CHP'den dört eski bakan hakkında önerge
CHP, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmasına ilişkin dört ayrı önergeyi TBMM Başkanlığı'na sundu.
Önergelerde, çağdaş demokratik hukuk devletlerinde, konumu, görevi ve mesleği ne olursa olsun suç işleyenlerin cezalandırılmasının temel bir ilke olduğu, bu ilkenin, herkesin kanunlar önünde eşit olduğunu göstermesi ve yine suçların takipsiz bırakılmamasının doğal bir sonucu olduğu belirtildi.
Parlamenter demokrasilerde, parlamentoların yasa yapma yanında diğer bir asli görevinin de yürütmeyi denetlemek olduğu kaydedilen önergelerde, bunun anayasada da belirtildiği vurgulandı.
Önergelerde, şu ifadelere yer verildi: "Yaklaşık 3 aydır Türkiye'nin gündemini işgal eden, 17 Aralık 2013 tarihinde başlayan operasyonla 61. Hükümetin dört bakanı hakkında Cumhuriyet tarihimizde ve hatta dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş boyutta; rüşvet, yolsuzluk, kaçakçılık, sahtecilik, nüfuz suistimali, suçluyu kayırma gibi çeşitli suçlardan dolayı birçok iddiada bulunulmuş ve bu iddialara ilişkin çok sayıda bilgi ve belge, çeşitli vasıtalarla kamuoyuna açıklanmıştır. 17 Aralık soruşturmasıyla birlikte, siyasi hayatımızda ve kamuoyunun gündemine ayakkabı kutusunda saklanan dolarlar, çikolata kutusuyla gönderilen 500 bin dolarlık bayram harçlığı, evde bulunan para kasaları, 700 bin liralık saat gibi kavramlar girmiştir."
Bayraktar ile ilgili önerge
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile ilgili önergede, "Yapılan tüm işlemlerin Recep Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dahilinde yapıldığını ve milleti rahatlatmak için Recep Tayyip Erdoğan'ın istifa etmesi gerektiğini açıkladıktan sonra Bakanlık'tan istifa ettiğini açıklayan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın ismi, özellikle 25 Aralık soruşturmasıyla ilgili iddialarda sıklıkla geçmektedir. Çeşitli iş adamlarının özellikle arazi işlerinde kolaylık sağladığı, kültür ve tabiat varlıklarının statülerinde değişiklik yaparak inşaatlar için özel düzenleme yapılması için uğraştığı, imara ilişkin çok sayıda yenileme ile kendisine yakın iş adamlarına sağladığı rant ile doğrudan ve dolaylı yoldan çıkar elde ettiği, defalarca kez rüşvet aldığı ileri sürülen Bayraktar'ın oğlu da aynı soruşturma içinde anılmaktadır" denildi.
Bağış ile ilgili önerge
Eski AB Bakanı Egemen Bağış ile ilgili önergede, şunlar kaydedildi: "Ülkemizin siyasi hedeflerinin en başında yer alan AB üyeliğiyle ilgili hem teknik hem siyasi hem de hukuki işlerin eş güdümünden sorumlu bir Bakan olan Egemen Bağış, isminin yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile birlikte anılması üzerine, kamuoyunun büyük baskısı karşısında Recep Tayyip Erdoğan tarafından korunamayarak, operasyondan ancak 10 gün sonra görevinden istifa etmek zorunda kalmıştır. AB eski Bakanı Egemen Bağış hakkında kamuoyunun da bilgisi dahilinde olan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanıp TBMM Başkanlığı'na gönderilen fezlekede, 17 Aralık 2013 tarihli soruşturmanın odak noktasında bulunan ve birçok suçtan şüpheli Rıza Sarraf isimli kişiden 3 seferde toplam 1,5 milyon dolar rüşvet aldığı iddia edilmektedir. Söz konusu rüşvetlerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/120653 sayılı soruşturma dosyasında şüpheli olan Rıza Sarraf'ın bürokratik işlerini takip etmek, babasına İtalyan vizesi ve oturma izni alınması konusunda aracı olmak, yine Sarraf hakkında ulusal bir gazetede yayınlanması planlanan yolsuzluklarla ilgili bir haberin yayını durdurmak için tavassutta bulunmak ve Sarraf'ın yürüttüğü otel projesi ile ilgili yardımcı olmak amacıyla alındığı ileri sürülmektedir."
Çağlayan ile ilgili önerge
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile ilgili önergede şu ifadelere yer verildi: "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/120653 sayılı soruşturma dosyasında şüpheli olan Rıza Sarraf'ın sahte belgelerle ihracat karşılığı Halk Bankası'ndan çektiği paralarla altın alıp İran'a ihracat işlemlerinde kolaylık sağlamak, Gana'dan Dubai'ye transit ihracat gibi gösterilen, ancak, İstanbul Atatürk Havalimanı'na inen bir uçakta bulunan 1,5 ton altınla ilgili kaçakçılık eyleminin adli ve idari soruşturulmasını engellemek, ithalat ve ihracat işlemlerine aracılık eden Halk Bankası'nın bu işlerden alınan komisyon oranının düşürülmesine böylelikle Halk Bankası'nın zararına yol açmak amacıyla toplamda 28 seferde 52 milyon dolara varan miktarda rüşvet aldığına ilişkin iddialar, 17 Aralık 2013 tarihinden bugüne kadar kamuoyunun gündemini meşgul etmektedir. Adı geçen eski Bakan'ın defalarca kez kendisine ve İçişleri eski Bakanı Muammer Güler ile AB eski Bakanı Egemen Bağış'a rüşvet verdiği ileri sürülen kişinin özel uçağıyla Umre ziyareti yaptığına ilişkin iddia yüce dinimiz İslam'ın kutsallarının rüşvet ve yolsuzlukla birlikte anılmasına ve kamuoyunda büyük tepki doğmasına neden olmuştur."
Güler ile ilgili önerge
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile ilgili önergede ise şunlar kaydedildi: "17 Aralık operasyonunun başlamasından sonra Hükümet sözcüsünün; 'oğlunun evine yapılan baskını televizyondan izlemesi bir baba için ne acı' denilerek, yolsuzluk ve rüşvetin neredeyse mağduriyete dönüştürüleceği durumun da kendisini kurtaramadığının anlaşılması üzerine İçişleri Bakanlığı yapan Muammer Güler, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması başladıktan yaklaşık 10 gün sonra istifa etmek zorunda kalarak, iddiaların gerçekliği konusunda kamuoyunda oluşan kanaati güçlendirmiştir. Hakkında defalarca kez rüşvet vermek, kaçakçılık, sahtecilik gibi suçlardan şüpheli olan Rıza Sarraf'ın trafikte durdurulmaması için araçlarına trafikte geçiş üstünlüğü kartı ve koruma polisi verilmesi, Sarraf'ın yakınlarının Türk vatandaşlığına geçirilmesinin sağlanması, bu kişinin Çin'deki paravan firmalarının bankalarla sıkıntıların giderilmesi için İçişleri Bakanı sıfatıyla referans mektubu yazılması, Rıza Sarraf'ı MASAK'ın takip etmesine yol açan ihbarı yapan Emniyet Müdürü'nün İstanbul'dan tayininin çıkarılması, Rıza Sarraf'ın usulsüzlükleri hakkında basında çıkacak haberlerin engellenmesi karşılığında her bir iş için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 10 milyon dolar civarında rüşvet aldığına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanarak TBMM Başkanlığı'na gönderilen fezlekeye konu iddialarla ilgili tartışılmalar halen devam etmektedir."
Önergelerde, "Yürütmeye mensup Bakanlarla ilgili bu iddiaların, yürütmeden bağımsız çalışacak Meclis Soruşturma Komisyonu'nca incelenmesi, delillerin toplanması ve suçun işlendiğine kanaat getirilmesi durumunda, adı geçen Bakanların TBMM tarafından Yüce Divan'a sevk edilmesi, yurttaşların devlete ve kanunlara olan saygısını artıracak, aynı zamanda yürütme organı mensuplarının hukuka uygun davranmalarını sağlayacak ve suç işlemelerini önleyecektir" denildi.
Önergelerde, söz konusu Bakanlar hakkında, açıklanan nedenlerden ve bunları görevleri sırasında işlemelerinden dolayı Meclis Soruşturması açılması talep edildi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza