CHP'den Ne İsteniyor? Ne Yapmalıdır?

CHP'den Ne İsteniyor? Ne Yapmalıdır?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.12.2010 - 07:15

Cumhuriyet Halk Partisi, kuruluş ilkelerine, varlık nedenine aykırı olarak ulus devletin sınırlarını tartışarak emperyalizmin yedeklediği özerklik ya da federasyon gibi tuzaklara düşürülemez. Son günlerde bazı çevrelerden partinin kimlik kaymasına yöneldiği eleştirisini alırken sağ cepheden de başka öneriler yapılmaktadır.


Bu günlerde, Cumhuriyet Halk Partisi, yine sınavdan geçiyor. Bu sınavda sınıfta kalmasını, iç kavgaya gömülmesini, ayrıntılarda boğulmasını isteyenler el ovuşturuyorlar.

Cumhuriyet Halk Partisi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ateş çemberinden geçen, kökü ulusal direnişe dayanan devrim partisinin adıdır. O, hep kimliğine sahip çıkarak yenilenmiş, örgüt yapısını daima diri tutmayı başarmıştır.

Olayları irdelerken, siyasi partilerin doğuş koşullarına, toplum hayatındaki izlerine bakarsak genellikle partileri, doğuş koşulları ve toplumsal tabanının şekillendirdiğini görürüz.

O halde Cumhuriyet Halk Partisi’nin yerini, toplumsal yükümlülüklerini bilerek eleştiri ve öneriler bu bağlamda yapılmalıdır. Daha Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlığında, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulmuş (17 Kasım 1924) örgütlenmesi sırasında ise laikliğe aykırı davranışlar sergilemiştir.. Arkasından da Şeyh Sait isyanı başlatılmıştır..

Mezhep ayrılıkları

Tarihsel deneyler göstermiştir ki, dünyanın her yerinde inançları, etnik farklılıkları, bölgeciliği, mezhep ayrılıklarını hep emperyalizm kullanmıştır. Arkasına emperyalizmi alan dincilik ve bölücülük (inançlı sade Müslümanları tenzih ediyor, ayrı tutuyorum) modernleşmenin ve çağdaşlaşmanın karşısında daima ittifak halindedir.

Türk Aydınlanma devrimi, ulusal egemenlik-bağımsızlık-özgürlük ayakları üzerinde duran, aklı ve bilimi temel alan bir eğitim sistemiyle, çağdaşlaşmayı temel almıştır: Ulus devlet için eğitim birliği, hayati önemdedir, eğitim birliği olmadan kalkınma ve çağdaşlaşma olamaz.

O nedenle bağımsızlıkçı, modernleştirici bir parti, emperyalizme bağımlı, dinciliğe tutsak edilemez.

“Kimliği ve ideolojisi kısaca özetlenen Cumhuriyet Halk Partisi’nden ne isteniyor?” sorusunun yanıtını doğru vermek gerekiyor.

Türban tartışmaları

Ülkemizde bilerek yaratılan, zorla gündeme taşınan Güneydoğu veya Kürt sorunu ile öğrenim özgürlüğü, giyim kuşam sorunu diye sunulan türban tartışmaları iç barışı da kalkınmayı da engellemektedir.

Zararı da bölge halkı, halk çocukları ve yoksul yığınlar görmektedir. Türban, gündeme, giyim kuşam ve kadınların özgürlük sorunu olarak gelmemiştir. Tam tersine, kadınlarımızın inanç kutsiyetini hiçe sayan ve kötü amaçla kullanan bir siyasal tuzaktır.

CHP siyasi kurgulamanın dışında olan inanç ve ibadet özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacaktır.

Öte yandan ülkemiz, dış güçlerce dayatılmış bir başka sorunla 25 yıldır boğuşmaktadır.

Ülkemizin güneydoğusunda feodal bağların çözülmemesinden kaynaklanan ve adına “Kürt sorunu” denen bir gerçek vardır. Biliyoruz ki Kurtuluş Savaşı yıllarında Doğu’da tüm bölücü bölgesel kurgulamaları yapan baş aktör İngiliz emperyalizmidir. Bugün ise aynı görevi ABD almıştır.

Tırnaklarını Ortadoğu’ya geçirmiş, bölgedeki göreceli istikrarı yok etmiştir. Şimdi görünürde Irak’tan çekilirken Kürtlere bir hami bulması gerekmektedir. Bu “görev” de Türkiye’ye verilmektedir.

Ancak Türkiye’nin kendi içindeki Kürt vatandaşları ve dışarıdaki Kürt komşuları ile doğal akış içinde bir ilişki kurması, ABD’nin işine gelmemektedir. Böylesi bir çözümleme ABD’nin tırnaklarının bölgeden sökülmesi anlamına gelecektir.

Sorun da tam burada düğümlenmektedir. Pentagon’da ABD’nin tezgâhlarında bölge için yazılan senaryolar, Türkiye, İran ve Suriye’deki iç dinamikler nedeniyle çarklar sorunsuz çalışmadığı zaman da yeni senaryolar, yeni kurgulamalar yapılmaktadır. Bu günlerde BDP’nin ve PKK’nin talepleri her gün yenilenmekte, çıta giderek yükseltilmektedir..

Federasyon, bölgesel özerklik gibi ilişkiler dillendirilmeye başlanmıştır.

Dillendirilen öneriler, ne Kuzey Irak Kürtlerinin ne de bizim vatandaşlarımızın lehinedir... Bunlar, düpedüz emperyalist bir kurgulamadır.

Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, ulusal mücadeleyle elde edilen, vazgeçemeyeceği kazanımları vurgulayarak kamuoyuna ilan etmeli, belirgin hale getirmelidir.

Güneydoğu raporu

CHP kökenli SHP’nin hazırladığı Güneydoğu raporundaki öneriler önemlidir. Nedense bu rapor gerilere itilmiş, Güneydoğu sorunu artık Kürt sorunu olarak önümüzde durmaktadır.

Sisler arasındaki açılım söylemleri, kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklar ne acı ki daha çok kan dökülmesine, anaların daha çok ağlamasına yol açmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partisi, kuruluş ilkelerine varlık nedenine aykırı olarak ulus devletin sınırlarını tartışarak emperyalizmin yedeklediği özerklik ya da federasyon gibi tuzaklara düşürülemez. Son günlerde bazı çevrelerden partinin kimlik kaymasına yöneldiği eleştirisini alırken, sağ cepheden de başka öneriler yapılmaktadır. CHP’nin ulusal duruşunu “statüko” diye ifade ederek statükodan(!) çıkıp AKP’nin açılım kervanına katılması beklenmektedir.

Bağımsızlıkçı ve ulusal bağlamda sorunları aşacak, korku imparatorluğunu yenecek, çözülen toplumsal dokumuzu yeniden yaratacak iktidar olmaya en yakın parti CHP’dir.

O, tarihsel kimliğine sahip çıkarak yenilenmeli, örgütlerdeki durağanlığı bir biçimde aşarak 1980 öncesi var olduğu varoşlara, yoksul kesimlere, doğal tabanına ulaşmalıdır. Parti içi demokrasi, tarihsel kucaklaşma, doğru bir yönlendirme CHP’ye iktidar yolunu açacaktır.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler