz radarı konuşlandırılmasında görüldüğü gibi İsrail'in savunması için Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden taleplere onay vermiştir. Karmaşık bir etnik ve dini yapısı olan Ortadoğu coğrafyasında Türkiye tarihi boyunca bu etmenlerin ötesinde durarak, demokratik ve laik bir ülke olarak parlamıştır. Türkiye tarihsel olarak izlediği dış politikada silahlanmaya karşı durmuş ve barışçıl bir doğrultu izlemiş ve asla başka bir ülkenin içişlerini karıştırmaya tevessül etmemiştir. Hele bir silahlanmanın aracısı hiç olmamıştır. Bugün böylesine maceraperest bir serüvenin peşine takılarak, özellikle de uluslararası camianın sürdürdüğü barışçı yollardan çözüm bulma çabalarının dışına sürüklenerek bu zeminlerde tek kalması Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla bağdaşmayan bir durumdur. Batının demokrasi ve çağdaşlık birliği olan AB'den uzaklaşarak, Ortadoğu'da etki alanı arayan maceracı dış politika nihayet ulusal güvenliğimizi tehdit edecek düzeye varmıştır. Bu politikanın mimarı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkındaa gensoru açılmasını arz ederiz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler